Dieter Müller’in milli takım kariyeri Gerd Müller kadar parlak değil. Ama 1976 Avrupa Şampiyonası’ndaki performansı onu farklı bir yere koyuyor.
“Söylesene, bu hiç aklımıza gelmemişti değil mi? Hiç bu kadar iyi olmamıştı bu Yugoslavlar.” Helmut Schön, yardımcısı Jupp Derwall’e bu soruyu sorduğunda, dakikalar 32’yi gösteriyordu. Her zamanki gibi kulübede yan yanaydılar. Belgrad’daki Marakana Stadyumu’nda işler, Federal Almanya için pek iyi gitmiyordu. İki dakika önce, ‘Balkanların Cruyff’u Dragan Dzajic, Sepp Maier’in, elinden acemice kaçırdığı topa dokunmuş ve seyircisine zafer şarkıları söyletmeye başlamıştı. Son Avrupa ve dünya şampiyonu Almanya, 1976 Avrupa Şampiyonası Yarı Finali’nde Yugoslavya karşısında 2-0 mağluptu. Schön ve Derwall, bataklıktan nasıl çıkacaklarını düşünürken ilk yarı bitti…
Federal Almanya, 1976 yazında Yugoslavya’ya vardığında Dünya Kupası kazanan kadrosundan önemli fireler vermişti. Joker oyuncu kontenjanından Paul Breitner, sağ açık Jürgen Grabowski, orta sahanın iki büyük yönetmeni; Wolfgang Overath ve Günter Netzer, Helmut Schön’ün ısrarlarına rağmen milli takımda yer almayı reddetmişlerdi. Fakat belki de en büyük eksik, ‘bitiricilik’ alanındaydı. 8 Nisan 1967’deki Arnavutluk maçında dört golle perdeyi açtıktan sonra bıkmadan usanmadan rakip ağları havalandıran ve 62 maçta 68 golle imkânsız bir rakam tutturan Gerd Müller, 1974 Finali’nden sonra kati suretle milli takımı bırakmıştı. Federal Almanya, bütün bu sıkıntılara rağmen, önce gruplardan çıktı, daha sonra da play off turunda İspanya’yı eledi ve dört takımlı turnuvaya katılma hakkını kazandı. Yine de Helmut Schön’ün Euro’ 76 için belirlediği kadro, golcü kıtlığının devam ettiğinin sinyallerini veriyordu. Bundesliga’nın gol kralı Klaus Fischer takıma alınmazken, gerçek manada sadece iki santrfor 22 kişilik isim listesindeydi: Duisburg’un 9 numarası Eric Worm ve Köln’ün ‘Müller’i’ Dieter. Henüz 22 yaşındaydılar ve yardımcı antrenör Jupp Derwall’in genç milli takımdan öğrencisiydiler. Fakat Yugoslavya’daki ilk maçlarında ev sahibi karşısına çıktıklarında her ikisi de sahada değildi. Schön’ün sahaya sürdüğü 11’de Alman tipi ‘tek işi gol atmak’ olan santrfor yoktu. Kurt hoca; Danner, Hölzenbein, Höeness ve Beer gibi hücuma yatkın orta saha adamlarıyla skorun peşine düşmüş, lakin ilk yarıyı 2-0 geride kapamayı aklına bile getirmemişti. İlk değişikliğinde dahi ‘santrforsuzluk’ ısrarını sürdürdü…
Almanya, ikinci yarıya çıkarken Mönchengladbach’lı Danner kenara geldi ve Köln’ün ofansif orta saha oyuncusu Heinz Flohe oyuna dahil oldu. Gol için doğru hamle miydi tartışılır ama Flohe, ondan bekleneni yapacaktı. Dakikalar 64’ü gösterdiğinde ceza sahası dışından Yugoslav kalesini yokladı ve defansa çarpan top ağlarla buluştu. Golü bulsalar da pozisyon bulmak da zorluk çekiyorlardı. Helmut Schön ile yardımcısı Jupp Derwall, yine yan yana oturmuş kara kara düşünürken, ilk söz her zaman olduğu gibi patronun ağzından çıktı. Gözünün ucuyla yardımcısına bakarak, yavaşça konuştu:
-Söylesene!
