Toprak Saha – Aylık retro futbol e-mecmuası
  • Zat-ı Muhteremler
  • An-ı Şahaneler
  • Yad-ı Hafta
  • Fi Maçı
  • Kadim Takımlar
  • Cemiyet Haberleri
  • Malumat Saha
CEMİYET HABERLERİ

Kralım Çok Yaşa!

Sezgin Rızaoğlu · Haziran 2018

“Romenlerin futbola bağlılığı çılgınlık derecesinde… Hatta onların tutkusu tarif edilemez!” 

-Gheorghe Hagi-

Daha ilk kelimelerimde söyleyim, bu yazı ülkesinin gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu olan Hagi’ye methiyelerle dolu bir yazı değil. Dünya tarihinin en iyi futbolcuları arasındaki Romen ‘Futbol Kralı’nı zaten hepimiz biliyoruz. Bu yazı, Romen futbolundaki  ilk döneminde tutkunun en önemli taşlarını döşeyen gerçek krala adanmış bir yazı…

Kırk yedi ayın sultanı, dünyanın en büyük futbol organizasyonu ilk kez tam 88 yıl önce, 1930’da Uruguay’da yapıldı. Uzun tartışmalar sonucunda, kupayı düzenleme hakkı 1924 ve 1928’de futbolda olimpiyat şampiyonluğuna ulaşan Uruguay’a verilmişti. Avrupa ülkelerinin çoğu, uzun gemi yolculuğunun takımlarını yoracağını ve katılımın masraflı olacağını ileri sürerek kupaya katılmazken; Fransa, Belçika, Yugoslavya ve Romanya bu ilk turnuvada yer almayı kabul etmişti.

İlk uluslararası maçını kupadan sekiz yıl önce oynadığını ve milli maçların çoğunu Yugoslavya ile yaptığını düşünürsek, Romanya’nın turnuvada yer alması biraz şaşkınlık yaratır.

“Hediyeleri sevmeyen bir insanım; onları kendim kazanmam ve bunun için de çok çalışmam gerekiyor.”

-Gheorghe Hagi-

Kral II. Carol, baba tarafından Prusya’daki Hohenzollern hanedanlığının, anne tarafından ise Britanya İmparatorluğu’nun kanını taşıyordu. Hatta kendisi İngiltere kraliçesi Victoria’nın büyük büyük torunuydu. Carol’ın büyükbabası, III. Napoleon’un onayı ve soyluların desteğiyle yeni kurulan Romanya Krallığı’nın ilk kralıydı. Anlayacağınız II. Carol’ın damarlarındaki mavi kan oldukça yoğundu. Ülkesinde ise ona takılan başka bir isim daha vardı, ‘Playboy Kralı’. Öyle ki, bu gönül işlerinden dolayı ülkesinden ve hanedanlıktan uzaklaştırılmıştı. Gençlik yıllarını Paris’te geçirmişti. Ama 1930 yılında, 37 yaşındayken hakkı olan Romanya tahtına oturmayı başardı.  Kral aynı zamanda büyük bir futbol hayranıydı. Saraydaki ilk icraatı, ülkesinin 35 gün sonra düzenlenecek olan ilk Dünya Kupası’na katılmasını sağlamak olacaktı. Büyük uğraşlar sonucunda ve Paris’teki bağlantıları sayesinde Kral II. Carol, ülkesinin Uruguay 1930’daki yerini garantilemesini başaracak ve Romanyalılar FIFA’nın belirlediği son katılım tarihine üç gün kala turnuva biletini alacaktı. Bu bir nevi kralın Romanya futboluna hediyesiydi. Üstelik Kral sadece ülkesine değil komşusu Yugoslavya’nın da bu turnuvaya katılmasına da katkı sağlayacaktı.

Veliaht prens Carol ile Yunanistan ve Danimarka Prensesi Helen birlikte.

“Seni hedeflerine ulaştırabilecek insanları bulup onlarla çalışman gerekir. Ve elbette bunun arkasında maddi destek olmalı.”

-Gheorghe Hagi-

Ülkesinin turnuvaya katılma hakkını elde eden kral hemen işe soyundu. Ferman kralındır dercesine, ülkedeki futbolla ilgili suçlardan dolayı ceza alanları affetti. Ardından Romanya Futbol Federasyonu’nun kurucuları arasında da yer alan antrenör Constantin Radulescu’yu milli takımın başına getirdi.  Kral, milli takımın başına antrenör getirmişti getirmesine ama futbolcuları seçme görevini “en kralını ben yaparım” dedi ve bizzat oyuncuları kendisi seçeceğini söyledi. Üstelik önünde çok kısa bir süre vardı.

O dönemde Ploiesti kentindeki bir İngiliz petrol şirketi, çalışanlarının futbol sahalarındaki yetenekleriyle nam salmıştı. Tabi ki bu haber, toprak sahaların dışına çıkmış yeni kralın kulağına da gelmişti. II. Carol hemen onların milli takıma alınmalarını emretti. Aynı zamanda şehrin United ve Prahova takımlarında da oynayan işçiler/topçular kralın bu davetini kabul ettiler. Sonuçta davet de olsa, krallarının emriydi… Ama topçuların ve kralın önlerinde bir engel vardı. Şirketin kendisi! Petrol şirketinin idarecileri, çalışanlarına Uruguay’daki turnuvaya katılırlarsa döndüklerinde işlerini bulamayacaklarını söyleyerek korkutmuşlardı.

