Bu ülkede kadın futbolu dendi mi akla ilk Dinarsu gelirdi. Kupalara ambargo koyan takım ve dramatik sonu bu yazıda…
Özellikle 2000’li yılların başında arkadaş sohbetlerin vazgeçilmeziydi, “Bir İlhan İrem vardı, n’oldu ona?” suali. Bir dönem Türk pop müziğinde fırtınalar estiren kadife sesli şarkıcı İlhan İrem ile bağlantısını koparan herkes, bu soruyu sorardı. Ya da çıkmaza giren bir muhabbetin esiri olan taraflardan biri, bu sefer espri olarak kullanırdı bu kalıbı. İşte kadın futbolunun bu topraklardaki son durumundan bihaber olan bir kesim de aynı kalıbı, öznesini değiştirerek kullanmaya devam ediyor aslında: “Bir Dinarsu vardı, n’oldu ona?”
Türkiye’de bir zamanlar ‘kadın futbolu’ dendi mi akla gelen ilk ve tek takımdır Dinarsu. 1982 yılında bir firma takımı olarak kurulan Dinarsu, kimsenin ummadığı patlamayı yapmak için 90’lara kadar bekleyecektir. 1984’teki Avrupa Şampiyonası’yla uluslararası sahnedeki yerini tam anlamıyla alan kadın futbolunun, Anadolu topraklarında resmileşmesi biraz daha zaman alır. İşte bu resmileşmesinin baş müsebbiplerindendir bu takım. 80’li yılların sonunda nice koçyiğitlerin Maradona’ya dönüştüğü, ya da kendilerini Maradona zannettiği ‘halı saha’ eğlencesini futbola sunan Dinarsu, Türk futbolunda yepyeni bir soluk daha getirmenin elzem olduğunun farkına varmıştır.
1991’de sahalara çıkan Dinarsu, Türkiye’de daha önce kurulan kadın futbol takımlarıyla aynı kaderi paylaşır: ‘Dostluk Maçları’. Bu makus talih çok yakında yenilecektir. Birçok kadın futbol takımının kurulması ve büyük şirketlerin bu takımlara desteği, deplasmanlı bir ligin gerekliliğini arttırmıştır. Nitekim 22 Aralık 1993’te toplanan Türkiye Futbol Federasyonu, 25 sayılı toplantısında Kadınlar Ligi kararını çıkarır. Türkiye Kadınlar Futbol Ligi, 20 Mart 1994’te başlayacaktır. Dinarsu efsanesinin sahne alma vakti gelip çatar…
Bu karardan sonra ligi artık halatla çekmeye başlamış olan Dinarsu, alışageldiği dostluk maçlarına devam eder. Fakat Dinarsu’nun dostluk maçı seçimleri pek alışılageldik değildir. Genelde yurt dışından takımlarla karşılaşmalar oynayan takım, bu maçlardan gayet iyi sonuçlarla ayrılır. Yabancı takımlarla yapılan sekiz maçta beş galibiyet alan kadın futbolcular, özellikle Almanya’nın Richterswil takımını 8-0 yenerek rakiplerine gözdağı verir.
Bu arada federasyondan enteresan bir karar çıkar. 20 Mart’ta başlayacak olan lig, 27 Mart’ta yapılacak yerel seçimler sebebiyle 2-3 Nisan’a ertelenir. Bu arada ‘ilk’ ligin kuralları ve formatı da yavaş yavaş açıklanır. 16 takımın mücadele edeceği lig, dörder grupta çift devreli olarak oynanacaktır. Karşılaşmalar 80 dakikalıktır ve normalde 390 gram olan topun ağırlığı 340 gram olarak belirlenir. Gruplarını lider tamamlayan takımlar yarı finale yükselecektir. Belki de en enteresan uygulama ise küme düşme riskinin olmamasıdır. 1 Mart 1994’te çekilen fikstür sonucunda; Dinarsu’nun ilk maçtaki rakibi de Kartal Belediye olur.
Beklenen gün nihayet gelir. Bu arada Türk basını da kadın futboluna gayet ilgili gözükmektedir. Fakat başlıklar her ne kadar iyi niyetli olsa da ‘ojeler, makyajlar’ devreye sokulur. Tabii o zamanlar ‘ilgi ilgidir’ gözüyle bakılmış olabilir bu jargona. Dinarsu da bu ilgiye layık bir futbolla, ilk maçından 4-0 galip ayrılır. Sezonu da aynı grafikle devam ettiren mavi-beyazlılar, altı maçta beş galibiyet bir mağlubiyetle grubunu lider olarak tamamlar. 33 gol atan Dinarsu, kalesinde sadece iki gol görür. Yarı finalde Altay ile eşleşen efsane takım; önce İzmir temsilcisini, finalde de Acarlar’ı 3-1 yenerek ligin ilk şampiyonu olur. Dinarsu’nun futbol gösterisi henüz yeni başlamıştır…
İlker İnal başkanlığında, Hasan Semerci antrenörlüğündeki takım, ligin yenilmez armadası olmuştur. Takip eden üç sezonda kupayı kimseye kaptırmayan Dinarsu, oynadığı 54 maçın 50’sini kazanırken; 276 gol atar. Kalesinde gördüğü gol sayısı ise sadece 11’dir.
