-Bir Mustafa KOÇ yazısı-
Gelin, Afrika Uluslar Kupası öncesinde turnuvanın golcülerine yakından bakalım.
Tüm dünyada Avrupa Şampiyonası ya da Dünya Kupası dört gözle beklenir. Dört yılda bir gerçekleşen bu iki organizasyon için gün sayılır, çıkarmalar toplanır. Favoriler, zayıf halkalar, tarihçe aylar önceden konuşulmaya, tartışılmaya başlanır. Ancak Afrika Uluslar Kupası için maalesef aynı şey geçerli değil. Özellikle Avrupa kıtası bu kupayı yük olarak görür. Ligler devam ederken, takımın Afrikalı oyuncularının takımdan ayrılması anlamı gelir. Bu bencilliğe rağmen Afrika’da büyük coşkuyla oynanır. Zaman zaman büyük sıkıntılara neden olsa da, ya da büyük problemler altında gerçekleşse de futbol dünyamızın vazgeçilmezleri arasındadır. Afrikalı futbolcuların en önemli dünyaya açılma noktalarından biridir.
Kupaya damga vuran onlarca olay, performans ve hikâye sayabiliriz. Bizlerde birazcık gerilere giderek kupaya golleri ile damga vuranlara bakacağız. Kupanın en golcü oyuncularını gözden geçireceğiz.
Samuel Eto’o / Kamerun / 18 Gol
Kamerun adına Afrika Uluslar Kupası’nda 18 gol atan Eto’o, Kupa’nın en golcü oyuncusu unvanını elinde bulunduruyor. Aynı zamanda 56 golle, Kamerun Milli Takımı’nın da en fazla gol atan oyuncusu olan Eto’o, kariyerine Kadji Sports Academy’de başladı ve buradan Real Madrid’e transfer oldu. Madrid’de kendisine neredeyse hiç şans verilmedi ve sırasıyla Leganés, Espanyol ve Mallorca’ya kiralandı. 2000 yılında en son kiralık olarak oynadığı Mallorca, onu bırakmak istemedi ve bonservisini aldı. Mallorca’da geçirdiği dört sezonda 48 gol atan Eto’o, asıl büyük adımını attı ve Rijkaard ile eski günlerini arayan Barcelona’ya transfer oldu. Rijkaard’ın temellerini attığı ve daha sonra Avrupa futbolunu domine eden Barcelona’nın en önemli parçalarından biriydi. Solunda Ronaldinho, sağında Ludovic Giuly ile birlikte muhteşem bir hücum hattı oluşturmuşlardı. Daha sonra Giuly’nin yerine Messi monte edilerek o dönem için Avrupa’nın en iyi hücum hattı tamamlanmış oldu ve bu periyotta La Liga’nın yanı sıra Şampiyonlar Ligi kupasını da kazanma başarısı elde etti.
Rijkaard’ın gitmesi ile birlikte takımın başına Pep Guardiola geldi ve Eto’o ile birlikte çalışmak istemedi. Ibrahimovic’e karşılık takas olarak Inter’in yolunu tuttu ve burada da Mourinho’nun önderliğinde harika iki sezon geçirdi. İtalya Ligi şampiyonluğunun yanı sıra Şampiyonlar Ligi’nde bir şampiyonluk daha yaşadı. Daha sonra iki yıllık bir Rusya macerası yaşayan Kamerunlunun bu kez yolu İngiltere’ye düştü. İki sezon önce, Inter’de beraber çalıştığı hocası Mourinho ile birlikte Chelsea’ye transfer oldu. Londra’da sadece bir sezon kalan Eto’o, takım rotasyonunun bir parçası oldu ve sezon sonunda da Everton’a transfer oldu.
Futbol yaşantısına İngiltere’de devam eden ve Afrika’nın yetiştirdiği en golcü oyunculardan biri olan Eto’o, harika bir kariyerin yanı sıra ırkçılıkla da mücadele etmek zorunda kaldı. İspanya ve İtalya’da bu konuda çok sık tacize uğradı. Özellikle Barcelona forması giydiği günlerde deplasman maçlarında çok sık hakarete varan saldırılara da maruz kaldı.
