-Bir Mustafa KOÇ yazısı-
Efsanelerin sevdirdiği oyundur futbol aslında. Aidiyet duygusunu hissetmemizde, bir kulübe bağlanmanın ne demek olduğunu onlarda öğreniriz. Hele bazı adamlar vardır ki, tüm kariyerini, hayatlarını tek kulübe adarlar. Efsane olmuşlardır ve adları kulüple beraber anılmadan geçilmez. Tarih onlardır, hem oyunun hem de kulübün. Bayrak yarışında en önde onlar vardır. Bayrak adamlardır.
Futbol tarihine geçmiş önemli “Bayrak Adamları” derledik. Kulübe adadıkları yıllara göre sıraladık. Arada onlar gibi yine yıllarını, formasını terlettiği takımına adayan daha birçok futbolcu, hikâye de var. Ancak her yıl için bir kilometre taşı seçtik ve onların hikayelerini yazdık.
- Sait Altınordu 1929-1956 27 Yıl
1912 yılında Üsküdar’da doğan genç bir çocuğun yolu, 12 yaşında İzmir’e düşer. O günden sonra da hem bir şehrin hem de bir takımın tarihine altın harflerle adı yazılır. Ülke futbolunun gelmiş geçmiş en önemli isimlerinden biridir Sait Altınordu. İzmir’in en köklü kulüplerinden olan Altınordu’ya 1929 yılında adımını atan genç Üsküdarlı,27 yılını bu kulüpte geçirir ve o artık İzmirli, Altınordulu Sait olmuştur. 27 yıllık kariyeri boyunca defalarca İstanbul takımlarından teklif almasına rağmen, 43 yaşında futbolu bırakana kadar kulübüne karşı sadakatini asla kaybetmemiştir. Bu sadakat öylesine kuvvetlidir ki 1935 yılında yürürlüğe giren soyadı kanunundan sonra, daha kulüpte 6. yılını geçirmesine rağmen soyadını Altınordu koyacak kadar kendini bağlanmış hisseder.
8 numaralı formasıyla orta sahada fırtınalar estiren Sait, İzmirlileri kendine hayran bırakmaya ve ilham vermeye başlamıştır. İlham kaynağı olduğu bu genç çocuklardan biri de Metin Oktay’dır. “Yünleri, paçavraları kuzu derisiyle dikip futbol topu yapardım. Sert olurdu o toplar. İyi de zıplardı. Mahalle maçlarında kimimiz Vahap Özaltay olurdu, kimimiz Sait Altınordu, kimimiz de Fuat Göztepe. Ama ben hep Sait olurdum.” diyerek ona karşı olan hayranlığının daha çocuk yaşlarda başladığını görüyoruz Metin Oktay’ın. Bu hayranlık öyle büyüktür ki, futbol kariyerine başladığı Damlacıkspor’da hep 8 numaralı formayı giyiyordu. “Damlacık’ta 8 numaralı formayı giydim. Neden 8 numara? Çünkü 8 numara, Sait Altınordu’nun giydiği formanın numarasıydı. O çocukluğumun kahramanıydı. Büyüdüğüm zaman hep onun gibi olmak isterdim.” sözleriyle de idolüne karşı duyduğu büyük hayranlığı dile getiriyor. Kulübüne karşı bağlılığı ile dikkat çeken Altınordu bir yandan da ülke futbolunun en büyük efsanelerinden biri olan Metin Oktay’a ilham kaynağı olmayı başarmış, İzmirlilerin gönlünü hem oyuncu hem de karakteri bakımından kazanmayı bilmişti.
43 yaşına kadar aktif futbol yaşamını sürdüren Bayrak Adamımız, Altınordu’da 27 yılını tamamlayarak futbolculuk kariyerini tamamladı. Bu alanda dünyada da rekor kendisinde. Daha sonraları futbol kariyerine teknik direktör olarak da devam etmiştir. “Ömrümün en güzel yılları Alsancak’ta geçti.” diyerek şehrine, semtine olan bağlılığını dile getiren Altın ordu 1978’de 66 yaşında hayata gözlerini yumdu.