Tarihler 10 Ekim 1997’yi gösterdiğinde bir şok yaşanır. Kulüp başkanı İlker İnal: “Milli takıma dokuz futbolcu veren Dinarsu’ya bir antrenman sahası bile bulamayan federasyon, son olarak Romanya’dan gelecek Barbone takımı ile yapacağımız maç için saha ve hakem tahsisi talebimizi cevapsız bıraktı. Bu bardağı taşıran son damla oldu. Dinarsu ligden çekilmesine rağmen devam ettireceği bayan futbol okuluyla, sporcu yetiştirmeye devam edecektir” açıklamasını yapar. Kazandığı dört lig şampiyonluğunun yanına 1997’de Federasyon Kupası’nı da kazanan Dinarsu, ligden çekilmiştir. Fakat Avrupa takımlarıyla maçlar devam eder.
1996’da Almanya’da yapılan Schwabisch Hall Turnuvası’nda 16 Avrupa takımı arasından sıyrılarak birinci olan Dinarsu, Avrupa sahnesindeki son gösterisini 1997’de yapar. Yine Almanya’da düzenlenen Stuttgart-Stockach Turnuvası’na; Almanya, Avusturya, İsviçre, Polonya ve Türkiye’den toplam 42 takımın katılır. Yarı finale kadar sorunsuz ilerleyen Dinarsu, ACV Aichwald takımına penaltılar sonucunda 3-2 mağlup olsa da, SC Siegelbach takımını yenerek üçüncü olmayı başarır. Avrupa arenasında pek de yüzü gülmeyen erkek futbol takımlarının tam tersi bir performans sergileyen kadın topçular, oynadığı 39 uluslararası maçta 26 galibiyet almayı başarırlar. Gol yollarında hiçbir sorun yaşamayan takım, Avrupa sahnesinde de 108 gol bırakır rakip filelere. Bu arada kurulma aşamasında olan Türkiye Kadın Milli Takımı’na da katkısını esirgemeyen İstanbul ekibi, Alev Paçal, İlknur Şenol, Ayşe Kuru, Seyhan Gündüz, Melahat Eryurt, Ayfer Topluoğlu, Meral Halıcı, Yasemin Metin, Feride Akgün gibi yıldızlarını da milli takıma göndermiştir.
Fakat dönemin gazetelerinde sık sık gördüğümüz Dinarsu haberleri, yavaş yavaş azalmaya başlamıştır. Özellikle 2000’lerin başında Kadın Futbol Ligi’nde meydana gelen sorumsuzca davranışlar ve şike söylentileri, kadın futboluna verilen ‘sözde’ desteği iyiden iyiye ortadan kaldırır. 1994’te başlayan lige 2003 yılında ara verilir. Ligden yaklaşık altı yıl evvel çekilen Dinarsu da maddi zorluklarla boğuşmaktadır. Kulüp, bir süre daha Avrupa maçlarına çıkmaya ve yeni isimleri futbola kazandırmaya devam etse de, bir süre sonra dağılır. Buna rağmen son yıllarda çıkışa geçen kadın futbolunun temelini oluşturmayı başarır. Özellikle Dinarsu’nun yıldızı, milli oyuncu Ayşe Kuru’nun FCR Duisburg takımına transferi ve bunu başaran ilk Türk kadın futbolcu unvanını alması, Dinarsu’nun ne kadar iyi işlere imza attığının göstergesidir.
Ayşe Kuru’nun yanı sıra, henüz 17 yaşındayken Bulgaristan’a attığı iki golle basının ‘Dişi Sergen’ olarak Türkiye’ye tanıttığı Seyhan Gündüz ve kadın futbolunun bugünkü gururu olan milli takım kaptanı Bilgin Defterli, CV’sinde ‘Dinarsu’ yazan yıldızlardandır. Dinarsu tedrisatından geçen en ilginç isim ise Galatasaray Basketbol Takımı ve Türk Milli Takımı’nın başarılı oyun kurucusu Işıl Ayben’dir
1971’de Dostlukspor’un yaktığı meşaleyi, 90’lı yılların sonuna kadar taşıyan Dinarsu ve Dinarsu’lu futbol emekçilerinin önünde saygıyla eğilirken; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ndeki konseriyle sevenlerinin karşısına çıkacak olan İlhan İrem’e de ‘Işık ve Sevgiyle’ diyelim…