Eto’o, Kamerun Milli Takımı’nın en golcüsü olmanın yanı sıra, 118 kezle Geremi ile birlikte milli formayı en fazla giyen ikinci oyuncu onurunu da yaşayarak 2014’te milli takımdan emekli oldu.
Laurent Pokou / Fildişi Sahili / 14 Gol
Pokou, Fildişi Sahili Milli Takımı’nın en golcü oyuncularından biri değil belki ama iki Afrika Uluslar Kupasında art arda elde ettiği gol krallıkları ile bu kupa tarihinin ikinci en golcü oyuncusu olmayı başardı. 1968 ve 1970 kupalarında gol kralı olan Pokou, 68’de altı, 70’de ise sekiz gol atarak bu başarıyı elde etti. Ayrıca 1970’de turnuvanın da en iyi oyuncusu oldu.
Kariyerine, 1965 yılında Fildişi Sahili’nin ASEC Mimosas takımında başlayan Laurent Pokou’nun yolu çoğu Afrikalı futbolcu gibi 1974’te Fransa’ya düştü. 1974-76 yılları arasında Stade Rennais’de forma giyen Pokou, bu iki sezonda harika bir performans geçirdi ve 63 maçta 44 gol attı. Daha sonra iki sezon Nancy’de top koşturduktan sonra tekrar Rennais’e geri döndü. İki sezon sonra 1980’de de futbol kariyerine nokta koydu.
Rashidi Yekini Nijerya 13 Gol
Nijerya Milli Takımı’nın gelmiş geçmiş en golcü oyuncu olan Yekini, aynı zamanda Afrika Uluslar Kupası’nın da 13 golle en fazla gol atan üçüncü oyuncusu konumunda. Kariyeri boyunca adeta diyar diyar dolaşmış bir seyyah Yekini. Altı farklı ülkede toplam 12 farklı kulüpte oynadı ancak kariyerinin en önemli yıllarını Portekiz’in Vitoria Setubal kulübünde geçirdi. Burada oynadığı 122 maçta 93 gol atma başarısı gösterdi.
Nigerya için ise çok önemli işler başarmayı da bildi. Milli formayla çıktığı 58 maçta 37 gol atmayı başaran Rashidi Yekini, milli takımın en çok gol atan oyuncusu. Nijerya Milli takımı ile iki Dünya Kupası’na gitme başarısı gösterdi ve 1994 Amerika’da, Nijerya’nın Dünya Kupalarındaki ilk golünü atmayı başardı. Bunun yanı sıra 1994 Afrika Uluslar Kupası’nda gol kralı oldu ve takımının kupaya uzanmasında büyük rol oynadı. Bunun sonucunda da Kupa’nın en iyi oyuncusu seçildi.
Hassan El-Shazly / Mısır / 12 Gol
Mısır’ın gol makinası. Tüm kariyerini Mısır’ın Tersana kulübünde geçiren El-Shazly, çıktığı 325 maçta takımı adına 187 gol attı ve Mısır lig tarihinin en fazla gol atan oyuncusu olmayı başardı. Halen daha bu unvanı korumayı başaran El-Shazly, 34 golle bir sezonda en fazla gol atan oyuncu olma rekorunu da elinde tutuyor. Tüm bunların yanı sıra ligde dört kez gol kralı oldu. Ancak bireysel olarak elde ettiği tüm bu başarılara rağmen, takımıyla ligde sadece bir kez şampiyonluk sevinci yaşayabildi.
1963 Afrika Uluslar Kupası’nda altı golle gol kralı olan Mısırlı futbolcu, aynı zamanda kupanın en iyi oyuncusu olmayı da başarmıştı.
