Bugünlerde hakemimiz Cüneyt Çakır’ın, Şampiyonlar Ligi finalini yönetip yönetemeyeceği konuşuluyor. Peki bugüne kadar Avrupa kupalarında final yöneten tek Türk hakemimizin Doğan Babacan olduğunu biliyor muydunuz?
Filmin bir bölümünde evin esas oğlu gürültülü bir şekilde müzik dinler. Birden bir ses duyarız: “Kes ulen şu gürültüyü…” Bağıran boz bıyıklarıyla otoriter babadır. Aslında Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden Hulusi Kentmen’dir. Tatlı-sert ve babacan tarzıyla çoğu filmde baba, dede, fabrikatör, komiser, bahçıvan, hakim vb. rollerde görürüz onu. Sanırım bir tek hakem rolünü oynamaz, oynadığı 500’den fazla filmde. İşte bu noktada onun hakemliğe bürünmüş haliydi Doğan Babacan. Yeşil sahaların babacan ama babacan olduğu kadarıyla otoriter hakemiydi Doğan Babacan. Sadece bu topraklarda değil dünya futbolunda da birçok ilklere imza attı. En önemlisi de bir kırmızı karttı.
Tarih 14 Haziran 1974’ü gösteriyordu… Doğan Babacan, Batı Almanya’da düzenlenen kupada, ev sahibi takımın Şili ile oynadığı maçta Dünya Kupaları’ndaki ilk kırmızı kartı gösterdi. Berlin’de 110.000 kişinin önünde Alman oyuncu Berti Vogts’a sert giren Şilili Carlos Caszely’yi soğukkanlı bir şekilde oyundan atarak hem hafızalara kazındı hem de tarihe geçti. O maç aylarca Alman ve Avrupa televizyonlarına konu oldu. Bu arada Dünya Kupası’nda sarı ve kırmızı kart uygulaması ilk kez 1970 Meksika’da başlamıştı. Ancak o turnuvada kırmızı kart gören oyuncu olmamıştı.
1930 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Doğan Babacan, genç yaşta futbolla tanıştı. Beşiktaş Genç Takımı’nda oynadı ve kısa süre sonra A Takımı’na yükseldi. Sonrasında sırasıyla Karşıyaka, Kasımpaşa, Emniyet, Hacettepe ve Beyoğluspor takımlarında futbol yaşamına devam etti. Futbolu bıraktıktan sonra hakemlik yapmaya başladı. Daha doğrusu bir ofsayt tartışması onu hakemliğe başlamasına vesile oldu. Doğan Babacan, ‘Ben Bir Hakemdim’ kitabında o anı şu cümlelerle anlatır:
“Yıl 1954… Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Umum Müdürlüğü’nde memur olarak çalışıyorum. Eskilerin şöhretli hakemi Nuri Bosut o yıllarda hem bankamızın İdari Müdürü hem de Merkez Hakem Komitesi üyesiydi. O günlerde iki eski takımım Beşiktaş ve Beyoğluspor karşı karşıya geldiler. Herkes Beşiktaş’ın maçı kolay kazanacağını düşünüyordu. Dakikaların 88’i gösterdiği bir sırada Beyoğluspor kalesi önünde bir karambol doğdu… Sarı-siyahlı takımın kalecisi, kendi hattını bir arkadaşına emanet ederek dışarı doğru çıktı… Ve top o son Beyoğluspor’lunun önündeki Beşiktaş’lının vuruşuyla içeri girdi. Gol geçerli sayıldı ve siyah-beyazlılar 1-0 galip ayrıldılar. Ertesi gün serviste golün güzelliğinin tartışması yapılırken benim “ofsayt” demem sevgili Nuri Bosut ağabeyimi fena halde kızdırdı ve bana nedenini sordu. Hakem deyimleriyle kendisine hizahta bulundum. O gün Nuri ağabey bana “Gel bakalım delikanlı, sen bu işi biliyorsun galiba.” dedi.”
