Toprak Saha – Aylık retro futbol e-mecmuası
  • Zat-ı Muhteremler
  • An-ı Şahaneler
  • Yad-ı Hafta
  • Fi Maçı
  • Kadim Takımlar
  • Cemiyet Haberleri
  • Malumat Saha
MALUMAT SAHA

Kaleden Kulübüye

Toprak Saha · Ocak 2016

KALEDEN KULÜBEYE

-Bir Mustafa KOÇ yazısı-

“Kaleciden teknik direktör mü olurmuş!” klişesini yenen adamlar da var. Hem de kupa koleksiyonu olanlar bile.

“Tüm takım arkadaşları kendisini sırtını dönerken, hiçbir arkadaşına sırtını dönemeyen “tek” adamdır kaleci.” der, Sunay Akın. Heyecanlı sesiyle… Ardından anlatacağı nice hikayeleri de vardır ama ben oralara girmeyeceğim. Herkes ona sırtını dönmüşken oyuna en arkadan izleyen, yapılan her şeyi belki de en iyi açıdan izleyendir kaleci. Bu yüzden de saha içinde oyunu en iyi okuyan, arkadaşlarını yönlendirenler de genelde onlar olurlar. Arkadaşlarına bağıra çağıra ceza sahasının dışına koşanları da vardır, sakince yanlarına gidip kafalarını okşayarak hatalarını anlatanda. İşte onlardan bazıları da kramponu çıkarıp astıktan sonra paltolarını giyip saha kenarına geçtiler. Bazıları çok iyi bir kariyer elde edemedi, doğru. Ancak bazıları da “Kaleciden teknik direktör mü olurmuş!” diyenlere inat gidip Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırdılar. Oyuncu yetiştirdiler, kendileri gibi kaleciler eğittiler. Üstat Sunay Akın kadar beceremesem de ortak noktaları kalecilik olan seçtiğimiz beş teknik direktörün hikayesine şöyle bir bakalım.

Kevin Blackwell

Adanın futbol emekçilerinden İngiliz kaleci, futbolculuk kariyeri boyunca diyar diyar dolaşıp 12 farklı takımda forma giydi. Ancak ona formayı en fazla 1980-1986 arasında oynadığı Boston United’da verdiler. Futbolculuk kariyeri boyunca elle tutulur bir başarısı olmadı. O nedenle çok da ilginç bir hikayesi yok aslında. Ancak eldivenleri astıktan sonra saha kenarına geçenlerden o da. Leeds United’a yardımcı antrenör olarak gelip daha sonra takımın idaresini alan Blackwell, United’ı eski günlerine döndürmek için büyük çabalar harcadı. Championship’te mücadele eden Leeds’i, Premier Lig’e tekrar geri çıkarmak için iki sezon uğraştı. İlk sezonunda yaklaşmıştı. Çok da para harcadı ama olmadı. İkinci sezonunda ise Premier Lig’in eşiğinden döndü. Kafasında takımı için iki türlü oyun yaratmıştı. Sezon boyunca da takımı bu iki oyunu sahaya yansıttı. Deplasmanda defansif bir takım vardı. Ancak hızlı ve saldırgan hücum hattıyla çok başarılı oldu. Kendi evinde ise oynadıkları maçlarda ise belki de o sezon Championship’teki en hücumcu takım sahaya çıkıyordu. O sezon evde maç kazanma rekoru kırarak play-off finaline kadar yükseldiler. Ancak final maçında Watford karşısında alınan 3-0’lık yenilgi her şeyin sonu oldu. Blackwell, takımdan ayrıldı. Daha sonraları da kendini eğitime, kişisel gelişimine adadı. Yeni antrenman teknikleri öğrenmek için tıpkı oyunculuk döneminde olduğu gibi diyar diyar dolaştı. Peki, bu adam bu listeye niye girdi? En büyük nedeni oynattığı oyundu. Tabii ki bişey kazanamadı ancak bizim bu oyunu izlememizin en birinci nedenlerinden biri oyunun kendidir. Sonunda kazanılan kupa değil. Blackwell de bunu başarmıştı. Özellikle de kısa hikayesinden bahsettiğimiz Leeds yıllarında sahip olduğu potansiyeli oynattığı oyunla bizlere göstermişti.