- Bob Crompton, Blackburn Rovers 1896-1920 24 Yıl
1879’da Blackburn’de doğan İngiliz futbolcu, doğduğu şehrin takımında oynamaya başlar ve tüm futbolculuk kariyerini burada geçirir. 17 yaşında girdiği kulüpte, tam 24 yıl futbol oynar. Kulüpte oynamaya başladığı dönem için harika bir yeteneğe sahip olan sağ-bek Crompton, daha 21 yaşında olmasına rağmen defansı koordine eden, direktifler yağdıran ve ağırlığını koyan bir oyuncu olmaya başlar. Daha sonra da kaptanlık pazubandını koluna geçirir. 12 yıl boyunca formasını giydiği İngiltere Milli takımda da 24 yaşında kaptanlığı alır ve 1914 yılına kadar 41 kez bu görevi yerine getirir. Bu sayı da 1952 yılında Billy Wright onu geçene kadar bu İngiltere için bir rekordur. Futbolculuk kariyeri boyunca iki kez şampiyonluk sevinci tadan Crompton,1920 yılında aktif futbolculuk kariyerine son verir.
Oyunculuk kariyerini bitirdikten sonra 1926-1930 yılları arasında yine yıllarca formasını terlettiği takımın teknik direktörlüğünü yapar ve takımı onun önderliğinde 1 FA Cup kazanmayı başarır. Daha sonra kısa bir Bournemouth macerasından sonra tekrar Blackburn’de görev alan Bayrak Adam, 1941’de, 61 yaşında hayata gözlerini kapatır.
- Paolo Maldini AC Milan, 1985-2009 24 Yıl
Maldini ailesinde Bayrak Adamlık, babadan oğula geçen bir miras aslında. Babası Cesare Maldini, Milan’da 12 sezon forma giydikten sonra, sadece futbol kariyerinin son sezonunda Torino forması giyerek, kariyerini noktaladı. Oğlu Paolo ise tüm kariyerini genç takımında oynamaya başladığı Milan’da geçirdi ve kazandığı birçok başarının yanı sıra birçok da rekor kırdı. Daha kariyerinin başında kırdığı Milan’da oynayan en genç futbolcu rekoru ile başlayan harika bir futbol kariyeri, kazandığı 5 Şampiyonlar Ligi kupasının yanı sıra, Şampiyonlar Ligin’de en erken gol oyuncu olma rekoru ve yine Şampiyonlar Ligi’nde gol atan en yaşlı futbolcu rekorlarıyla taçlandı. Gerçi tüm bu başarıları yanında Baresi ya da Nesta olmadan elde edemedi.
Milan’da geçirdiği 24 yıl boyunca büyük saygı kazanan Maldini, İtalya’nın yetiştirdiği en önemli defans oyuncularından biriydi. 126 kez milli formayı giydi ve Milan’da olduğu gibi İtalya Milli takımının da oynadığı süre boyunca kaptanlığını yaptı. Oyunculuk kariyerine 2009’da 41 yaşındayken son verdi ve 3 numaralı forması emekliye ayrıldı. 46 yaşındaki başarılı oyuncu şimdilerde ise bayrağı oğluna devretmiş durumda. Cristian Maldini, şimdi Milan’nın alt yapısında ve babası gibi o da sırasının gelmesini bekliyor.
- Majed Abdullah Al Nassr, 1975-1998 23 Yıl
1959, Suudi Arabistan doğumlu Abdullah 23 yıllık tüm futbol kariyerini AlNassr’da geçirdi. Kariyeri boyunca Al Nassr ile 240 resmi maça çıkan forvet oyuncusu 260 gol attı ve oynadığı dönemde özellikle kendi ligi için büyük izler bıraktı. Babası teknik direktör olan Majed, aslında bir futbol dünyasının içinde doğmuştu. Al Nassr genç takımında çalışmayan başlayan babası ile birlikte o da her gün takımı izlemeye gidiyordu ve bir müddet sonra onun da tüm dünyası artık futbol olmuştu.
