Unutmayanlar, unutamayanlar ve bilmeyenler, üç büyüklerin 2.lig korkusuyla geçirdiği sezonlar bu yazıda…
2012-2013 sezonu geride kaldı. Şampiyonluk, feda ve kriz üç büyük takım için en çok gündem oluşturan kelimeler oldu. Fakat yaşı yeten futbol severlerin bir kesimi, bu sıkıntılara güldü geçti. ‘Sıkıntımız bu olsun’ dedi belki de. Onlar, takımlarının düşme hattında olduğu yılları hatırlayanlardı. Evet, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın 2.Lig korkusuyla geçmek bilmeyen sezonları olmuştu. İşte o sezonlar ve takımların performansları.
1974-1975 sezonunda kulüp tarihinin ilk Türkiye Kupası’nı kazanan Beşiktaş, 1975-1976 sezonuna da kupayı kazanan antrenör Horst Buhtz ile başlamıştı. Kadrosunda Zekeriya Alp, Vedat Okyar, Kahraman Kartaloğlu, Niko Kovi, Yusuf Tunaoğlu ve Tezcan Ozan gibi önemli isimleri bulunduran takım, 1967 yılından beri hasret olduğu şampiyonluğa ulaşma amacıyla lige başladı. Fakat evdeki hesap deplasmanlara uymadı. Ligde oynadığı 30 maçta sadece 5 kez sahadan galip ayrılan Beşiktaş, 17 kez de rakipleriyle yenişemedi. Ligin en az galip gelen ve en çok berabere kalan takımı olan Kara Kartal, deplasmanda oynadığı 15 maçta da galip gelememişti. Horst Buhtz ile yolları ayıran siyah beyazlılar, yola Gündüz Tekin Onay ile devam etse de umduğu çıkışı yakalayamamıştı. Ligde sadece 13.haftada oynadığı ve 3-3 berabere kaldığı Boluspor maçında 3 gol atabilen Beşiktaş, 16.haftada galip geldiği Balıkesirspor maçından, 25.haftada kendi evinde kazandığı Orduspor maçına kadarki sekiz haftada da galip gelememişti. Bu kötü performansla ligde son hafta oynadığı Trabzonspor maçına kadar 2.lige düşme korkusunu yaşayan takım, şampiyon Trabzonspor ile 1-1 berabere kaldı ve 27 puana ulaşarak 25’er puanla küme düşen Ankaragücü ve Balıkesirspor’un 2 puan üstünde, 11.sırada ligi soluk soluğa bitirdi.
70’li yılları şampiyonluktan uzak geçiren Beşiktaş, 1979-1980 sezonuna efsane hoca Serpil Hamdi Tüzün’le başladı. 1978-1979 sezonunda değişen statüyle artık üç takım küme düşüyordu. Beşiktaş ve siyah beyaza gönül verenler, bu üç takımdan birisi olma korkusunu yine yaşayacaktı… Rasim Kara, Samet Aybaba, Şaban Kartal, Bora Öztürk ve Necdet Ergün gibi yıldızları bulunan Beşiktaş, alt yapı dehası Serpil Hamdi hocanın takıma monte ettiği Ulvi, Ziya ve Fuat gibi genç isimlerle hafif bir ‘feda’ sosuyla başladı sezona. Gol yollarında büyük sıkıntı çeken takım, kendi evinde sadece 14 gol atabildi. Türkiye Kupası’nda Lüleburgazspor’a elenen Beşiktaş, ligde de 22.haftada kazandığı Adanaspor maçından sonra yedi hafta galip gelemedi. 29.haftada Gaziantep’e 1-0 mağlup olan Kara Kartal, ligin 14.sü Göztepe’nin Esişehirspor’u 2-0 yenmesiyle 2.ligin nefesini iyiden iyiye hissetmeyi başlamıştı. Ligin son haftasında Zonguldakspor’u 1-0’la geçen Beşiktaş, yine son anda taraftarına derin bir nefes aldırabildi. Beşiktaş taraftarının tek tesellisi ise oynanan altı derbide takımın mağlubiyet yaşamamasıydı. Şampiyon ise yine Trabzonspor’du…