Bruce Arena

Çok şaşalı bir futbolculuk kariyeri olmadı Bruce Arena’nın. Gerçi Amerika’da, bir futbolcunun kariyeri ne kadar şaşalı geçebilirdi ki! Hele de 1968’de kariyerine başlamış bir kaleci için. Arena’da futbolculuk döneminde, bulamadığı başarıyı Lacrosse’da buldu. Futbolda sadece bir kez milli olmuştu. Ancak Lacrosse oyuncusu olarak Milli Takım’la dünya şampiyonu olmayı başardı. Bir kez de finalde kaybetmişlerdi. Sonra futbolu bıraktı ve teknik adamlık kariyeri başladı. Futbolu, son dönemlere kadar çok da fazla kale almayan Amerikalılar için oyunu ciddiye almaları için çok şey yaptı. Özellikle Amerika Milli Takımı ile yaptıkları onu Birleşik Devletlerin en iyi teknik direktörü olmasına neden oldu. 10998’den 2006’ya kadar görev aldığı Milli Takım’da, sürekli kupalara katılan istikrarlı bir takım yaratmayı başardı. Takıma birçok oyuncu kazandırdı. FIFA sıralamasında ABD’yi hiç olmadığı kadar yukarılara taşımayı başardı. En önemlisi de ülkenin futbolu sevmesinde en büyük rollerden birini o oynadı. Şimdilerde de ülkenin en zengin takımlarından LA Galaxy’nin teknik direktörlüğünü yapıyor. Hem de sekiz senedir.

Dino Zoff

Dünya futbol sahnesinin görmüş olduğu en iyi kalecilerden biriydi Zoff. Kariyerinin başında belki de hiçbir şey elde edemedi. Boyu kısa diye zamanında Juventus tarafından istenmemişti. Kaleciydi ve boyu kısaydı. Babaannesi duruma el attı. Onun tavsiyeleriyle özel bir yumurta diyeti yapmaya başladı. Enteresandır işe de yaradı. Hem boyu uzadı hem de gösterdiği performansla Juve’ye kendi emekleriyle transfer oldu. Orada da kariyeri başarılarla dolu geçti. Milli Takım’la ise bir Avrupa Şampiyonası bir de Dünya Kupası kazandı. Futbol tarihinde, Dünya Kupası kazanan bir takıma kaptanlık yapan ikinci kaleci oldu. Futbolu bıraktıktan sonra ise sıra teknik direktörlüğe gelmişti. Yıllarca formasını giydiği, bir sürü kupa kaldırdığı takım Juventus’ta teknik direktörlük yapmaya başladı. Lig şampiyonluğu kazanamadı ama ikinci sezonunda UEFA Kupası’nı Torino’ya getirmeyi başardı. Ancak Juve için iki sezon şampiyon olamamak çok fazlaydı. Hele ki son şampiyonluk beş sezon önce gelmişken. Lazio ile bir iki başarısız denemeden sonra 1998’de İtalya Milli Takımı’nın başına geçti. Milli takımla harika tecrübeleri vardı. En son onun kaptanlığında Dünya Kupası kazanmışlardı. Bu tecrübelerle Hollanda’daki kupada İtalya’yı finale kadar taşımayı başardı. Ancak final maçında Fransa’ya karşı kaybettiler. Üç gün sonra da Milli Takım’daki görevinden istifa etti.

