Gelin, Sarı Fare’nin hayatının içinden ilginç ya da az bilinen on farklı ana birlikte gidelim.
Beyzbol – Futbol dilemması
Babası Ajax Kulübü’nde çalışan bir çocuk olmasına rağmen spora ilk olarak beyzbol oynayarak başladı Johan. Bir süre sonra futbolu da yanına katarak aynı anda iki sporu yapan bir çocuk olarak büyüdü. Ama önce beyzbol hocasıyla problem yaşadı. Ardından da oğlunun futbolcu olmasını isteyen ve büyük bir futbolsever olan babasını kaybetmesiyle direksiyonu tamamen futbola kırdı. Babası onun profesyonel futbolcu olduğunu göremeden vefat etmişti ama Johan babasının isteğini ölümü sonrası yerine getirmek için çıktığı yolda dünyanın sayılı oyuncularından birine dönüştü.
PSG deneyimi
Profesyonel kulüp kariyerine bakıldığında görülmese de Cruyff, Fransa’da hem de Paris Saint-Germain’in formasını giydi. Barcelona’dan ayrılıp Amerika’ya transfer olmadan önce Paris Saint-Germain başkanı Daniel Hechter’ın kısa süreliğine forma giyme teklifini reddedemedi. Çünkü Daniel Hechter kulüp başkanı olmasının yanında ünlü bir modacıydı ve Johan da onun en büyük hayranlarından biriydi.
Parc des Princes’te düzenlenen özel Paris Turnuvası’nda iki gün arayla maçlara çıktı Johan. İlkinde Sporting Lizbon’a karşı oynamış ve iyi oyunu sayesinde maçı Paris ekibine 3-1’lik skorla kazandırmıştı. Ancak bu maçta tribünlerin sadece yarısı doluydu. İkinci karşılaşmada ise rakip Valencia’ydı. Bu kez tribünler oldukça kalabalıktı. İlk maçta Cruyff’un iyi performansını duyan Parisliler stadyuma akın etmişlerdi. Fakat Sarı Fare ilk maçı mumla arattı. Valencia’nın 1-0 kazandığı maçın son bölümünde taraftarlar onu ıslık yağmuruna tutarak protesto ettiler. Maç sonu yaptığı açıklamada “Üzgünüm ve yorgunum çünkü zor bir sezon geçirdim. Bir aydır yatıyorum, antrenmansızım. Bundan önce sadece bir maç oynamıştım” şeklinde dert yandı ve PSG formasını biraz güzel biraz çirkin bir anı olarak rafa kaldırdı.
Real Madrid’e ret
1973’te hem Barcelona hem Real Madrid Johan’ı transfer etmek istedi. Ajax başkanının gönlü Real’den yanaydı. Ancak Sarı Fare, Real’in daha yüksek maaş teklif etmesine rağmen Franco’dan nefret ettiği için Barcelona’yı seçti. Üstelik Barça o yıllarda pek de iyi durumda değildi. Cruyff bu seçimle ilgili yıllar sonra yaptığı bir açıklamada “Bu bir meydan okumaydı” diyecekti. Meydan okumadan da galip çıktı. Barça formasıyla büyük başarılara imza atarken Real Madrid’e de birçok kez zor anlar yaşatmayı ihmal etmedi. Böylece Barça taraftarı için büyük bir efsaneye dönüşürken, Madrid’in büyük çoğunluğu için de en büyük düşman olarak görülmeye başlanmıştı.
El Salvador
Barcelona’daki ilk sezonunda deplasmanda Real Madrid’i 5-0 yendikleri maçta bir gol, iki asistlik bir performansının yanında futbol adına çok estetik bir görüntü çizdi. New York Times gazetesi bu performansla ilgili Cruyff’un Katalonya’ya herhangi bir politikacıdan daha fazlasını kattığını yazdı. Öyle ki, Katalanlar; faşist rejimin Franco’nun ölümüyle değil Cruyff önderliğindeki Barça’nın Real Madrid’i yenmesiyle bittiğini söyler ve ona El Salvador (Kurtarcı) derler.
İki çizgili Adidas
74 Dünya Kupası’nın başlangıcında ilk önce forma numarasına itiraz etti. Alfabetik sıralama sonucu kendisine verilen 1 numaralı formayı reddedip 14 numarasını giydi. Ama formasıyla ilgili bir diğer problem onun Adidas üretimi olması ve Johan’ın Puma’yla bir sponsorluk anlaşması olmasıydı. Puma bununla ilgili bir uyarıda bulununca Johan bütün takım arkadaşlarından farklı olarak Adidas’ın üç çizgili forması yerine iki çizgili formayla şampiyonada boy gösterdi.