1980-1981 sezonunda ise korkuyu iliklerine kadar hisseden karşı yakanın büyüğü Fenerbahçe’ydi. Üstelik Fenerbahçe, Beşiktaş gibi şampiyonluğa uzun süre hasret de değildi. 1977-1978 sezonunu şampiyon kapamış ve 70’lerin ikinci yarısında fırtına gibi esen Trabzonspor ile çekişmeyi başaran tek İstanbul devi olmuştu. Kadrosunda unutulmaz libero Alpaslan Eratlı, Cem Pamiroğlu, Selçuk Yula gibi isimleri bulunduran Fenerbahçe’nin yıldızı da Trabzonspor’da efsaneleşmiş Ali Kemal Denizci’ydi. Transfer bombası patlatma kültürünü o yıllarda da bünyesinde bulunduran Fenerbahçe, takımın başına ise Eintracht Frankfurt ile UEFA Kupası’nı kazanan Friedel Rausch’u getirmişti. İlk dört hafta galibiyet alamayan takım, daha sonra toparlanıp ligin ilk yarısını 3.sırada bitirse de felaket ayları, ligin ikinci yarısında kapısını tıklattı. İkinci yarının ilk maçı olan Orduspor karşısında galip gelen Sarı Kanarya, 24 haftadaki Eskişehirspor maçına kadar 2 puan yüzü göremedi. Es Es galibiyetiyle tam soluklandık derken de ligin son haftası da dahil olmak üzere galip gelemeyen Fenerbahçe, ligin ikinci yarısında sadece iki galibiyet alarak ligi kapadı. Ligin son haftasında kendi seyircisi önünde Gaziantepspor’a da mağlup olan Fenerbahçe, ligin en fazla gol yiyen takımı olan ve 14.olarak 2.lige düşen Rizespor’la aynı puanda ligi bitirse de averajla ligde kalmayı başarmıştı. En ilginç rakam ise Rizespor’un 30 maçta 35 golü, Fenerbahçe’nin ise 31 golü vardı. Ligin şampiyonu ise yine Trabzonspor olmuştu…
İki büyük korku yaşar da üçüncü büyük durur mu? 1981-1982 sezonunda sıra Galatasaray’daydı ve onlar da 70’li yılların ikinci yarısını şampiyonluk serapları görerek geçirmişti. Sezon, Ankaragücü’nün farklı güçlerin araya girmesi ve ikinci ligden birinci lige çıkarılmasıyla zaten yeterince garip ve 17 takımla başlamıştı. Lige, yumruk şovun mucidi Brian Birch ile başlayan Fatih Terim’li, Raşit Çetiner’li, Tarık Hodzic’li Galatasaray, Birch ile yollarını ayırıp, Günay Kayarlar ve Özkan Sümer’le yola devam etti. Gol yollarında büyük sıkıntı yaşayan takım, ligi 17.bitiren Diyarbakırspor’dan sonra kendi sahasında en az gol atan takımdı. Kendi sahasında sadece 11 gol atan Sarı Kırmızılılar, 20.haftada Göztepe’yi mağlup ettikten sonra yedi hafta maç kazanamamış, sezonun son dört maçının ikisinde de sahadan mağlup ayrılmıştı. Ligin son haftasında Diyarbakırspor’u 2-1 mağlup eden Cimbom, 29 puanı bulunan ve 15.sırada lige veda eden Eskişehirspor’un 3 puan ve dört sıra üstünde 11.sırada ligi noktalamıştı. Ligde kötü performans gösteren takım, Türkiye Kupası’na ulaşsa da hiçbir derbiden galip ayrılamayarak taraftarının ‘Bir teselli ver’ arzusunu tam olarak yerine getirememişti. Ligin şampiyonu ise 15 yıllık hasrete son veren Beşiktaş’tı…
Son yıllarda hem maddi hem de manevi olarak daha da güçlenen üç büyükler, bir daha böyle korkular yaşar mı bilinmez. Diğer iki büyük Bursaspor ve Trabzonspor’un ligdeki kötü performansları niye yok der misiniz? O da bilinmez. Ama ‘Yad-ı Hafta’ dedik ya, malum-u aliniz son bir haftada ne öğrendik? ‘Güçlüler de korkar’…













