– Mustafa KOÇ yazısı –
Futbol tarihi birçok kaçan penaltı atışları ve onların yıllar süren acılarıyla dolu. Ancak bazıları var ki hatıralarda unutulmazlar arasına geçti. Bizde birkaçına göz attık.
Ne zaman kritik bir maçta ya da anda bir penaltı kaçsa, akla hemen Roberto Baggio’nun 94 Dünya Kupası’nda kaçırdığı penaltı gelir. Onun eli belinde, başı öne eğik fotoğrafı kullanılarak o gün kaçan penaltı konuşulur. Tamam, o gün hem Baggio için hem de tüm İtalyanlar için büyük bir yıkımdı, doğru. Ancak tüm futbol tarihinde tek penaltı kaçıran 10 numara Roberto Baggio, ya da penaltı sonucu dramatik bir şekilde elenen tek takım İtalya’ymış gibi davranmamak da gerek. Hem bu konuda İngiltere’nin eline kimse su dökemez değil mi! Nice cengaverler beyaz noktanın başına geçip, vuruşu sonrası başı önde ayrıldı o noktadan. Soğukkanlılığıyla, yeteneği ve tekniğiyle bilinen nice 10 numaralar, yıkıma uğradılar kaçan penaltı sonrası. Kimi Panenka’ya özenip rezil oldu. Kimi aşırı rahatlığının kurbanı. En kemik dediklerimiz içinde yaşadıkları heyecana yenildi.
Kaleciye nişanlananından, üsten tribüne yollananına, direğe nişanlananından, kalecinin kurtardıklarına aklımıza gelen, bizim için belki de futbol tarihinde en önemli birkaç kaçan penaltıyı analım.
Fransa’nın Kaçan Finali
Fransa’nın “Ya arkadaşlar biz aslında baya baya bir takımız.” dediği ilk turnuvaydı 1982 Dünya Kupası. Daha önce takım oyunlarında Avrupa ve Dünya sahnesinde neredeyse hiçbir başarı elde edememiş Fransızlar, 82 İspanya’da yarı finale kadar yükselmeyi başarmış, Almanlara rakip olmuşlardı. Bir önceki Avrupa Şampiyonası şampiyonu Almanlara karşı tüm maç boyunca da harika iş çıkaran Fransa, maçı 1-1 bitirmeyi başarmış, uzatmalarda ise skoru 3-1’e getirmişti. Ancak Rummenigge ve Fischer, uzatmalarının son dakikalarında attıkları gollerle maçı penaltıya getirdiler. Penaltılarda ise Almanya’da Stielike, Fransa’da ise Didier Six penaltıları kaçırdılar. 4-4 sonucu, seri penaltıları geçildi. Fransızlarda topun başına Maxime Bossis geçti. Harald Schumacher’ın sağına atmayı planlamıştı ama top istediği gibi gitmedi. Alman kaleci de köşeyi bilmişti ve zorlanmadan topu çeldi. Bossis penaltı noktasının üstüne çöküp kaldı. Harika bir maç çıkarmışlardı ancak final için artık şans Almanlara geçmişti. Topun başına da ‘Canavar’ Horst Hrubesch. Topu ağlarla buluşturan Hrubesch, Almanları finale taşırken Fransızların hayallerini yıktı. Tabii ondan önce bu yıkımı Bossis yapmıştı.
Zico’nun Hayal Kırıklığı
Brezilya’nın belki de oyuncu kalitesi bakımından en iyi kadrosuyla katıldığı 1986 Dünya Kupası’na katılmıştı. Çeyrek finale kadar da her şey yolunda gitti. Gruptan tüm maçlarını kazanıp lider çıkan Brezilya, ikinci turda da Polonya’yı 4-0 yenip, Fransa’nın rakibi olmuştu. 82 Dünya Kupası’nda Almaya karşısında harika bir maç çıkarıp penaltılarda kaybeden Fransızlar, 84 Avrupa Şampiyonası’nda muhteşem bir performans ortayı koyup kupayı kazanmıştı. 86 Dünya Kupası’nda da iddialı olan Horozlar, yakaladıkları altın jenerasyonla Brezilya maçında da sahada iyi bir oyun ortaya koyup ilk yarıda 1-0 geriye düştükleri maçı 1-1’e getirmişlerdi. Son 20 dakikaya kadar da maç bu şekilde gitti. O dakikada da sahneye Zico çıktı. 70’te oyuna giren Zico, ayağına gelen ilk topta Fransa kalesinde tehlike yarattı. Kendi yarı sahasında topla buluşan 10 numara, muhteşem bir ara pasla Careca’yı topla buluşturdu. Hızla ceza sahasına giren Careca’yı da kaleci Joel Bats, yere düşürdü. Topu Edinho aldı ve beyaz noktaya dikti. Penaltıyı o kullanacaktı. Ancak daha iki dakika önce oyuna giren Zico, Edinho’yu geri gönderdi ve topun başına geçti. Topun başına, kendinden çok emin gelmişti ancak kaleci Bats ondan daha emindi. Soluna gelen topu kurtardı. Aynı zamanda maçı da. Zico eline geçen büyük fırsatı kaçırmıştı. Maç uzatmalara, oradan da penaltı atışlarına gitti. Penaltı atışlarında da topun başına geçen yıldız futbolcu bu kez hata yapmadı anak takımın bir diğer yıldızı Socrates kaçırdı. Son penaltı atışında da Julio Cesar kaçırınca yarı finale yükselen taraf Fansa oldu. Böylelikle Brezilya’nın bu harika kadrosu hiç kupa kazanamadan kariyerlerini tamamlamış oldular.
İngilizlerin Makus Talihi
1966 Dünya Kupası sonrası İngilizlerin belki de en iddialı oldukları ve hatta kupaya en çok yaklaştıkları Dünya Kupası 1990 İtalya’ydı. Yarı finale kadar gelen İngilizler, Almanlarla eşleşmişlerdi. Maç çok çekişmeli gidiyordu. 60’da Brehme Almanya’yı 1-0 öne geçirdi. 80’de ise turnuvanın yıldızlarından Lineker durumu 1-1 yaptı. Maç uzatmalara gitti. İşin içinde Almanya varsa uzatmalar teferruattır. Öyle de oldu ve penaltı atışlarına gidildi. Almanlar dörtte dört yaparken, İngilizler de dördüncü penaltıyı Stuart Pearce kaçırdı. Son penaltı için topun başına Chris Waddle geçti. Dönemin en şaşalı kanat oyuncularından biri olan Waddle, belki de o tarihten sonra İngiltere Milli Takımı’nın hiç aşamayacağı psikolojik bir probleme sahip olmasına neden olan atışı yaptı. E, malum kaçırdı. Almanlar her zaman olduğu gibi yine finale yükselen taraf oldu. İngilizler ise o acı elenmenin şoku yıllarca üstlerinden atamadılar. Fransa 98 ve 2006 Almanya Dünya Kupaları’nın yanı sıra 1996 ve 2004 Avrupa Şampiyonaları’nda da penaltı kurbanı olarak kupalara veda etmek zorunda kaldılar.