Futbol, babadan oğula geçen mesleklerde başı çekmez. 24 Nisan 1996’da yapılan değişiklik ise bu listeyi zorlamak için yeterli anlardan birisiydi…
Dakikalar 62’yi gösteriyordu. Bjarki Gunnlaugsson’un ilk yarım saatte yaptığı hat-trick’le 3-0 öndeydi İzlanda. O dakikaya kadar ‘günün adamı’ olan Gunnlaugsson, devre arasında yerini Thordur Gudjohnsson’a bırakalı 17 dakika olmuştu. Maçın dördüncü hakemi tarafından kaldırılan tabelada yazan ‘9’, takımın tecrübeli ismi Arnor Gudjohnsen’in kulübeye gelmesi anlamı taşıyordu. ‘Günün adamı’ artık Gunnlaugsson değildi.
Arnor Gudjohnsen, değişiklik tabelasını görüp saha kenarına ilerlediği anda ise Cat Stevens’ın unutulmaz şarkısı ‘Father and Son’ın giriş cümlesi döküldü dudaklarından: ‘Şimdi değişiklik için iyi bir zaman değil’. 13 numarayla oyuna girmeyi bekleyen 17’lik yıldız adayı, oğlu Eidur’du. Babasının fırtınalar estirdiği Belçika topraklarının civarında, Hollanda’da top koşturan Eidur’un milli takımdaki ilk yılıydı. Futbol dünyasında çok fazla ses getiremeyen kuzey ülkesinde bütün gözler, baba oğulun aynı anda sahada yer alacağı maça çevrilmişti. Antrenör Logi Olafsson’un baba oğlu aynı anda sahaya sürme planları, Futbol Federasyonu Başkanı Eggert Magnusson tarafından engellenmişti. Magnusson, bu tarihi anın kendi seyircileri önünde yaşanmasını istiyordu. Futbol tarihinin unutulmazları arasına girecek bu görüntü, Tallin’deki Kadriorg Stadı’nda maçı izleyen 500’e yakın kişiye sunularak heba edilmemeliydi.
Saha kenarına ilerleyen Arnor Gudjohnsen, oğlu Eidur ile göz göze geldi. Father and Son’ın dizeleri dudaklarından istem dışı dökülmeye başlamıştı Arnor’ın. ‘Sadece rahatla, zorlama’ diyordu gözleriyle ve devam etti: ‘Zamanını iyi kullan ve bol bol düşün. Yaşaman gereken o kadar çok şey var ki’. Genç Eidur mesajı almıştı. Sırtına geçirdiği 13 numara,’13’ün kabul gören şanssızlığını getirmemişti ona. Yıllar içinde İzlanda tarihinin en büyük oyuncusu olacak genç Eidur, ısınma hareketlerini bol heyecan soslu olarak devam ettiriyordu. O da babasına aynı şarkıdan farklı dizelerle karşılık verdi: ‘Ve şimdi bir yol var ve ben gitmek zorunda olduğumu biliyorum’ dedi; daha çok kendine moral vermek adına.
Orta saha taç çizgisine yaklaşan baba Gudjohnsen, belki de oğlundan daha heyecanlıydı. Daha oğluna birkaç metre kala ellerini havaya kaldırdı. Genelde oyuncu değişikliklerinde futbolcular birbirine şans dilerken; Arnor, Cat Stevens’tan alıntılara devam etti ve Eidur’un kulağına fısıldadı: ‘Ben de bir zamanlar senin gibiydim ve kolay olmadığını biliyorum. Bana bak… Yaşlıyım ama mutluyum’. Tekrarladı Eidur: ‘Gitmek zorunda olduğumu biliyorum’
28 dakika oyunda kalan Eidur Gudjohnsen, gelecek yıllarda atacağı gollerle tabelayı sıkça değiştirecek olsa da, o gün skoru etkileyemedi. Fakat ilerleyen 17 senede attığı 24 golle milli takım tarihinin en golcü oyuncusu oldu. Arnor’un ise Cat Stevens’tan alıntıları gerçekten yapmamış olsa da o minvalde duyguları barındırdığı bir gerçek. Arnor, Cat Stevens değil de Cem Karaca’nın ‘Oğluma’ şarkısından haberdar olsaydı o sözlere kayıtsız kalabilir miydi bilinmez. ‘Çağını bil çağına yakış güzelliklerle yarış’. Cem Baba’nın bu öğüdünü almışçasına her dönemin oyuncusu olmayı başaran oğul Gudjohnsen ve baba Gudjohnsen seyirci önünde aynı anda sahaya çıkabildi mi peki? Asla.
Estonya maçından bir ay sonra bileği kırılan Eidur Gudjohnsen, Arnor’un son kez milli formayı giydiği Ekim 1997’de oynanan Lihtenştayn maçına kadar milli formayı sırtına geçiremedi. Bu durum, baba oğulun kariyerlerindeki en büyük üzüntü olurken; seyircisine gösteri hesapları yapan federasyon başkanı Magnusson’a en güzel cevap yine Cem babadan gelsin: ‘Aldat dur, aldan dur. Oğlum hayat bu mudur?’