Finalleri, o son maçları kaçıranların hikayeleri…
Herkesin arzusudur; sonuna kadar uğraştığı işin finalini görmek. Sahneye çıkmak, elinden gelenin en iyisini son bir kez yinelemek. Sonunda da tüm tebrikleri ve alkışları almak, emeğini taçlandırmak.
Kimi zaman şansızlıktır son bir 90 dakikanın adı. Kimi zamansa kader. Adı ne olursa olsun, o çok istenilen final anı uçuk gider nihayetinde. Aktörüyken bu oyunun biletli izleyicisi olunur birden bire. Gelin, tarihte büyük finalleri kaçırmış yıldız oyuncuların hikayelerine birlikte konuk olalım. Kimisine eleştiri oklarımızı yöneltelim, kimisine “ne şansızmışsın be kardeşim” diyelim, kimisinin hüzünlü öyküsünü bir kez daha hatırlayalım. Ama en önemlisi de bu ayak oyununa, büyük finallere başka başka hikayeler kattıkları için onlara teşekkür edelim.
Valentino Mazzola 1950 Dünya Kupası
İtalyan futbolunun ölümsüz kaptanlarından biridir Valentino Mazzola. Kendisi her ne kadar II. Dünya Savaşı nedeniyle fazla milli maçta yer almasa da, hiçbir Dünya Kupası’nda oynamasa da, döneminin en önemli ismi olarak kabul edilir. Milan’da amatör takımda başladığı futbol yaşamında Torino’da bir ilah olur. Torino’ya geliş hikayesi de ilginçtir: Aynı gün doğduğu ve hatta öldüğü ve kendi deyimiyle “ruh ikizi” Ezio Loik ile aynı gün Torino’ya transfer olur. İkisi o dönemin efsane takımı Büyük Torino’nun en önemli parçalarıdırlar. Futbolculuğu kadar kaptanlığını da konuşturur Mazzola. Hikaye odur ki; takımı iyi oynamadığı zaman hemen formasının kollarını kıvırır. Böylece takım arkadaşları da taraftarlar da artık daha iyi oynamak gerektiği mesajını alır. Bu jest genellikle takımın galibiyet almasını sağlar.
40’lı yıllara damgasını vuran Torino takımını maalesef 1949 yılında büyük bir felaket bekler. Lisbon’daki bir jubile maçından geri dönen takımı taşıyan uçak Torino yakınında bir dağa çarpar. 1942’den 1949’a üst üste 5 şampiyonluk kazanan (iki sezon savaş nedeniyle ligler oynanmadı) ve İtalyan futbolunun o dönemki lokomotifi haline gelen Torino’nun 18 futbolcusu o kazada hayatını kaybeder. Aralarında büyük kaptan Valentino Mazzola da vardır. Böylece uzun bir aradan sonra düzenlenecek olan 1950 Dünya Kupası’nın en büyük favorisi İtalya büyük kayıp yaşar. Dünya futbolu da büyük bir yıldızdan mahrum kalır.
Alfredo Di Stefano – 1950, 1954, 1958 ve 1962 Dünya Kupası
Pele’nin dünyanın en iyi oyuncusu dediği Alfredo Di Stefano, futbol hayatı boyunca üç farklı milli takım için oynar: Arjantin, Kolombiya ve İspanya. Arjantin doğumlu oyuncu 1940’lı yıllarda Güney Amerika’yı kasıp kavurur. River Plate ile Arjantin’de altı lig şampiyonluğu kazanır. Arjantin Milli Takımında yer alır. Brezilya Futbol Federasyonu’yla arasındaki problemden dolayı 1950 Dünya Kupası’nı protesto eden Arjantin turnuvaya katılmaz. Böylece Alfredo Di Stefano, dünya kupasında oynama şansını kaybeder.
‘Sarı ok’ lakaplı oyuncu, 1949′da Arjantin’deki futbolcu grevinden dolayı, kulübü River Plate’den ayrılıp Kolombiya ekibi Club Deportivo Los Millionarios’a transfer olur. Burada 102 maçta 82 gol atarak, tekrar dikkatleri üzerine çeker. Kolombiya Milli Takımı’nda oynama teklifini kabul eder. Ufukta 1954 Dünya Kupası vardır. Bu sefer de milli takım değişikliğinden doğan problemlerden dolayı FIFA, Di Stefano’nun oynamasına izin vermez. Böylece Alfredo Di Stefano, ikinci kez dünya kupasında oynama şansını kaybeder.