1964’te ilk milli müsabakasını yönetti usta hakem. Avrupa Uluslar Kupası’ndaki Bulgaristan-Fransa milli maçında Faruk Talu’nun yardımcılığını yaptı. 1969 Eylül’ünde FIFA kokartını taktı.
Babacan, hakemliği sırasında istenmeyen anlar da yaşadı. 1964-65 sezonunda İzmir’de oynanan Altay-İzmirspor maçını, çıkan olaylar nedeniyle 77. dakikada tatil etmişti. Maçta Altay 1-0 öndeyken İzmirsporlu antrenör, futbolcu ve taraftarların sahaya girmesiyle olaylar çıktı. Doğan Babacan’ın yüzü kanlar içinde kaldı. Maça mahkemede devam edildi. Araya dönemin iktidar partisi Adalet Partisi bile girdi. Mahkeme düştü, suçlular aklandı. Üstelik Futbol Federasyonu, Doğan Babacan’ı ‘mükafatlandırdı’. Siyasi iktidarın da telkinleriyle o dönem yöneteceği bir milli maçın hakem kadrosundan çıkarıldı.
Sene 1974’tü… UEFA Kupası’nda TPS, Vejle ve Basel’i eleyen Celtic ile Galatasaray, Dinamo Bükreş ve Kızılyıldız’ı eleyen Atletico Madrid, Avrupa’nın en büyük 2. kupasında finale çıkabilmek için eşleşmişti. Maçın hakemi ise o yıllarda Avrupa’da futbol adına Türkiye’yi tek temsil edebilen Doğan Babacan’dı. Babacan maçta, Atletico Madrid cephesinden önce Diaz’ı, sonra takımın yıldızı Ayala’yı ve son olarak da Quique’yi oyundan attı. 8 kişi kalmasına rağmen Atletico Madrid sahadan 0-0’lık avantajlı bir skorla ayrıldı. Maç sonunda Atletiko Madrid cephesi ünlü hakemi eleştiri bombardımanına tutacaktı.
Doğan Babacan verdiği bir röportajda ise o maçta gösterdiği performanstan dolayı dönemin UEFA başkanı Artemio Franchi’nin bizzat kendisini tebrik ettiğini ve ödül olarak Bayern Münih – Dinamo Kiev arasında oynanan Süper Kupa finaline atandığını anlatır. Işte o final, Türk hakemliğin zirvesi noktasıdır. İlk kez bir Türk hakem büyük bir futbol organizasyonunda final yönetecektir.
O yılki Süper Kupa finalinin ilk maçını Dinamo Kiev, 1-0 kazanmıştı. 6 Kasım’da Kiev’de oynanan ikinci maçı Doğan Babacan yönetiyor ve 105.000 kişinin önünde başarılı bir maç çıkarıyordu. İkinci maçı da Blokhin’in golleriyle 2-0 Dinamo Kiev kazanıyor ve kupayı Doğu Avrupa’ya getiriyordu. Doğan Babacan, büyük maçlar koleksiyonuna bir maç daha ekliyordu.
Dünya Kupası finallerinde maç yöneten ilk Türk hakemi ünvanına da sahip olan Doğan Babacan’ın yönettiği diğer önemli maçlar ise şöyledir; 1970’te Yunanistan-Bulgaristan (Balkan Kupası finali), 1972’de Rusya-Danimarka (Olimpiyatlar yarı finali) 1977’de FC Zürih-Liverpool (Şampiyon Kulüpler Kupası yarı finali), 1978’de Barselona-Aston Villa (Şampiyon Kulüpler Kupası çeyrek final), 1978’de Dinamo Moskova-Austria Vien (Şampiyon Kulüpler Kupası yarı finali)…
1974 Dünya Kupası’nda gösterdiği o meşhur kırmızı kart, dönemin kimi futbol otoritelerine göre Doğan Babacan’ın turnuvada final yönetmesine engel olmuştur. Bakalım bu yıl Cüneyt Çakır’ın Manchester United-Real Madrid maçında gösterdiği kırmızı kart onun final yönetmesini engelleyecek mi? Yoksa Türk futbol tarihinde bir ilke daha mı tanıklık edeceğiz?