-Bir Mustafa Koç yazısı-
Bizden Afrika Uluslar Kupası hikayeleri…
Afrika Uluslar Kupası bol hikâyesi olan bir kupadır. Öyle ki geçmişten günümüze kıtanın da geçirmiş olduğu onca buhran ve olayla birlikte futbol da hep nasibini almıştır. Ülkelerin içinde bulundukları siyasi sorunlar, fakirlik, ırkçılık, din, bulaşıcı hastalıklar ve Avrupa’da oynayan oyuncular hepsi ayrı birer problem oluşturmuştur. Öyle ki 1989 yılında Etiyopyalı futbolcular Mısır’da oynadıkları maçta 6-1’lik mağlubiyetle ayrıldıktan sonra ülkede nasıl karşılanacaklarının endişesine düşmüş olacaklar ki Mısır’ın Amerika Büyükelçiliği’ne sığınmışlar.
Kupa tarihinde gerilere doğru gittiğimizde aklımıza gelenlerden biri bu haberdir ancak bizleri çok daha yakından ilgilendiren olaylar da yok değildir.
Gözü Kupada Aklı Şampiyonlukta
1994 Afrika Uluslar Kupası için Nijerya kadrosunda bulunan Uche, bir tarafta Tunus’ta takımı ile kupa için ter dökerken, bir taraftan da gazetelerden Galatasaray ile Fenerbahçe’nin girdikleri şampiyonluk yarışını takip etmektedir. Fenerbahçe’nin, Trabzonspor galibiyeti onu heyecanlandırmış olacak ki, Türkiye’den kendisi ile röportaja gelen gazetecilere çifte şampiyonluk yemini eder. Galatasaray ile puan farkının eridiğini dile getirir röportajında ve Afrika Uluslar Kupası’nda Nijerya ile ligde de Fenerbahçe ile iki kupa kaldıracağına olan inancını ve kendisi yanlarında olamasa da arkadaşlarına olan güvenini dile getirir.
Kupa Uche için çok iyi geçer ve zaten genç, yetenekli ve iki oyuncusu hariç hepsi Avrupa liglerinde top koşturan bir kadroya sahip Nijerya şampiyon olur. Ancak ligde Galatasaray ile süren kıyasıya yarış bir puan farkla sarı kırmızılıların olur ve Fenerbahçe şampiyonluğu kaçırır. Uche, çok yaklaşsa da sözünü tutamamıştır ama kendine ve takımına olan inancı da takdire şayandır.
Ebola Kâbusu
Son dönemlerin korkulu belası ebola illeti yeni bir salgın değil elbet. 1995’te, o dönem Galatasaray forması giyen Mapeza, Afrika Uluslar Kupası’nda Zaire’de oynanacak maç için Zimbabwe Milli Takımı’na davet edilir. Fakat Mapeza ve aralarında dönemin ünlü kalecisi Bruce Grobbelaar‘ın da bulunduğu on futbolcu, ebola virüsü kapma riski nedeniyle Zaire’ye gitmeyi reddederler ve takıma katılmazlar.
Mapeza kendini virüsten bu kadar korusa da kariyeri için aynı başarıyı gösteremedi. Sezon boyunca Galatasaray’da sergilediği performans beğenilmedi ve sezon sonundan itibaren ufak bir Türkiye turuna başladı. İki kez Altay olmak üzere dört farklı takımda forma giydikten sonra Zimbabwe’ye geri döndü.
Bu yıl düzenlenecek kupa için de aynı riski taşıdığı gerekçesiyle birçok tartışma yaşandı. Yıllar geçse de Afrika için çok şey değişmiyor.
Endişeli Moshoeu Bekleyişi
1998’de, Fenerbahçe’nin o dönem önemli oyuncularından biri olan Moshoeu, Afrika Uluslar Kupası için Burnika Faso’ya gider. Güney Afrika Milli Takımı ile başarılı bir performans sergileyen Fenerbahçeli futbolcu kupada emin adımlarla ilerlerken, Türkiye’de onu bekleyen takımı aynı hisleri paylaşmaz. İstanbul’da döneceği günlerin hesapları yapılırken Güney Afrika’nın her bir üst tura yükselişi tarihi ileri atar. Gazetelerde bir sonraki dönüş tarihini haber yaparlar. Ancak Moshoeu, çok iyi performanslar sergileyerek takımının finale kadar yükselmesinde büyük katkıda bulunur ve gelebileceği en maksimum tarihe kadar kupada kalır.
Ne var ki Moshoeu Türkiye’ye mutlu dönmez. Takımı Güney Afrika, final maçında Mısır’a 2-0 yenilmiş ve kupayı kaptırmıştır.
Başkanım Ben Buradayım
2001 yılında Beşiktaş’ın kalesini koruyan Shorunmu’nun sezon sonu sözleşmesi bitecektir. Mayıs ayında oynanacak Afrika Uluslar Kupası eleme maçında Nijerya’nın Madagaskar ile oynayacağı maç için kadroya davet edilir ancak o sıralarda Beşiktaş da kaleci arayışlarına çoktan başlamıştır. Fevzi’nin formsuzluğu Shorunmu’nun ise özellikle Şampiyonlar Ligi maçlarında yenilen gollerden sonraki gülümsemeleri artık taraftar açısından da kredisini tüketmiştir. Shorunmu, Beşiktaş’daki kariyerinin sona ereceğini anlamış olacak ki Milli Takım’a gitmekten vaz geçer ve o dönem ki Nijerya teknik direktörü ShaibuAmodu’ya mektup yazarak “Transfer sorunumu çözmek için İstanbul’da kalmam gerekiyor.” der ve Nijerya’ya gitmez. Kulüp kariyerini Afrika Uluslar Kupası’nın önünde gören ilk ve tek futbolcu olmayacaktır ama transfer görüşmesini garantiye almak adına yapılan ilk denemelerden biri olarak görülebilir. Ancak bu fedakârlık da işe yaramayacaktır. Son iki sezon ki kaleci performanslarından dili yanan Beşiktaş yönetimi, bir sonraki sezonda kadrosuna üç tane yabancı kaleci katar. Fevzi ile birlikte tam dört kaleci ile sezon geçirilir.
Taktik Kırmızı
Fenerbahçeli Johnson, 2001 yılının ocak ayında Afrika Uluslar Kupası maçı için ülkesine gider ancak Sarı Kanarya’nın ay sonunda iki önemli maçı vardır. Her nedense milli takıma gitmesi, İstanbul’da krize yol açar. Bunun üzerine Johnson, Gana’nın Kongo ile oynadığı maçta kırmızı kart görür ve bu kartı bilerek gördüğü gerekçesi ile iki maç ceza alıp Türkiye’ye geri döner.
Yöneticiler tabii ki bu durumu büyük memnuniyetle karşılar. Ancak Gana, kupa yolunda önemli bir oyuncusundan yoksun kalmıştır. Böylece Johnson da kulübü için kupayı es geçenler kervanına katılır. Onu savunmak da menajerine düşer;”Johnson, Kongo maçında Fenerbahçe için kart gördü. Johnson, Fenerbahçe için her şeyi göze alabilecek bir futbolcudur. Her oyuncu kulübü için milli takıma sırt çevirmez. Johnson, Fenerbahçe için bunu yaptı. “