“Arap Mücevheri” lakaplı oyuncu kariyeri boyunca resmi ve resmi olmayan maçlarda bir çok gol attı ve bu alanda rekorlar kırdı. Miili Takım ile Asya Kupasını iki kez kazanma başarısı gösteren Abdullah, üç kez de Asya’da yılın oyuncusu seçildi ve ligde tam altı kez gol kralı olmaz başarısını gösterdi. 1997 yılında, 38 yaşındayken aktif futbolculuk hayatını noktalayarak harika bir kariyeri ardında bıraktı ve teknik adamlığa adım attı.
- Jo Bonfrere MVV Maastricht, 1963-1985 22 Yıl
1946 yılında Hollanda’da dünyaya gelen oyuncu, 1963’te girdiği Maastricht kulübün kapısından 1985’e kadar çıkmadı. 22 yıl boyunca formasını giydiği kulüpte 335 resmi maçta forma giyen orta saha oyuncusu, takımı adına 50 gol attı. Şu an bakıldığında aslında futbolculuk kariyerinin dışında teknik adamlık kariyeri ağır basıyor.
Futbolculuk kariyeri boyunca gösterdiği sadakati, teknik adamlığı boyunca unutmuşa benzeyen Bonfrere çoğu Asya ve aynı lig takımı olan tam 13 kulüpte görev aldı.
- Jack Charlton Leeds United, 1952-1973 21 Yıl
1935 yılında dünyaya gelen Jack, 1950 yılında alt yapısına girdiği Leeds United’da tam 21 yıl aralıksız top koşturdu ve hem İngiliz futbolunun hem de Leeds’in unutulmazları arasına girmeyi başardı. Manchester United efsanesi Boby Charlton’ın abisi olan oyuncu, kariyeri boyunca 629 resmi maçta formasını giydiği Leeds adına 70 gol atmayı başardı. Kardeşi ile birlikte Milli takımda beraber oynadıkları dönemde kendi evlerinde düzenlenen dünya kupasını kazanma başarısı gösterdiler. Bu periyodda 35 kez milli formayı giyen Jack Charlton 6 da gol atma başarısı gösterdi.
1968-69 sezonun Lig Şampiyonluğu kazanmayı başaran Bayrak Adamımız, 1972’de de FA Cup’u kaldırdı ve 1973 yılında, 38 yaşındayken futbola başladığı takımda kariyerini noktaladı. Daha sonra teknik adamlık yapmaya başlayan Jack, 1973—1985 yılları arasında çeşitli takımları çalıştırdı ve en son 1986 yılında İrlanda Cumhuriyetinin başına geçti. Tam 10 yıl bu takımı çalıştıran 79 yaşındaki teknik adam sonra 1996 yılında teknik adamlık kariyerini de sonlandırarak emekliye ayrılmış oldu.
- Lev Yashin Dinamo Moskova, 1950-1970 20 Yıl
Çoğu futbol otoritesi tarafından, Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi kalecisi olarak kabul edilen oyuncu, Sovyet Rusya’nın yetiştirdiği büyük değerlerden biriydi. “Lev Yashin, birinci sınıf gerçek bir kaleci. Onun kaleci olarak oyunu mükemmel, yaptığı her şey üst sınıf.” diyen İngilizlerin efsane kalecisi Gordon Banks de bunu doğruluyor. Tüm futbolculuk kariyerini Dinamo Moskova’da geçiren Kara Panter lakaplı oyuncu kariyeri boyunca 326 maça çıktı ve 20 yıl boyunca Dinamo formasını terletti.
Takımı ile geçirdiği 20 yıl boyunca 5 lig şampiyonluğu 3 de Sovyet kupası kazanmayı başardı. Milli Takımla ise 1960 Avrupa Şampiyonası’nda şampiyonluk sevinci yaşadı ve 1956 Olimpiyatlarında altın madalyayı kazanma başarısını elde etti.