Kral hemen devreye girdi ve kimin patron olduğunu gösterircesine şirketin sahibini aradı. Çalışanlarına üç ay ücretli izin vermezse şirketini kapatacağını söyledi. Sonunda kadroyu oluşturdu kral: Kaleci Ion Lapuşneanu, Ladislau Raffinsky, Rudolf Bürger, Adalbert  Deşu, Alfred Eisenbeisser, Nicolae Kovacs, Constantin Stanciu, Adalbert Steiner, kaptan Emeric Vogl, Rudolf Wetzer, Ștefan Barbu, yedek kaleci Samuel Zauber, Ilie Subașeanu, Iosif Czako ve Corneliu Robe.

Uruguay vizesini kapan futbolcular (solda) ve Montevideo hatırası (sağda)

Vakit darlığından dolayı kısa bir hazırlığın ardından, kral ve büyük bir kalabalık tarafından uğurlanan Romanya Milli Takımı iki gün süren tren yolculuğuyla önce Cenova’ya vardı. Ardından ‘kralın adamları’ 21 Haziran 1930’da Cenova’dan hareket eden o meşhur Conte Verde gemisinde yerini aldı. Gemi önce Villefranche-sur-Mer’de kısa bir mola verecek ve Fransa takımını ve valizinde kupasını taşıyan FIFA Başkanı Jules Rimet’i alacaktı. Bir sonraki rota ise Barselona olacak, burada gemiye Belçikalılar katılacaktı.

“Romanya olarak çok fazla turnuva kaçırdık ve eğer kaçırırsanız hiç kimsesiniz.”

-Gheorghe Hagi-

İçerisindeki kıymetli yolcularıyla Atlas Okyanusu’nun dalgalarını yara yara ilerliyordu gemi. Her gün gemi güvertesinde dikkat çeken bir şey oluyordu.Romen antrenör Radulescu ve yardımcısı Octav Luchide’nin 15 oyuncusuna yaptırdığı ağır fitnes antrenmanları… 16 gün boyunca ağır antrenmanlar… Takımı kral seçmişti ama onu hazırlamak Radulescu ve yardımcısının işiydi.

1930 Dünya Kupası’nda Romenlerin giydiği formanın replikası

Montevideo’da oynanan ilk Dünya Kupası’nda Romanya, Peru ve Uruguay ile 3. Grup’ta yer aldı. Sadece lider olanın yarı finale çıkacağı grupta Romanyalılar ilk maçta Peru ile oynadı. Tribünde 300 seyirci futbol sever vardı. 22 yaşındaki Adalbert Desu’nın daha ilk dakikada attığı golle Romanya, turnuvaya fırtına gibi başladı. Ardından Constantin Stanciu and Nicolae Kovacs’ın golleriyle maçı 3-1 kazandılar. Kral II. Carol o gün tribünde olsaydı, ondan daha mutlusu olamazdı. İkinci maçta ise Romanya, dönemin en iyi takımı ve aynı zamanda evsahibi olan Uruguay’a 4-0 yenildi ve kupaya veda etti. Kralın takımı için turnuva sona erse de antrenör Radulescu, Arjantin ve Uruguay’ın bir üst maçlarında yan hakem olarak görev yapmaya devam edecekti.

“Sorumluluk her zaman vardır. Doğuştan beri böyle bir sorumluluk taşıdığımı düşünüyorum. Liderler neden var o zaman? Çünkü o sorumluluğu taşıyabiliyorlar.”

-Gheorghe Hagi-

Romanya futbolunu Dünya Kupalarıyla tanıştıran liderdi Kral II. Carol. Ondan on yıllar sonra başka bir kral yine sorumluluk alacak, bu sefer dünya futboluna Romanya’yı tanıştıracaktı. İki kral da çok yaşasın!

*Yazıdaki Gheorghe Hagi sözleri, FourFourTwo’nun Haziran 2014 ve Socrates’in Mart 2017 sayılarındaki röportajlarından alınmıştır.
PaylaşShare on Facebook0Share on Google+0Share on LinkedIn0Email this to someonePin on Pinterest0Share on Tumblr0Print this page
1930 Dünya Kupası49. SayıDünya Kupaları Özel SayısıGheorghe HagiKral II. CarolRomanya
Share Tweet
sezgin@topraksaha.net'

Sezgin Rızaoğlu

Eski Sayılardan

  • CEMİYET HABERLERİ

    Hörburger İkizleri

    Mayıs 2020
  • CEMİYET HABERLERİ

    Roma’dan Sevgilerle…

    Haziran 2019
  • CEMİYET HABERLERİ

    Kupa’nın Hikayeleri

    Haziran 2019

REKLAM

REKLAM

ESKİ SAYILAR

TAKVİM-İ MAZİ

TAKVİM-İ MAZİ

@topraksaha_net

  • Şuan için bu twitter hesabının RSS beslemesi yüklenemez durumda.

Twitter'da @topraksaha_net Takip Et.

  • Anasayfa
  • İletişim

Toprak Saha © 2017. Tüm Hakları Saklıdır.