Michel Preud’homme

Listedeki ilk Belçikalı. Aktif teknik adamlık kariyeri devam eden Michel Preud’homme’u geçtiğimiz sene daha yakından tanıma şansı bulduk. Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi’nde Clup Brugge ile eşleşince herkesin bir anda ilgi odaklarından biri oldu. Ne de olsa bir ‘köy’ takımı ile eşleşilmişti ve o da, o takımın teknik direktörüydü. Tabii, sonu hüsranla bitti. Yıllar önce, bu kez oynadığı bir takıma da aynı benzetme yapılmıştı. Mechelen, Belçika’nın küçük bir kasabasıydı. Futbol takımının kalesinde de Belçika’nın yetiştirmiş olduğu en iyi kalecilerden Preud’homme vardı. 1988’de UEFA Kupa Galipleri Kupası’nı kazandılar. Kupada en büyük katkı kaledeki muhteşem performanslarıyla onundu. Yazın da Süper Kupayı kaldırdılar. Daha sonra Portekiz’e Benfica’ya gitti ve harika kaleci performanslarını orada da sergilemeyi başardı. Futbolu bıraktıktan sonra da ilk başta Benfica’da Sportif Direktör oldu. İlk icraatı da futbol piyasına yeni bir teknik adamı sürmek oldu. O isim de Jose Mourinho’ydu. Onun futbol hakkındaki engin düşüncelerini Bobby Robson ve van Gaal elbet biliyordu. Ama onu ilk işini verme cesaretini Preud’homme göstermişti. Yetenek keşfetme özelliğini de bu şekilde göstermiş oldu. Sonra da sahaya kendi indi. Bu kez de teknik direktör olarak kupalar kaldırmaya başladı. 90 Dünya Kupasında, çeyrek finale çıkmaya çok yaklaşmışlardı. Ta ki, David Platt, o muhteşem voleyle Preud’homme’u avlayana kadar. O golü hiç unutmadı. En büyük kabusu olarak her gece yanında taşıyor. Ancak bir gün Belçika Milli Takımı’nın başına geçerse, İngiltere ile oynanacak bir maçta o golün intikamını almaya çalıacak. Ondan sonra da çok daha rahat uyuyacaktır.

Raymond Goethals

Goethals iyi bir kaleci değildi belki de. Ancak çok iyi bir teknik adamdı. Brükselliydi ve futbolculuk kariyerinin büyük bir bölümünü iki mütevazi Brüksel takımında geçirdi. Ancak teknik direktörlük kariyeri hiç de mütevazi değildi. Ağzında sigarası ile oturduğu kulübede büyük iler başardı. Belçika Milli Takımı’nı 1970 Dünya Kupası’na götürmeyi başardı. 16 yıldır bunu kimse başaramamıştı. 1972 Avrupa Şampiyonası’nda ise Belçika kupayı üçüncü olarak tamamlarken kulübede yine o vardı. Anderlecht ile Kupa Galipleri Kupası’nı ve UEFA Süper Kupası’nı kaldırdı. Yetmedi diğer bir Belçika takımı olan Standard Liege’le lig kupaları kaldırdı. Kariyerinin zirvesini de Kamşu ülke Fransa’da yaptı. Fransa’nın belki de çalışılması en zor kulübü olan Marsilya ile lig şampiyonlukları kazandı ama Şampiyonlar Ligi’ni hem de o dönemin harika takımı Milan’a karşı kazanması onu zirveye taşıdı. Kaleciydi evet ama aynı zamanda harika bir teknik adamdı. Koleksiyonuna bir kulüp takımı ile kazanılabilecek en büyük kupayı da eklemişti. Kaleciden de iyi teknik direktör olur gösterdi.

PaylaşShare on Facebook0Share on Google+0Share on LinkedIn0Email this to someonePin on Pinterest0Share on Tumblr0Print this page
39. SayıKaleciler Özel Sayısı
Share Tweet

Toprak Saha

Eski Sayılardan

  • MALUMAT SAHA

    Ritüel

    Mayıs 2020
  • MALUMAT SAHA

    İtalyan Fedakarlığı

    Mayıs 2020
  • MALUMAT SAHA

    Evim Güzel Evim

    Mayıs 2020

REKLAM

REKLAM

ESKİ SAYILAR

TAKVİM-İ MAZİ

TAKVİM-İ MAZİ

@topraksaha_net

  • Şuan için bu twitter hesabının RSS beslemesi yüklenemez durumda.

Twitter'da @topraksaha_net Takip Et.

  • Anasayfa
  • İletişim

Toprak Saha © 2017. Tüm Hakları Saklıdır.