Toprak Saha – Aylık retro futbol e-mecmuası
  • Zat-ı Muhteremler
  • An-ı Şahaneler
  • Yad-ı Hafta
  • Fi Maçı
  • Kadim Takımlar
  • Cemiyet Haberleri
  • Malumat Saha
AN-I ŞAHANELER

Ayaktopunun Tribünü: Duhuliye

Toprak Saha · Mart 2015

DUHULİYE logolu

-Bir Sezgin RIZAOĞLU yazısı-

Kapalı, eski açık, yeni açık ve numaralı… Eski adı Mithatpaşa olan İnönü Stadı’nda saydıklarım dışında bir tribün daha olduğunu biliyor muydunuz? Hem de yerin altında.

Bomonti Bit Pazarı’nda güneşli bir pazar günü… Etrafında yükselen dev gökdelenler arasında sanki “geçmişi unutmayın” diye bas bas bağıran o bit pazarında…

Kamil amca hem biraz geçmişi hatırlamak hem de yavaş yavaş onu bırakan ayaklarını tekrar canlandırmak için gelmişti bit pazarına. Sabahın erken saatleri olduğu için tenhaydı ortalık. Bazı hatıraların üzerine güneş ışıkları vuruyor, bazıları brandalardan gölgede kalıyordu. Sanki hep gölgede kalacakmış gibi…

Yaşlı adam bir tezgâhın önünde durdu. Birden diğer antika eşyaların arasında duran ve oldukça eski olan bir çift kramponu fark etti.

-Bunlar ne kadar evladım?

-Onlar mı? 100 lira amcacım!

Kamil amca ayakkabıların fiyatını sormuştu sormasına ama aslında o fiyatla ilgilenmiyordu. Asıl ilgilendiği onları nereden hatırladığı idi,“Acaba nereden hatırlıyorum?”

 Birden ‘Tamam!’ dedi, kendi kendine… Sonra tezgahdaki adama döndü.

 -Bu kramponların sahibini biliyor musun?

 Tezgahtaki adam şaşırdı amcanın bu sorusunu duyunca.

 -Bilmiyorum amca! Ama oldukça eskiler işte. Değerliler.

 Kamil amca küçük bir tebessüm attı genç adama.

 –Bunlar Çekirge Halit’e ait evladım. Sürekli maçlarda giydiği ayakkabılardı bunlar. Çekirge Halit’i bilir misin? Bizim zamanımızın kalburüstü oyuncularından biriydi. Öyle bir hava topuna çıkardı ki… Hepimiz uzun süre onun yere inmesini beklerdik. İşte ondan dolayı ‘Çekirge’ derlerdi ona. Bu ayakkabıları da özel yaptırmıştı Şaban Usta’ya. O zaman anlatırlardı hep, Halit geceler boyu Şaban Usta’nın başında dikilirmiş sırf istediği ayakkabıyı yaptırabilmek için. İşte bak, şurada isminin baş harfleri var Halit’in.

Yaşlı adamın gösterdiği yere heyecanla bakan tezgahtar, bir ara söze girdi.

–Maşallah amca… Sen iyi biliyorsun bu eski krampon mevzularını. Sen de mi eski futbolcuydun?

Kamil amcanın birden gözleri doldu. Dalıp gitti eski günlere. O an “En derin dalış ödülü” verilseydi, kesin Kamil amcaya verirlerdi o birinciliği. O kadar derine, o kadar eskiye gitti ki…

– Evlat, biz çocukken maçları Mithatpaşa Stadı’nda, duhuliyede izlerdik. Bilir misin duhuliyeyi?

Genç adam Mithatpaşa Stadı’nın, İnönü Stadı’nın eski adı olduğunu biliyordu ama duhuliyeyi hiç duymamıştı o güne kadar.

-Duhuliye neresi amca? Kapalı tribün falan mı?

Kamil amca gülümsedi.

– Hem de ne kapalı! Bak, sana anlatayım.

Genç adam hemen yaşlı adama bir tabure uzattı. İkisi karşılıklı oturdular.