Jupp Derwall, uzun süredir ne yapmaları gerektiğini düşünüyor, ama Schön’den önce konuşmak istemiyordu. 10 dakikadır kendi kendine sorduğu soruyu, patrona iletti. Kısık bir sesle:
-Dieter Müller’i niye aldık ki biz?
Helmut Schön, uzun süredir bu soruyu bekliyormuşçasına kafasını çevirdi ve kulübede oturan genç golcüye seslendi:
-Hadi Dieter, hazırlan. Isınmaya başla, oyuna giriyorsun. Topu ayağına al ve oyunu hızlandırmaya çalış!
Köln formasıyla o sezon 14 gol atan Dieter Müller, üzerindeki sorumluluğun da verdiği gerginlikle oyuna dahil olduğunda dakikalar 79’u gösteriyordu…
Federal Almanya’nın 82. dakikada kazandığı kornerde, topun başına Rainer Bonhof geçti. Duran topların gerçek ustalarından Bonhof, sol kanattan içeriye sert bir orta gönderdi. Henüz oyuna girmiş Dieter Müller orada belirdi. Tıpkı Gerd Müller gibi basit görünen bir kafa vuruşu yaptı ve skoru 2-2’ye getirdi. Başta Schön olmak üzere birçok kişinin nazarında görevini yerine getirmişti ama o durmadı. 2-2 biten 90 dakikanın ardından oynanan uzatma bölümünde iki ‘Gerd Müllervari’ gol daha attı ve Federal Almanya’yı, uzmanı oldukları Avrupa Şampiyonası’nda finale taşıdı. Almanlar, bir kez daha turnuvadaki son maçı oynama hakkını kazanıyordu. Helmut Schön ise büyüklüğünü konuşturmuş ve basın toplantısında şunları söylemişti: “Bana Dieter Müller’i sokmamı, Jupp Derwall söyledi.”
Federal Almanya, final maçında Panenka’nın penaltısına engel olamayacak ve finali kaybedecekti. Ama Dieter Müller, final maçını da boş geçmedi. 2-0 mağlup götürdükleri maçta, Almanya’nın ilk golünü atarak hem takımını ayakta tuttu, hem de turnuvanın gol kralı oldu. Almanya, turnuvayı kaybetse de ‘yeni Müller’iyle kendine has ceza sahası gücünü tekrar yakalamıştı. 1978 Dünya Kupası için hayal kurabilirlerdi…
Dieter Müller, 1978 Dünya Kupası’nda iki gol daha atsa da, 1994’e kadarki en kötü Dünya Kupası performansını gösteren Federal Almanya, alışılmış başarılarından uzaktı. Dieter’in milli takım kariyeri de çok uzun sürmedi. Sadece 12 maç oynayabildi, buna rağmen dokuz golle iyi bir yüzde yakaladı. Kulüp performansı ise yabana atılır cinsten değildi. 177 golle halen Bundesliga tarihinin en golcü sekizinci oyuncusu durumunda. 29 golle UEFA Kupası tarihinin en golcü üçüncü ismi. 17 Ağustos 1977’de Köln formasıyla Werder Bremen’e attığı altı gol, hala bir Bundesliga rekoru. Birini Gerd Müller’le paylaştığı iki gol krallığı var. 1976-1977’de 34 golle tek başına krallık mertebesine yükseldi ve Lewandowski bu sene ‘ucundan’ yakalamasa, 30 barajını geçen son Bundesliga topçusu olarak kalabilirdi. Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda Dieter Müller için, Gerd Müller etkisinin henüz geçmediği dönemlerde oynaması ya da ‘Müller’ soyadının yarattığı beklentilerin abartılması nedeniyle pek de kale alınmamış diyebiliyoruz. Belki ailevi sorunları olmasa ve üvey babasının değil de öz babası Heinz Kaster’in soyadını taşısaydı durum farklı olurdu…