Tarih, 5 Temmuz 1994. Bir Boston öğleninde saat 13.00’ı gösteriyordu. Dünya futbolunu hegemonyası altına alan Nijerya, turnuvanın sürprizi İtalya karşısına çıkacaktı…
Clemence Westerhof maç öncesi takımın kaptanı ve dünyanın en iyi liberosu olarak gösterilen Stephen Keshi’nin bu maçta da oynamayacağını öğrenmişti. Turnuvanın ikinci maçında sakatlandıktan sonra henüz sahalara dönememişti Keshi. Keshi’nin kaptanlık pazubandı, Fenerbahçeli genç savunmacı Uche Okechukwu’da olacaktı yine. Gruplarda zorlansalar da tıpkı 1982’de olduğu gibi son anda ikinci tura çıkmıştı Nijerya. Karşılarında turnuvanın sürprizi İtalya vardı.
İtalyanların başında daha önce pek bir başarısı olmayan Arrigo Sacchi vardı ve tıpkı Nijerya gibi onlar da kaptanlarından yoksundu. Keshi kadar dünya çapında olmasa da İtalya için önemli bir lider olan Franco Baresi, turnuvanın başından beri İtalyan savunmasındaki yerini alamıyordu. Liderlerinden yoksun İtalyanlar, her şeye rağmen grupta müthiş bir performans göstermiş ve büyük bir sürprize imza atarak grubu lider olarak tamamlamışlardı. Fakat kimilerine göre bu sürpriz liderlik onlara avantaj getirmemişti. Çünkü karşılarına bir turnuva takımı olan, dünya devi Nijerya’yı çıkartmıştı. Fakat İtalyanlar kararlı ve kendilerinden emindi. Öyle ki İtalyan Futbol Federasyonu başkanı Antonio Matarrese, ‘Nijeryalılar ne yapmış ki? Sadece mafyaları ve kakaolarıyla tanınıyorlar. Futbollarıyla değil’ demecini vermekte bir sakınca görmüyordu. Takımda birçok oyuncuyla arası açık olan Sacchi ise İtalyan basını tarafından eleştiriliyordu. Bu eleştirilerin en büyüğü, takımın 10 numarası Roberto Baggio’yu yeterince oynatmaması ile ilgiliydi. Fiorentina ve Juventus’ta büyük bir hayran kitlesi edinen Roberto Baggio, grup aşamasındaki maçlarda oyuna sonradan girmiş ve fazla bir varlık gösterememişti. Sacchi, eleştirileri artık kulak arkası yapamazdı, Nijerya maçında ‘10 numara’ sahada olmalıydı.
Nijerya’daki ’10 numara’ problemi biraz daha farklıydı. Eintracht Frankfurt’un top cambazı Jay Jay Okocha, henüz bekleneni verememişti. Nijerya’da ‘futbol profesörü’ olarak görülen eski ayakkabı satıcısı Westerhof’un oyun sisteminin Okocha’ya uygun olmadığına kadar birçok eleştiri vardı. Okocha’nın isteksiz ve formsuz olmasına rağmen ısrarla ondan yararlanmak istemesi, Nijeryalıların güne başladığı tartışma oluyordu. Gruplardaki başarısızlık da bu karara bağlanıyordu bir bakıma, bunun yanında muhteşem hücum oyuncusu Kanu ile yaşadığı problemler sonucu Kanu’ya milli takım kapılarını kapatan Westerhof’un bu kararı da en ufak bir sallantıda yüzüne vurulmak için zuladaydı. İşler ne kadar kötü gitse de Nijerya, tarihindeki başarılara ve ekolüne güveniyordu. Westerhof, takımından ve 10 numarasından emin bir şekilde çıktı Foxboro Stadının çimlerine.
Bu kendinden emin tavır Westerhof ve takımına yaramıştı. Nijerya, Yekini, Amokachi ve Okocha ile pozisyon bulmak için İtalya kalesine yüklenmeye başladı grup performansını unutturmak istercesine. İtalya ise Signori, Massaro ve Donadoni gibi çabuk oyuncularıyla kontra atak peşine düşmüştü. Baresi’nin yokluğunda defansın liderliğini üstlenen Milanlı Paolo Maldini ise üzerine düşen görevi eksiksiz yerine getiriyordu. Mazisi ve futbol ekolüyle eleme maçlarının takımı olduğunu ispatlayan Nijerya’nın gol bulması an meselesiyken öğlen sıcağı eşliğindeki kâbus başlamak üzereydi. İtalya, sağ kanattan korner atışı kazanmıştı, etkisiz bir orta ceza sahasına süzüldü, Nijerya savunmasından seken top genç orta saha oyuncusu Demetrio Albertini’nin önünde kaldı ve Albertini ufak bir dokunuşla topu Nijerya ağlarına gönderdi. Maça iyi başlayan Nijerya için senaryosu kötü sonla biten kısa metraj bir Dünya Kupası filminin sonlarına doğru yaklaşılmıştı…
Golden sonra Nijerya yüklenmeye devam etti. Turnuva başından beri ilk kez bu kadar istekli olan Okocha’nın da etkisiyle Nijerya, İtalyanları zor durumda bırakıyor ama bir türlü golü bulamıyordu. Kanu’nun Milli Takıma alınmaması Westerhof’un yüzüne vurulmak için kalemlerin ucunda beklemekteydi… Westerhof bir hamle yapmak zorunda olduğunu hissetti ve Victor Ikpeba’ya hazırlanmasını söyledi. Dakikalar 65’i gösterirken gününde olmayan Yekini’yi oyundan alan Westerhof, Ikpeba’yı oyuna sürdü. Nijeryalı taraftarlar: ’10 dakikaya 1-1’i yakalarız’ düşüncesindeydi çünkü Nijerya taraftarlarının bazıları için Ikpeba da en az Okocha kadar yetenekliydi. Fakat 10 dakika sonrası istedikleri gibi olmayacaktı… Dakika, ‘75’ olarak son model, Amerikan gösterişine yakışır skorborda yansımıştı ki olanlar oldu…
Ara pasa hareketlenen Ikpeba, İtalyan sağ bek Mussi ile ufak çaplı bir mücadeleye girişti. Fizik dezavantajı olan Nijeryalı kendini yerde buldu ve hakem Arturo Brizio Carter’a ufak bir bakış attı, karar ‘devam’dı. Pozisyonun hırsıyla Mussi’nin üzerine koşan Ikpeba, topa doğru hamlesini yaptı fakat birkaç saniye önce beklediği düdüğün sesini duydu. Aleyhine çalınan düdüğe itiraz etmeye hazırlanan Ikpeba büyük şoku ise o an yaşadı. Hakem Carter, bu hareketinin cezası olarak kırmızı kartını cebinden çıkardı, Ikpeba ve Nijerya için kâbus daha da korkunç bir hal almaya başlamıştı.