– Ben ilk defa 1959 yılında bizimkilerin Romanya’yı 2-0 yendiği maça gitmiştim. O zamanlar 12 yaşındaydım. Babam götürmüştü maça. Devlet memuru olduğu için çok paramız yoktu. O nedenle Mithatpaşa Stadı’nda duhuliye denen yerde izlemiştik maçı. Duhuliye ne dersen? Sözlüklerde ‘giriş ücreti’ denilse de bizim için yerin altına kazılmış bir tribündü duhuliye. Halk demekti… Fakirlik, öğrencilik demekti… O zamanlar sahanın etrafında bir atletizim kulvarı vardı. Kulvarın bittiği tribünlerin başladığı yerde… Bir nevi stadı bir at nalı gibi iki ucundan boydan boya çevreleyen bir metre derinlikte bir siperlikti… Savaşlardaki hendekler gibi… Tek farkla sahaya bakan ön kısım tel örgüyle kapanmıştı. Maçı en iyi yerden izleyen top toplayıcılara iki buçukluk denilen o günlerde bilet fiyati on lira olan açık tribüne karşilık, duhuliyenin bilet ücreti sadece 50 kuruştu. Oranın en güzel tarafı neydi bilir misin evlat? Mithatpaşa Stadı’nda, boydan boya dolaşıp istediğin yerden o maçı izleyebilmek. En komiği ise, penaltı olduğunda tüm duhuliyenin bir koşu tutturup yarışırcasına atışın yapılacağı kaleye doğru hücuma geçmesiydi. Çocuksan seni görüten bir büyüğünün omzunda, gençsen meşrubat kasasının üstünde izlerdin maçı. Önündeki görevliye, foto muhabirine ve polise rağmen ne görürsen oydu maç duhuliyede… Daha çok futbolcuların ayaklarını görürdük ama olsun, futbol da zaten ayaktopu değil mi!?…

Kamil amca koca bir kahkaha attı. Ardından anlatmaya devam etti.

-İşte o günlerde tanıştım Halit’in kramponlarıyla. Duhuliyede sürekli onları izliyordum hayran hayran… Şimdi anladım mı evlat, o ayakkabıları tanımamı neye borçlu olduğumu!?

Genç adam bir an durdu, sonra heyecanla sordu.

-Peki sonra ne oldu o duhuliyeye. Ben çocukken İnönü Stadı’nda öyle bir şey yoktu.

–Yanlış hatırlamıyorsam 1990’lı yıllarda kapattılar o çukuru. Ama illa görmek istiyorsan duhuliyeyi, bu günlerde İnönü Stadı’nın yanından geç, tüm stat çukur olmuş zaten.

Ardından koca bir kahkaha inletti bit pazarını.

PaylaşShare on Facebook1Share on Google+0Share on LinkedIn0Email this to someonePin on Pinterest0Share on Tumblr0Print this page
32. SayıDuhuliyeEski Stadyumlar Özel Sayısıİnönü StadyumuMithatpaşa Stadı
Share Tweet

Toprak Saha

Eski Sayılardan

  • AN-I ŞAHANELER

    Kaleci, Bir Kurtarıştan Fazlası Mı?

    Şubat 2019
  • AN-I ŞAHANELER

    Zarif İmza

    Aralık 2018
  • AN-I ŞAHANELER

    Halit Kıvanç’ın Pele ile Tanışması

    Haziran 2018

REKLAM

REKLAM

ESKİ SAYILAR

TAKVİM-İ MAZİ

TAKVİM-İ MAZİ

@topraksaha_net

  • topraksaha_net #DinoZoff’un kalesini koruduğu maçlarda, topun ağlarla buluşmasına engel olamadığı şutlar da vardı... Bu gollerin b… t.co/ZsY7pVZNdD Tarih: 3 Saat önce via TweetDeck Cevap - Retweet - Favori
  • “Ben soğuk biri değilim. Ka bimi her şeyden önce oyuna veriyorum." t.co/u6C7DiIakh Tarih: 17 Saat önce via Twitter Web Client Cevap - Retweet - Favori
  • Futbol tarihine geçen, günümüzde bile konu #DinoZoff olunca akıllara gelen bir kurtarış… Peki bir kaleciyi efsane y… t.co/sg6UzaUUE7 Tarih: 1 Gün önce via TweetDeck Cevap - Retweet - Favori

Twitter'da @topraksaha_net Takip Et.

  • Anasayfa
  • İletişim

Toprak Saha © 2017. Tüm Hakları Saklıdır.