Sonrasında ise İspanyol devi Real Madrid’te oynamaya başlar. Buradaki perfomansıyla Avrupa Kıtası’nı da kendine hayran bırakır. Özellikle de İspanya futbolunu yönetenleri… Bu süreçte İspanya Milli Takımı’nda gelen oynama teklifini kabul eder ‘sarı ok’. Bu sefer Dünya Kupası’nda oynama hayaline bir adım daha yaklaşmıştır ama kader işte. Bu sefer de İspanya Milli Takım’ı elemeleri geçemez ve 1958 Dünya Kupası’na gidemez. Böylece Alfredo Di Stefano, dünya kupasında oynama şansını üçüncü kez kaybeder. 1962 Dünya Kupası ise son umududur ama bu sefer de sakatlıklardan dolayı takımda yer almaz. Dünyanın en iyileri tarafından ‘Dünyanın en iyi oyuncusu’ kabul edilen Di Stefano maalesef hiçbir Dünya Kupası finallerinde yer alamaz.
Rene Bliard – 1958 Dünya Kupası
Mevzu Dünya Kupası olunca tarih kitapları Just Fontaine’den bahseder. 1958 İsveç’te düzenlenen kupanın 13 golle en fazla gol atan futbolcusudur Fransız oyuncu. Ama çoğu kitap yazmaz Fransa ve Avrupa’da o sezonun yıldızı aslında Rene Bliard’dır. Reims’li oyuncu, turnuva öncesi en büyük gol umudur Fransa’nın. Bir antremanda şansızlık onu ziyaret eder ve ciddi şekilde sakatlanır. Sakatlığından dolayı milli takımdaki yerini Fontaine’e bırakır. Kendisi Dünya kupası finallerini kaçırır ama dünya futbol tarihine 13 gollü bir futbolcu armağan eder.
Roberto Bettega – 1982 Dünya Kupası
Bir diğer Bliard vakasıdır, Roberto Bettega’nın hikayesi. Tam 13 yıl boyunca Juventus forması giyen İtalyan oyuncu bu sürede 326 maçta 129 gol atmayı başarır. 1980 yılında gol kralı da olan ‘booby gol’ lakaplı yıldız oyuncu İtalya Milli Takımı’nın da vazgeçilmezidir. Futbol oynadığı süre boyunca 7 lig şampiyonluğu, 1 UEFA Kupası ve 1 İtalya Kupası’nı havaya kaldıran Bettega, 1982 Dünya Kupası’ndan hemen önce Anderlecht’le oynanan bir Avrupa maçında sakatlanır. Sakatlığı geçmez ve mili takım kadrosundan çıkarılır. Yerine Paola Rossi alınır. Attığı gollerle hem turnuvanın gol kralı olan hem de İtalya’ya kupayı kazandıran Paola Rossi.
Claudio Caniggia – 1990 Dünya Kupası
1990 Dünya Kupası’nda İtalya karşısındaki yarı final maçında takımının beraberlik golünü atan Claudio Caniggia’dır. Ama aynı maçta gördüğü sarı kart sebebiyle final maçında yer almamaz. Finalde Caniggia’sız Arjantin, Almanya’ya 1-0 kaybeder. Böylece kupayı Almanya kazanır. O maça damgasını vuran bir diğer olay ise Maradona’nın gözyaşlarıdır.
Alessandro Costacurta – 1994 Dünya Kupası
1994 yılının en mutsuz İtalyan futbolcusu kimdi dersiniz? Dünya Kupası finalinde kaçırdığı penaltıyla anılan Roberto Baggio dışında başka bir isim daha söyleyebiliriz: Alessandro Costacurta. O yıl iyi bir sezon geçiren İtalyan oyuncu önce Milan’ın Şampiyonlar Ligi finalinde Barselona karşısındaki 4-0’lık zaferini kaçırır. Ardından Dünya Kupası yarı finalinde Bulgaristan karşısında gördüğü sarı kartla Brezilya ile oynanan final maçında yer almaz. Böylece aynı yıl içinde iki unutulmaz finali de kaçırır. 1966 doğumlu yıldız oyuncu bir yıl Monza’da kiralık oynaması dışında bütün futbol yaşantısını AC Milan’da geçirir ve kırmızı siyahlıların efsanevi 11’inde defansın ortasında yerini alır.
