Altın Top (Ballon d’Or) aday listesi açıklandığında gözler ilk önce büyük futbol ülkelerinin şaşalı futbol yıldızlarını arar. Ancak arada küçük ülkelerin büyük yıldızları da ödül için aday gösterildiler. Nice yıldızlarla aynı puanı aldılar.
Ballon d’Or sayısı için araştırmaya koyulmuş, sayfaları karıştırırken, forum sitelerinin birinde bir soru çıktı karşıma. Bir futbol sever merek ettiği şehir efsanelerinden birinin gerçeklik payının olup olmadığını araştırıyordu. Soru şuydu; “Duyduğuma göre bir Lüksemburglu futbolcu Altın Top’u kazanmaya çok yaklaşmış. Kim olduğunu bilmiyorum. Bu doğru mu?”. Meraklıydı ancak araştırma zahmetine girmemiş, sorup pusuya yatmıştı. Merak hali hazırda bizim zaten işimiz. Araştırmayı da seviyoruz. Dedim ki böyle bir şey yok ancak; “Bu şehir efsanesi nereden çıktı acaba?” diye ekipten onayı aldıktan sonra bu yazıyı yazmaya karar verdim. Acaba Lüksemburglu biri Ballon d’Or’a aday gösterilmiş miydi? Hiç ödülü almaya yaklaşan bir Lüksemburglu olmuş muydu? Lüksemburg gibi küçük ya da futbol ülkesi olarak kabul görmeyen ülkelerden adaylığa layık görülen olmuş muydu? Araştırdım ve karşınıza küçük bir derlemeyle çıktım.
Lüksemburglular
Evet! Lüksemburglular. 1956 yılından bu yana Ballon d’or’a tam üç Lüksemburglu futbolcu aday gösterildi. İlki 73 kez milli formayı terleten Robby Langers’dı. Milli formayla sekiz golü de bulunan Langers bir forvet oyuncusuydu. Ödüle aday gösterilmesi de ilginçti. Aday gösterildiği 1989 yılına Fransa İkinci Lig takımlarından US Orleans’da giren Langers, yaz transfer döneminde Ligue 1 takımlarından Nice’e transfer oldu. Sezona da çok iyi bir giriş yaptı. O zamanlar Altın Top aday listesi Aralık ayında açıklanıyordu. Lüksemburglu futbolcu da bu tarihe kadar 17 gol atmayı başarmış, gol krallığı yarışında üçüncü sıraya oturmuştu. Her ne kadar takımı düşme hattında yer alsa da. Ancak tüm bunlar onun Ballon d’or almasına yetmiyordu. 27 kişilik gazeteciden oluşan jüriden sadece beşinci sıradan bir oy alabildi. Bu oy da ona puanlamada sadece bir puan getirdi. Ancak üzülecek bir şey yok. Onunla birlikte Thomas Hassler, Ronald Koeman, Gary Lineker, Paolo Maldini ve Gianluca Vialli de bir puanla son sırada yer alıyorlardı.
Altın Top’a aday gösterilen bir diğer isim ise Standard Liege forması giyen Guy Hellers’di. Standard Liege kaptanlık da yapan orta saha oyuncusu, 1990-91 sezonunda Kupa Galipleri Kupası’nda takımıyla birlikte çeyrek finale kadar yükselmeyi de başardı. Ancak karşılaştıkları rakip Juventus olunca o sezonki macera orada sonlandı. O yıl Milli Takım’da da oynayan Lüksemburglu futbolcu için başka da enteresan bir durum görünmüyordu. Tıpkı vatandaşı Robby Langers gibi o da oylamada beşinci sıradan bir oy aldı. Avrupa için çentin bir yıl olacak ki efsaneler Stefan Effenberg, Gheorghe Hagi ve Ruud Gullit’le birlikte 21’inci sırada yer aldı.