10 bin Marklık fatura
1974 Dünya Kupası’nda Hollanda Milli Takımı finalde Batı Almanya’yla karşılaşacaktı. Almanlar Johan’ı performansını etkilemek amacıyla Bild Gazetesi’nde ‘Cruyff, Şampanya ve Çıplak Kızlar’ adında asparagas bir haber yayınladılar. Hollandalı oyuncuların havuz başında şampanya içerek çıplak kızlarla parti yaptığını iddia eden haberden sonra eşi Danny, Johan’ı arayıp hemen boşanacağını söyledi. Johan ise ailesini kaybetme korkusuyla ağlama krizleri yaşayarak, gece boyunca yüzüne onlarca kere kapanan telefonlara rağmen eşine haberin yalan olduğunu ispat etmeye çalıştı. Bütün bu telefon görüşmelerinin bedeli olarak Hollanda Futbol Federasyonu, milli takımın kaldığı otele 10 bin Mark ödemek zorunda kaldı.
Kafaya dayanan tüfek
Arjantin’de düzenlenecek 1978 Dünya Kupası öncesi halkçı Peron, askeri darbeyle devrildi. Sağcı cunta başarılı görünmek için şampiyonayı kullanmaya karar verdi ve Amerikan ajanslarıyla anlaşarak büyük bir propaganda kampanyası başlattı. Amaç, kupayı kazanmaktı. Turnuvanın yaklaştığı günlerde Cruyff Arjantin’e gitmeyeceğini açıklayarak herkesi şaşırttı. Gazeteler bunu askeri darbeyi protesto ettiğine yordular. Fakat gerçeği 2008 yılında Johan’ın ağzından dinledik: “Barcelona’daki evimde hem benim hem ailemin elleri bağlanmış ve kafama bir tüfek dayanmıştı.” Arjantin’deki cunta, Cruyff’u turnuvaya katılmaması konusunda tehdit ettirmişti. Ailesinin güvenliğinden endişe ederek Arjantin’e gitmeyen Johan’ın takımı Hollanda, finalde ev sahibine yenilmiş, böylelikle cunta hamlelerinde başarılı olarak amacına ulaşmıştı.
Leicester aktarmalı Levante
İki yıl boyuca Amerika’da kalıp Los Angeles Aztecs ve Washington Diplomats formaları giydikten sonra 1981’de Avrupa’ya dönmeye karar verdi. Bu dönüş ilk olarak İngiltere’ye olacağı şeklinde kararlaştırılmıştı. Üç hafta boyunca Leicester City’le görüşmeler sürdü. Hem Johan hem İngiliz ekibinin başkanı bu transfer için oldukça istekliydi. Ama Johan imzalar atılmak üzereyken sebebini açıklamadan âni bir kararla Levante’yle sözleşme imzaladı. İngilizlerin ahını aldığından mıdır bilinmez Levante formasıyla sadece on maç oynayıp iki gol atmaktan fazlasını yapamadı.
Nispet kupası
Levante’deki başarısız günlerin ardından doğduğu takıma Ajax’a döndü. İki sezon boyunca burada şampiyonluk yaşadıktan sonra kulübün yeni sözleşme imzalamak konusunda pek istekli olmadığını görünce çok öfkelendi. İntikam içgüdüsüyle Ajax’ın en önemli rakiplerinden biri olan ancak o sıralar zor günler geçiren Feyenoord ile sözleşme imzaladı. On yıldır şampiyonluk kupası göremeyen Feyenoord taraftarına hem saha içindeki hem de saha dışındaki etkisiyle bu zaferi yaşatarak aktif futbolculuk hayatına burada son verdi.
Cruijff Gezegeni
Hollandalı astronomların önerisi üzerine Uluslararası Astronomi Birliği, eskiden 14282 numara olarak kayda geçen küçük bir gezegene Cruijff ismini verdiler. Mars ve Jüpiter’in arasında yer alan 9 kilometre çapındaki gezegeni, Sarı Fare’nin daha az bilinen ama gerçek soy ismi olan “Cruijff”u adını ölümsüzleştirmek için kullandılar. Yörüngesinde dönüp duran bu küçük gezegen, Johan’ın hafızalarda yer etmiş “Cruyff’s Turn” hareketine nazire edercesine salınıp durmaktadır.