Muhteşem yeteneklerin sergilendiği Balkan topraklarında birçok yetenek doğuşundaki gibi görkemli sürdüremedi kariyerini. Dragan Dzajic’in mucizevi yeteneklerinin takıldığı engel biraz daha farklıydı: ‘Şansızlık’.
8 Haziran 1968 akşamı 21:45 sularında Roma Olimpiyat Stadı’ndaki kalabalık, adeta buz kesmişçesine sahaya bakakalmıştı. Avrupa Şampiyonası Finali’nde dakikalar 32’yi gösterirken Yugoslavların genç sol açığı Dragan Dzajic golü bulmuştu. Maç boyunca zor anlar yaşattığı İtalyan sağ bek Burgnich’ten kurtulan Dzajic, karambolde takımını öne geçirmişti. Ev sahibi İtalya, 80. dakikaya kadar Yugoslavya karşısında zorlanmasına rağmen Angelo Domenghini’nin golüyle durumu eşitliyor ve 90 dakikası 1-1 biten maçta uzatmalarda da skor bozulmayınca statü, tekrar maçını gerektiriyordu. İki gün sonra oynanan tekrar maçını ise Riva ve Anastasi’nin golleriyle İtalya kazanıp mutlu sona ulaşacaktı. Yarı finalde Sovyetler Birliği’ni para atışı ile geçen İtalya kupayı kaldırırken, son dünya şampiyonu İngiltere’yi yarı finalde saf dışı bırakan Yugoslavya, ikincilikle yetiniyordu. Turnuvanın yıldızı ise önce efsane Gordon Banks’i daha sonra da finalde Dino Zoff’u mağlup etme şerefine erişen sağ beklerin korkulu rüyası Dragan Dzajic oluyordu.
1961 yılında henüz 15 yaşındayken giydiği Kızılyıldız formasıyla 1975 yılına kadar 590 maça çıkan Dzajic, mevkisine rağmen 395 gol bulur. Sol açık ve orta saha mevkiinden skor üretmesinin yanında takım arkadaşlarına özellikle santrfor Vojin Lazareviç’e ilettiği adrese teslim orta ve paslar da tatlı üstüne kaymak etkisi yaratır.
1975-1977 yıllarında ufak bir Fransa macerasına atılan Dragan, Bastia’da geçen iki sezonda 56 maç ve 31 gol ile ülkesine döner ve bir sene daha efsanesi olduğu Kızılyıldız formasını giyerek kariyerini noktalar. Pele: ‘Balkan mucizesi, o bir büyücü, bu kadar doğal bir futbol yeteneğinin Brezilyalı olmamasından dolayı üzüntü duyuyorum’ sözleriyle değerlendirir kahramanımız Dragan’ı. Dzajic’in bahsini geçirdiğimiz yıllar içerisinde ki büyük yıldızlar olan Beckenbauer, Charlton, Best, Cruyff veya Rivera gibi isimlerin yanına yerleşememe sebebi ise uluslararası düzeyde yaşadığı kupa şansızlıklarıdır.
İlk uluslararası tecrübesi 1964 Tokyo Olimpiyatları olur. Henüz 18 yaşında olmasına rağmen adından söz ettirmeyi başarmıştır oynadığı futbolla. Dört yıl sonra ise Avrupa Futbol Şampiyonası için İtalya’da boy gösterir ‘Balkan Mucizesi’. Floransa’da İngiltere önüne çıkan Yugoslavya, efsane Gordon Banks’i aşamaz 86 dakika boyunca. Dakikalar 86’yı gösterdiğinde ise kahramanımız olay yerine iştirak eder ve krizi çözer. Banks’in üzerinden aşırtma bir vuruşla ağları bulan Dzajic, takımını finale taşır. Finalde de golünü atar ama İtalya’nın kupaya ulaşmasını engelleyemez. Şampiyonadaki bu performansı 22 yaşındaki yıldızın dikkat çekmesi için yeterlidir. 1968 Ballon d’Or ödüllerinde Avrupa Şampiyonu Manchester United’ın yıldızları Best ve Charlton’un ardından üçüncü en fazla oyu alan oyuncu olur yetenekli sol açık. Kulüp düzeyinde de takımını sırtlamaya devam eder bir yandan. Beş Yugoslavya şampiyonluğu, 4 Yugoslavya kupası ve 1 kez de Avrupa’nın ilk uluslararası kulüp organizasyonu olan Mitropa Kupası’nı kazanır Kızılyıldız ile. Fakat hiç biri 1970-1971 Şampiyon Kulüpler Kupası’nda yaklaştığı başarı kadar önemli olmayacaktır. Turnuvada yarı finale kadar zorlanmadan ulaşır Dragan ve takımı, yarı finalde rakip Panathinaikos‘dur. İlk maçı Yugoslavya’da 4-1 kazanırlar fakat deplasmanda 3-0 mağlup olarak elenirler Puskas’ın öğrencilerine. Dzajic finalde Cruyff ile dripling düellosunun fırsatını kaçırmıştır. 1976 Avrupa Futbol Şampiyonası Dzajic için son fırsattır. Turnuvaya Yugoslavya ev sahipliği yapacaktır, Fransa’da kariyerini sürdüren Dzajic‘i özleyen Yugoslav halkı Kızılyıldız Stadyumu’na akın eder. Yugoslavya’nın karşısına yine son dünya şampiyonu çıkar. Batı Almanya ve imparatorları Franz Beckenbauer tüm karizmasıyla karşısındadır Dzajic’in. Seyircisinin önünde muhteşem başlar Dragan ve Yugoslavya. 19.dakikada Popiveda ile 1-0 öne geçerler. 30. Dakikada ise Dzajic sahne alır ve skoru 2-0 yapar. Fakat Yugoslavlar karşılarında Rocky Balboa’nın futbol uyarlaması Almanya’nın olduğunu unutmuştur. 64’te Heinz Flohe farkı bire indirir, 82’de ise ‘yeni model Müller’ Dieter skoru eşitler ve maçı uzatmaya götürür. Dönemin Alman teknolojisinde son nokta olan ama soyadı benzerliğine kurban giden gol makinesi Dieter Müller uzatmalarda da çalışır konumda bırakılmış ve iki gol daha atarak hem 50 bin Yugoslav’ın hem de Dzajic’in hayallerini suya düşürmüştür.
1978’de futbola veda eden Balkan Mucizesi Avrupa Futbol Şampiyonası için özel isimlerden biridir. Birçok yayın organı tarafından seçilen Şampiyona tarihinin en iyi 11’i içerisinde açık mevkini kimseye kaptırmaz.
Dünya Kupası kazanamayan yıldızlar kategorisinde Cruyff, Deyna, Blokhin ve Zico’ya eşlik eden Dzajic, mucizevi olaylar ile kıyısından döndüğü şampiyonluklar ve birçok futbolseverin kadrosunda 11 numaranın sahibi olarak uzun süre daha ‘Balkan Mucizesi’ olarak kalacak.