-Bir Mehmet DEMİREL çalışması-
Görselin büyük bir kısmı sabitken sadece odaklanılan karakter veya objenin hareket ettiği görsel dildir sinemagrafi. Bir nevi hareketli fotoğraf… Atağa çıkışından Dünya Kupası’nı havaya kaldırışına, Cruyff ile rekabetinden teknik direktörlüğüne, karizmasından sual olmaz Beckenbauer’un birkaç fotoğrafına farklı bir açıdan baktık. Karşınızda açıklamalarıyla art direktör Mehmet Demirel’in çalışmaları…
Birçok futbol izleyicisi için oyunun hamalıdır savunmacılar. Keser, biçer, topu taca atar ya da çıldırtır… Beckenbauer, bu bakış açısını yerle yeksan eden savunma yıldızlarının ilk örneklerindendi. Topu aldığı gibi şahlanırcasına yaptığı driplinglerle karşı kalede soluğu alır ve takımının gol yollarını açmak için çalışmaya koyulurdu. Bunu yaparken de estetik duruşunda bir an bile bozulma olmaması ayrı bir mevzu tabii. Ezeli rakip Hollanda’nın orta saha şefi Williem van Hanegem, Beckenbauer’in stili ile ilgili, “Beckenbauer kibirli durabilir fakat bu onun oyun tarzından kaynaklanır” der. Haksız da değil hani…
Cruyff ile olan rekabeti 70’lere damga vurdu. O dönemde tüm foto muhabirlerinin tek amacı bu rekabeti fotoğraflayabilmekti…
7 Temmuz 1974… Dünya Kupası finalinde Federal Almanya, Hollanda’ya karşı. Bir başka deyişle Franz Beckenbauer-Johan Cruyff düellosu… 70’li yıllarda ‘futbol’ dendi mi akla gelen iki isimdi İmparator ve Sarı Fare. Biri Ajax’la, diğeri Bayern Münih ile üç kez art arda Avrupa’nın tepesine kuruldu. Bireysel manadaki çekişmeleri de dillere destandı. Beckenbauer, iki kez Ballon d’Or ödülünü kazanırken, Cruyff üç kez Avrupa’nın en iyi futbolcusu oldu. Rekabetleri, sponsorluklara dahi yansımıştı. Adidas, Beckenbauer’den sık sık yararlanırken, Puma’nın yıldızı da Johan Cruyff’tu.
Kupanın olduğu gibi alkışların da sahibi oydu…
İşte kaptanların havalı seremonisiyle başlayan düellonun sonu! Silvio Gazzaniga’nın tasarladığı son model Dünya Kupası, F.Almanya kaptanı Beckenbauer’in ellerinde… Ballon d’Or yarışında Cruyff’un gerisinde kalan Franz, 1972 Avrupa Şampiyonası’ndan sonra ulusal arenada bir kez daha rakibine üstünlük sağlıyor. ‘İmparator’ lakabını hak eden alkışlanılası bir poz. Dünya Kupası’nın en çok yakıştığı takım kaptanı kuşkusuz…
Sadece sahadaki duruşu ile değil arkadaşlarının yanında olmasıyla da gerçek bir kaptandı…
Futbolu bıraktıktan sonra da Bayern’den ve takım arkadaşlarından kopmadı. 23 Eylül 1984’te oynanan Bayern-Köln maçını, çoğu kez aralarının açık olduğu iddia edilen Paul Breitner ile izliyor. Gerçi Breitner’in purosuyla imajı, tekaüt topçulardan çok plak şirketi sahibi havası vermiş onlara ya, neyse… Beckenbauer, sadece Breitner’le yakın değildi. Alkol sorunu olan Gerd Müller’in hayata dönmesinden Höeness’in hukuki zorluklar yaşadığı günlere hep onların yanında gerçek bir kaptan gibi durmasını bilmişti.
Antrenörlüğünde de kupalara göz kırptı…
Saha içinde kazandırdığı kupalarla yetinmedi ve topçuluk kariyerindeki itibarını riske atarak antrenörlüğe soyundu. 1986 Dünya Kupası’nda F.Almanya ile finale çıksa da, Maradona’yı adam markajıyla durdurma planı feci şekilde eleştirilere sebep oldu. 1990’da yenilenmiş Almanya ile İtalya’da mutlu sona ulaştığında hem futbolcu hem de antrenör olarak Dünya Kupası’nı kazanan ikinci isim olmuştu. Daha sonra kulüp düzeyinde Marsilya ve Bayern Münih ile lig şampiyonlukları yaşasa da, İtalya ’90, saha kenarı kariyerinin baş tacıydı. Kaiser, “Dünya Kupası bizim işimiz!” dese, hürmetler demekten başka çare yok yok gibi…
Not: Bu güzel çalışmalar için Mehmet Demirel’e ve fikrin ortasını yapan Onur Kamış’a teşekkür ederiz.