Marco van Basten – 1994 Dünya Kupası
Kuşkusuz Marco van Basten, 80’li yılların en büyük golcüsüdür. Hollanda takımı Utrecht’te başlar futbol yaşantısına. Ajax’ta yıldızlaşır, daha sonrasında transfer olduğu Milan’da ise kariyerinin doruğuna çıkar. Hollanda Milli Takımı’yla da sayısız gole imza atar. Defans oyuncuları bir türlü onu durduramaz. Onu tek durdurabilen sakatlıklar olur. 1991-92 sezonunda İsveç’in Göteborg takımına 4 gol birden atarak bir Şampiyonlar Ligi maçında tek maçta en çok gol atan oyuncu ünvanını ele geçirir. Attığı 25 golle o sezon takımını Seri A’da 12. şampiyonluğa taşır. Ertesi sezon van Basten yine lige iyi bir giriş yapar ve Avrupa’da Yılın Oyuncusu seçilir. Johann Cruijff ve Michel Platini ile beraber bu ödülü üçüncü kez kazanan oyunculardan birisi olur. Git gide yıldızı parlıyordur artık. Ama talihsizlikler peşini bırakmaz. Ligde oynanan Ancona maçında bileğinden sakatlanır. Sezon sonuna doğru tekrar sahalara dönse de eski performansını yakalayamaz. Milan’ın Marsilya ile oynadığı Şampiyonlar Ligi finalinde ilk 11’de yer alır. Bu maç Milan forması ile yaptığı son maç olur. Bu maçtan sonra iki sene boyunca futbola dönmeye çalışan Marco, sonunda mücadeleden yenik ayrılacaktır. CV’sinde sayısız başarılar olan Hollandalı futbolcunun tek eksiği ise Dünya Kupası’dır. Sakatlığından dolayı son umudu olan 1994 Dünya Kupası’nı da kaçırır. Nihayetin 1995 yılında da futbolu bırakır.
Andreas Moeller – 1996 Avrupa Şampiyonası Finali
1996 yılında Avrupa Şampiyonası’nın yarı final maçında attığı penaltı golüyle takımını finale taşıyan Andreas Möller, maalesef Çek Cumhuriyeti karşısındaki finalde yer alamaz. İngiltere karşısındaki yarı final maçında gördüğü sarı kartla cezalı duruma düşer. Ama bu durum bile onun kupayı kaldırmasını engel olamaz.
Roy Keane – 1999 Şampiyonlar Ligi Finali
Unutulmaz finaller listesinde ilk sıralarda yer alan 1999 Şampiyonlar Ligi finalinde üzülen sadece Almanlar değildir. Son dakikada 2 gol bularak 2-1 skorla kupayı kazanan Manchester United’ın kaptanı Roy Keane de tarihi bir anı kaçırdığı için üzgündür bir nevi. İrlandalı futbolcu Juventus’la oynanan yarı final ikinci maçında cezalı duruma düşmüş, finalde yer alamamıştır. Tek tesellisi yanında üzüntüsünü paylaşan birinin olmasıdır. O akşam Paul Scholes da cezalı olduğu için maçı Roy Keane ile birlikte tribünden izlemek zorunda kalır.
Sergen Yalçın – 2000 UEFA Kupası
Pek bilinmez ama Galatasaray’ın 1999-2000 sezonundaki o unutulmaz kadrosunda Sergen Yalçın da vardır. Sezon ortasında Fenerbahçe’den transfer edilmiştir. Fakat sarı lacivertlilerle Avrupa Kupası maçına çıktığı için kurallar gereği Galatasaray’ın UEFA maçlarında yer alamamıştır. Takımıyla her Avrupa deplasmanına giden Sergen, “Oğlum bu sefer kesin eleneceksiniz” esprileriyle takımın bir nevi motive kaynağı olmuştur.
Santiago Canizares – 2002 Dünya Kupası
2002 Dünya Kupası finallerinde İspanyollar’ın kalesini koruması beklenen Santiago Canizares’in peşini turnuva öncesi şansızlık bırakmaz. Turnuvaya bir kaç gün kala yıldız eldivenin banyoda ayağına traş losyonu şişesi düşer. Parçalanan şişenin ayaktaki tendon bağlarını kestiği belirlenir ve Canizares kadrodan çıkarılır. Oysa Valencialı kaleci o sezonki performansıyla takımının İspanya şampiyonu olmasında büyük rol oynamıştır.
Kimisinin şansızlığı kimisinin de şansıdır işte. Canizares’in sakatlığı sonrası birinci kaleci olan genç İker Casillas, o turnuvada şansını iyi değerlendirir. 2. turdaki İrlanda maçında iki penaltı kurtararak yıldızlaşır…
Ve kırık hayaller listesi gitgide uzar: Düzenlenen ilk Dünya Kupası’nın finalinde sakatlığı nedeniyle oynayamayan Uruguaylı Peregrino Anselmo… 1986 Dünya Kupası’nda mide ülseri nedeniyle forma giyemeyen Arjantinli Daniel Pasarella… 1994 yılında Kupa Galipleri Kupası finalini kaçıran Manchesterlı Ian Wright… 1998 Dünya Kupası’nı uçan tekmeyle kaçıran Fransız Eric Cantona… 1998 Dünya Kupası kadrosuna teknik direktör tarafından alınmayan Brezilyalı Romario… Almanya milli takımı adına 2002 Dünya Kupası finalinde kırmızı kart cezası sebebiyle oynayamayan Michael Ballack… Ve farklı yıllarda Şampiyonlar Ligi finallerini kaçıran Juventuslu Pavel Nedved, Barcelona’lı Dani Alves, Chelsea’li Branislav Ivanovic, Ramires, Raul Meireles ve John Terry…