Patrick M’Boma / Kamerun / 11 Gol
Kamerun’un Afrika Uluslar Kupası’nda en fazla gol atanlar tablosuna soktuğu ikinci isim M’Boma. 2000 ve 2002 yılında Kamerun’la birlikte bu kupaya uzanan golcü oyuncu, 2000’de Afrika’da yılın oyuncusu seçildi ve 2002’deki kupada ise gol kralı olmayı başardı. Eto’o’dan sonra Kamerun’un en golcü ikinci oyuncusu olan M’Boma, kariyerinin büyük kısmını Fransa’da geçirdi. 1990’da Paris Saint-Germain ile adım attığı Fransa’da Châteauroux, Metz formaları giydi. Daha sonra 1997 yılında Gamba Osaka takımı ile tek sezonluk Japonya macerası çok başarılı geçti. 34 maçta attığı 29 gol Cagliari ile tekrar Avrupa’ya dönüş yapmasına yetti. İtalya’da Parma ve kısa süreli Premier Lig takımlarından Sunderland’de oynadıktan sonra Libya’nın Al-Ittihad takımına transfer oldu. Bir sezon sonra tekrar Japonya’nın yolunu tutan golcümüz Tokyo Verdy ve Vissel Kobe’de birer sezon oynadıktan sonra futbolu bıraktı.
Hossam Hassan / Mısır / 11 Gol
Hossam Hassan bir Mısır efsanesi. Milli takımda 176 maçta attığı 68 golle, Mısır Milli Takımı’nın gelmiş geçmiş en golcü oyuncusu unvanı kendisinde. En fazla milli olma sayısında ise kendisini geçebilen tek isim 184 maçla Ahmed Hassan oldu. İlerleyen yaşına aldırmadan tam 21 yıl milli takım formasını giymeyi başardı ve bu süreçte üç defa Afrika Uluslar Kupası’nı kaldırmayı başardı. 1998’de Benni McCarthy ile birlikte gol krallığını da paylaştılar.
Kariyerine Al-Ahly takımında başlayan Hossam Hassan, birçok takımda forma giydi ancak bunlar arasında Al-Ahly en fazla formasını terlettiği takım oldu. PAOK ve Neuchatel Xamax ile çok kısa süreli de olsa Avrupa tecrübesi yaşadı ancak çok uzun soluklu olmadı ve tekrar ülkesine geri döndü. Kısa bir süreliğine de olsa Abu-Dabi takımlarından Al-Ain’le Mısır dışına tekrar çıktı ama hemen geri döndü ve 22 yıl süren aktif futbolculuk kariyerini Afrika’da son 50 yıldaki en iyi oyuncusu seçilerek noktaladı.
Didier Drogba / Fildişi Sahili / 11 Gol
Kara Kıta’nın yetiştirdiği en önemli oyunculardan biri Drogba. Geçirdiği harika kariyerinin arasına Süper Lig’i de sıkıştırmış olması, onu bu topraklarda izleme şansını bize bahşetti. Avrupa’ya adımını o da Fransa üzerinden atanlardan. Le Mansla, Ligue 2’deyken bile dikkatleri üzerine çeken Fildişili forvet, Guingamp ve Marsilya’dan sonra merdivenin son basamağı olan Chelsea’ye adımını attı ve kariyerinin en güzel günlerini İngiltere’de geçirdi. Mourinho önderliğinde Premier Lig’de şampiyonluk yaşamayı başardı ancak en büyük hedef olan Şampiyonlar Ligi için biraz daha beklemesi gerekiyordu. Mourinho sonrası birçok hoca ile bu denendi ancak geçici olarak göreve gelen Di Matteo ile 2011’de, İngiltere’deki son sezonunda Bayern önünde Şampiyonlar Ligi’ni kazanma başarısını elde etti. Hem de maça damgasını vurarak. Daha sonra da Çin’in yolunu tuttu. Bu kararın ne kadar yanlış olduğunu fark etmesi altı ay sürdü ve Galatasaray ile Avrupa’ya tekrar dönüş yaptı. Bir buçuk sezon Türkiye’de oynadıktan sonra “Evim” dediği Chelsea’ye geri döndü ve Maviler’de Mourinho ile tekrar bir araya geldiler.
65 golle Fildişi Sahili Milli Takımı’nın en fazla gol atan oyuncusu olan Drogba, 2012’de Afrika uluslar Kupası’na ulaşmaya çok yaklaşmıştı ama final maçında Zambiya’ya boyun eğerek Kupa’yı ikinci olarak tamamladı. Oynadığı dönemde çok önemli bir jenerasyona sahip olmalarına rağmen Milli takım olarak büyük hayal kırıklıkları yaşattıkları da bir gerçek.













