Bazı futbolcular, meslektaşlarından farklı düşünürler, o doğrultuda hareket ederler. Kimi aynı hedefte birleşmeyi düşünür, kimi yeşil sahaların dışında da bir hayatın olduğunu vurgular. İşte emekçilere nokta paslar bırakan topçuların hikâyeleri…
Sus, Konuşuyor Krallar!
Paul Breitner, malum-u aliniz yeşil sahaların en sıra dışı adamlarından biri olmayı başarmıştır.Mao Zedung yoldaşının portresi altındaki pozundan saç şekline kadar dönemin Almanya’sına zıt yapıya sahip Breitner, kariyeri boyunca saha dışındaki tavırlarıyla da ses getirmiştir.
1974 Dünya Kupası öncesinde Bundesliga futbolcularının aldığı ortak grev kararını destekleyen dönemin milli sol beki, antrenör Helmut Schön tarafından kara listeye alınmıştır. Gerek oyun içi gerekse oyun dışında dönemin sol beklerinden oldukça farklı bir stile sahip olan ‘Der Afro’nun milli takımdaki yeri sallantıdadır ki sahneye ‘İmparator’ Beckenbauer çıkar ve Schön’le yaptığı görüşme sonucu Breitner’in finallerdeki yerini almasını sağlar. Breitner de Yugoslavya, Şili ve finaldeki Hollanda maçında attığı gollerle kaptanına teşekkürlerini iletmiştir.
Kaç Model İstersin?
60’lı Galatasaray’ın simgesi dendi mi top sahalarında akla Metin Oktay gelirmiş. Sahaların dışında ise Karıncaezmez Şevki… Cim-Bom’a vefa ve sevgi gösterileri sunma konusunda bayrağı zirveye diken amigo Şevki Günay, bilindiği üzere bir otobüs şoförüdür ve ekmeğini, Opel marka, eski model otobüsüyle kazanmaktadır. Fakat sürekli sorun çıkaran baştan aşağı sarı-kırmızı otobüsü, Karıncaezmez’in canına tak etmiştir. Çareyi, emeğini esirgemediği Galatasaray Kulübü’nde arar ve takımın antrenörü Bülent Eken ile bu hususla ilgili bir görüşme yapar. Antrenör Eken’in cevabı olumludur ve ilk iş olarak yönetimle görüşür bu konuyu. Taşımacılıkla uğraşan yöneticilerin de devreye girmesiyle Karıncaezmez için ikinci el bir araba ayarlanır. Antrenör Bülent Eken, ivedilikle müjdeli haberi verir vermesine ama beklemediği bir cevap alır: “Bu araba eski, ben son model isterim!”
Unutulmaz futbol insanı Karıncaezmez Şevki’nin bizim neslin hatıralarına kazındığı an ise büyük 10 numara Hagi ile hasta yatağında buluşması olur. Hagi, sahalarda aldığı alkışların bir benzerini de bu hareketle almıştır.
Sıradışı Adamdan Afili Mesaj
Dalglish ya da Keegan’ı kanlı canlı izleyemeyen akranlarım için önemli takımdı 90’ların ortasındaki Liverpool ekibi. Balet misali dar alanda dahi akıp giden fantastik kanat oyuncusu McManaman ve bitiricilik konusunda İngilizleri umutla dolduran Robbie Fowler, az sempati toplamamıştı bizim kuşakta. Takımın ‘çılgını’ Fowler, attığı gollerin yanı sıra verdiği mesajlarla da klas noktalara gönderirdi topu. ‘Kokainman’ iddialarına ilginç gol sevinciyle cevap vermesinden tutun da kazandıkları penaltıyı hatalı karar olarak değerlendirip kaçırmasına kadar unutulması güç anlara imzasını kondurmuştu. İlginç gol sevinçlerinin birisini de liman işçileri için sergilemişti. UEFA Kupası’nda oynanan Liverpool-Brann karşılaşmasında fileleri havalandıran Fowler, gol sonrasında formasını çıkarmış ve tişörtünden yazan İşten çıkarılan 500 liman işçisine destek verin” mesajıyla yine gündeme oturmuştu. Ekürisi McManaman’ın da destek verdiği mesaj, yerine ulaştı ulaşmasına ama UEFA, “Karıştırmayın şu spora politikayı” minvalinde tanıdık bir tepkiyle forma çıkarmayı yasakladı.
Serie A’nın Erol Taş’ı
Damiano Tomassi, 2000’lerin başında Capello önderliğinde parlayan Roma’nın sert yüzüydü. Agresif futbolu ile rakipleri tarafından pek de sevilmeyen Tomassi, saha dışında ise tamamen farklı bir kimlikle bu oyundaki rolünü oynamıştı. Birçok hayır kuruluşuna destek veren orta saha, futbolculardan kesilen cezaların, yardıma muhtaç insanlara ulaşmasına kadar birçok yardıma önayak olmuştu. Tomassi belki de en ‘kıyak’ hareketini, 1998 yılında yapmıştı. O yaz oynanan Dünya Kupası’nın toplarının Pakistan’da küçük çocukların çalıştırıldığı imalathanelerde yapıldığını öğrenen sahaların haşin delikanlısı, ‘Transfair Italia’ projesi dahilinde çocuk işçi çalıştırmayan firmalara destek olunması için çalışır, kendi cebinden o firmaların toplarını satın alır. Bu da yetmez ve İtalya Ligi kaptanlarından da bu konuya destek olması için çaba sarf eder. Pakistan’da çocuklar için okullar ve hastaneler yaptırması da cabasıdır… Stadyumlarda hiçbir zaman yıldızlaşamasa da birçok taraftarın yıldız isimlere sunmadığı alkışları toplar. Bu sıralar İtalya Futbolcular Birliği’nin başkanlığını yapan emekli savaşçı, yardımlarına son sürat devam etmekte…
Paşalı Vefası
Hep futbolcuların emekçilerinin yanında oldu hikayelerdeki rolleri değiştirerek, emekçilerin vefa gösterilerini sunalım biraz da. Vecdi Teker, birçok futbolseverin hatta bütün top sevdalıların onu tanıdığı ismiyle Paşalı Birol, yıllarını Fenerbahçe peşinde feda etmiş bir tribün sevdalısı. Arkadaşının babası vasıtasıyla ilk Milli Lig finalini stadyumda izleyen ve bu maçlar nedeniyle Sarı Kanarya’ya gönül veren Paşalı, aslında futbolun gerçek sevdalılarının başında gelmekte.
Hasta ya da unutulmuş futbol emeklilerini pankartlarıyla onbinlere hatırlatmayı kendine borç bilen Paşalı Birol, kısa zaman önce aramızdan ayrılan Fikret Kırcan’ın hastane günlerinde onu hiç yalnız bırakmayarak, takımının efsane ismine saygıda kusur etmediğini göstermiş, Küçük Fikret’i de bu hareketiyle duygulandırmıştı. Kendisi de şu günlerde hastanede tedavi gören Paşalı Birol’a biz de acil şifalar dileriz!