Westerhof, istifa mektubunun ve kariyer planlarını yapmaya başlamıştı. Nijerya son çırpınışlarıyla gol arıyordu ve Okocha’nın sahneye çıkma zamanı gelmişti… Eguavoen sağ kanattan yaptığı bindirme sonucu topu Okocha’nın önüne yuvarladı. Şut antrenmanlarını aratmayacak kıvamda gelen topu klasına yakışır şekilde kaleye gönderdi ‘İlahi At Kuyruk’ lakaplı Jay Jay Okocha. Nijerya, 88 dakikadır aradığı golü umutların en dibe vurduğu anda bulmuştu. Maç yeni başlıyordu…
Kalan 12 dakika gol sevinci yaşanmadı ve maç uzadı. Bu Nijerya için bir avantajdı ve bu avantajı uzatmaların ilk dakikasıyla birlikte sahaya yansıttılar. Uzatmalar başlayalı henüz 10 dakika olmuştu, Nijerya maç başından beri boşluk aradığı İtalyan sağ kanadına doğru yüklenmeye başladı. Ikpeba ile girdiği mücadeleden zaferle ayrılan Mussi, bu kez o kadar şanslı değildi. Yaptığı kontrolsüz hareket Oliseh’i yere sermişti, hakem Brizio Carter kararlı bir deparla penaltı noktasına doğru hareketlendi. Nijerya nihayet öne geçme fırsatını yakalamıştı, topun başına geçen isim Jay Jay Okocha oldu. İkinci turda sahne alıp, Dünya Kupası kahramanı olarak turnuvayı tamamlayan birkaç oyuncudan birisi olma şansı ayaklarındaydı. Gerildi ve birkaç maç sonra kariyeri boyunca unutamayacağı penaltı noktasına doğru ilerledi. Vurdu ve GOOOOL! Maç 2-1’e gelmişti, grup maçlarını ve maçın 88 dakikasını kâbuslarla geçiren Nijerya, çeyrek final için avantajı sağlamıştı. Maçın kalan 20 dakikalık süresinde Massaro ile son derece elverişli bir pozisyondan yararlanamayan İtalya, turnuvadaki sürpriz takım misyonunu tamamlamıştı. Yine bir Avrupa takımı kupayı kazanamayacaktı, kupa ya Güney Amerikalılar ya da Afrikalılara gidecekti. Grup maçlarının sessiz adamı Jay Jay Okocha ise takımının final yürüyüşünde başı çeken lider olacaktı. Okocha’yı ikinci turda ‘kahraman’ yapan penaltı noktası, Dünya Kupası Finali’nde ’10 numaraya’ oynayacağı son oyun için beklemeye koyulmuştu. Nijerya ise İtalya’yı geçmiş ve çeyrek finale adını yazdırmıştı.
Saçmaladığımı düşünen ya da okuduklarından dolayı hafızasını zorlama rekorları kıranlar sakin olun! Üstat Kemal Sunal’ın efsane karakteri Bombacı Mülayim’e de saygılarımızı sunarak kocaman bir “Mesela yani!”diyorum. Evet, okuduğunuz roller değiştirilerek yazılmış bir maç yazısı. Roberto Baggio’nun efsaneleştiği 1994 Dünya Kupası’nın belki de kırılma maçı. Acaba Baggio olmasaydı Nijerya yine aynı sona mahkûm olur muydu ya da İtalyan futbolu başka bir eleme turu kahramanı çıkarır mıydı bilinmez. Bu zafer bireysel bir zafer mi yoksa o bireyi yetiştiren sistemin galibiyeti mi? O da ayrı bir tartışma konusu… Kesin olan tek şey, 1994 Nijerya’nın bütün futbolseverleri o yaz çok heyecanlandırdığı… 1990’da Kamerun’dan sonra Nijerya’nın bu performansı birçok futbol aşığına “1998’de kupa Afrika’ya gider” fikrini aşıladı. Fakat hiçbir Afrika takımı o Nijerya kadar futbolseverleri zafere inandıramadı.