Louis Pilot
Altın Top’a aday gösterilen ve kazanmaya en fazla yaklaşan! isimse Louis Pilot. Standard Liege efsanelerinden olan Pilot, dört kez Şampiyonluk sevinci yaşadığı takımıyla birlikte Kupa Galipleri kupasında da boy göstermişti. Takımıyla çeyrek finale kadar yükselmeyi başarmış ve Milan’la oynadıkları üç çekişmeli maç sonunda elenmişlerdi. Pilot’u diğer Lüksemburglulardan ayıran onun üç kez art arda aday gösterilmesiydi. 67 ve 68’de beşinci sıradan bir oylan Louis Pilot, 69’da ise dördüncü sıradan bir oy aldı ve elde ettiği iki puanla Ballon d’or’a en fazla yaklaşan! Lüksemburglu futbolcu o oldu. Bu iki puan ise 31 futbolcu arasından onu 18’inci sıraya kadar taşımaya yetti. Ancak yine de ne kadar yaklaşsalar da Lüksemburglular Altın Top’a ulaşamadılar.
Arnavutluk’tan Sokol Kushta
Lüksemburg bu yolda yalnız değil. Güzide Doğu Avrupa ülkelerimizden Arnavutluk da zamanında

Sokol Kushta
Ballon d’or’a aday çıkarmayı başarmıştı. Ülkenin önemli takımlarından Flamurtari Vlore’de 1987-1991 yılları arasında top koşturan Arnavut forvet oyuncusu, 1987 yılında dikkatleri üzerine çekmeyi başarmış ve ödüle aday gösterilmişti. 1987-88 sezonunda UEFA Kupası’nda Alman ekip Wismut Aue ve Partizan’ı elemeleriyle dikkatleri çekmişler ve Barcelona ile eşleşmişlerdi. Tabii ki güçleri Katalan devini yenmeye yetmedi ancak kulüp 80’lerde yaşadığı altın çağında UEFA Kupası’nda kazandığı art arda maçlarla taraftarına büyük keyif yaşatmış oldu. Sokol Kushta da kulübünün yaşadığı bu altın çağda en büyük katkıyı verenlerdendi. Bunun sonucunda da büyük ödüle aday gösterilmişti. Kushta oylamada beşinci sıradan bir oy aldı ve bunun sonucunda elde ettiği bir puanla 30’uncu oldu. Inter’in ünlü forveti Alessandro Altobelli, o dönem Monaco’da oynayan İngiliz Glenn Hoddle ve Romalı Rudi Völler ile birlikte son sıranın afili abileri oldular.

Liverpool’lu Sami Hyypia gol sevincini paylaşıyor.
Futboldan çok kış sporlarında adından söz ettiren Finlandiya, 90’larda Dünya futboluna sunduğu harika bir futbolcuyla adından söz ettirmeyi başarmıştı. Bu futbolcu kuşkusuz ki Jari Litmanen’di. Finlandiyalı futbolcu özellikle Ajax’ta geçirdiği ilk döneminde harika bir etki bırakmayı başarmıştı. 1993, 94 ve 95 yıllarında art arda üç kez Ballon d’or’a aday gösterildi. 93’te 18, 94’te de sekizinci olan Litmanen, 95’te ise üçüncü sırada yer aldı. 1994-95 sezonunda Ajax ile Şampiyonlar Ligi ve sonrasında UEFA Süper Kupa’da gösterdiği başarılar da onun ödüle uzanmasına yetmedi. Ödüle aday gösterilen bir diğer Finlandiyalı da Liverpool efsaneleri arasına girmeyi başaran Sami Hyypia. Liverpool ile 2000-2001 sezonunda hem UEFA Kupa’sını hem de daha sonra UEFA Süper Kupa’yı kazanmayı başaran defans oyuncusu İngiltere’de de FA Cup’ı kaldırmayı başarmıştı. Bu başarılardaki katkısından dolayı da ödüle aday gösterilmeyi hak etti. Oylamada beşinci sıradan aldığı iki oyla da 18’inci oldu.

Iraklı Younis Mahmoud
Ödüle aday gönderen bir diğer ilginç ülkemiz de Irak. 2007 yılında döneminin bölgedeki en golcü futbolcularından olan Younis Mahmoud, Ballon d’or’a aday gösterildi. O dönem Katar’ın Al-Gharafa takımında forma giyen golcü futbolcu attığı 19 golle gol kralı olmayı başarmış ve bu başarı da onu Altın Top adaylığına taşımıştı. Oylamada dördüncü sıradan bir oy almayı başaran yıldız futbolcu, Iker Casillas ve Rogerio Ceni’in ardından 29’uncu sırada yer aldı. Altında ise Dimitar Berbatov, Samuel Eto’o, Ryan Giggs, Carlos Tevez ve Robin van Persie vardı.