Tüm kariyerini SSCB’nin İçişleri Bakanlığı’nın takımı olan Dinamo Moskova’da geçiren Yashin, bir dönem İçişleri Bakanlığı ile problem yaşasa da asla takımından ayrılmadı ve tam 20 yılını bu kulüpte geçirerek 1970 yılında, 41 yaşındayken futbolu bıraktı. Daha sonra yine yaklaşık 20 yıl kulüpte idari görevlerde bulundu ve 1990’da 60 yaşındayken mide kanserinden hayata gözlerini yumdu.
- Ricardo Bochini Independiente, 1972-1991 19 Yıl
Maradona’nın çocukken ilham aldığı, taparak izlediği futbolcudur, Bochini. 1971’de 15 yaşındayken girdiği Independiente altyapısından bir sene sonra A takıma yükselme başarısını gösterdi ve tam 19 yıl boyunca Kırmızı-Beyaz formayı terletti.
Ailesi ile birlikte Buenos Aires’e taşındıktan sonra San Lorenzo ve Boca Juniors onu beğenmez ve alt yapısına almak istemez ancak kaybedecek olan onlardır. Independiente alt yapısına girdikten sonra taraftarlarını ve tüm futbol severleri büyülemeye başlar. Independiente formasıyla 19 yılda çıktığı 653 maçta 105 gol atar. Bu süreçte kazandığı 4 Libertadores kupası ve 4 şampiyonluk kariyerinin altın sayfarında yer alırken, 86 Meksika Dünya Kupasını kazanan Maradonalı kadroda o da yeri aldı Bochini.
- Giacinto Facchetti Inter, 1960-1978 18 Yıl
Kariyerine forvet oyuncusu olarak başlayan Facchetti, 1960’ta Inter’e kendisini transfer eden Helenio Herrera tarafından sol beke çekilir 18 yıl boyunca Inter’de harika bir kariyer geçirdi. Futbol tahindeki ilk atak beklerden biri olarak görünen oyuncu, Lacivert-Siyahlı formayla çıktığı 634 maçta 75 gol atmayı başardı. Bu süre zarfında ise o dönem Grande Inter diye anılan takımı ile 4 kez Serie A şampiyonluğu bir kez İtalya Kupası, iki kez Kupa Galipleri Kupası ve 2 kez de Intercontinental Kupasını kazanmayı başardı.
94 kez milli formayı giyen Facchetti, bu maçların 70’inde sahaya kaptan olarak çıktı ve takımıyla Euro 68 Finali’nde kupayı kaldırma başarısını gösterdi. 1978’de 36 yaşında emekli oldu ve klüpte çeşitli pozisyonlarda yöneticilik yaptı. 2006 yılında kanserden hayatını kaybeden Bayrak Adamımızın 3 numaralı forması Inter tarafından emekli edildi.
- Juan Carlos Ablanedo Sporting Gijon, 1982-1999 17 Yıl
El Gato (kedi) lakablu Abdanedo, futbol hayatına Sporting Gijonun alt yapısında başladı. 1983 yılında takımın as kalecisi José Aurelio Rivero’nun kırmızı kartla oyundan atılmasıyla kaleye geçer ve yıllar sürecek Sporting Gijon kariyeri için ilk adımını atmış olur. Kariyeri boyunca çok ciddi sakatlıklar geçirmiş olmasına ve 1991-92 sezonunda hiç forma giyememesine rağmen takımı ile 17 yılda 401 maça çıkmayı başardı.
İspanya’da sezon boyunca en az gol yiyen kalecilere verilen Ricardo Zamora ödülünü, 3 kez kazanmasına rağmen asla milli takım için birinci tercih olamadı. Kaleci kazağını milli takımda 4 kez sırtına geçirebildi. Ancak milli takımın alt yaş gruplarında daha fazla forma şansı bulabildi ve İspanya 21 yaş altı milli takımı ile 1986 UEFA Avrupa Şampiyonası’nı kazandı. 1999 yılında 36 yaşında iken emekli olarak futbolu bıraktı.