– Bir İlhan ÖZGEN yazısı –
Son iki kupanın şampiyonu Brezilya önünde işleri zordu Yugoslav gençlerinin. Dakikalar 89’u gösterdiğinde sahne, takımın assolistine kalmıştı.
Led Zeppelin’in 3 dakika 38 saniyelik hızlandırılmış rock dersi niteliği taşıyan ‘Rock and Roll’ şarkısı, ‘Rock and Roll yapmayalı uzun zaman oldu’ der hemen girişinde. Yugoslav futbolu için de aynısı geçerliydi 80’li yıllarda. 60’lar ve 70’lerde Dragan Dzajic önderliğindeki takımla yeşil sahalardaki Rock and Roll’u başlatmışlardı ama artık sesleri yüksek çıkmıyordu. Kimler yoktu ki o devrimden devrime koşan takımlarda. Jovan Acimovic, Branko Oblak, Ivica Surjak ve daha da önceki dönemin efsanesi Branko Zebec.
Şimdi sıra onun jenerasyonundaydı. 1987’de Şili’de yapılan Dünya Gençler Şampiyonası Çeyrek Finali’nde son iki kupanın şampiyonu Brezilya ile nefes kesen bir maçın sonlarına doğru yaklaşılıyordu. Hırvat bir baba ve Sırp bir anneden olma Almanya doğumlu Robert Prosinecki, orta sahanın yükünü çektiği maçta sahneye çıkmak için yer arıyordu. Yaratıcılık konusunda takımdaki en büyük ortağı olan Zvonimir Boban, 81.dakikada oyundan çıkmış ve takımın yükünü, ‘Zuti’ (Sarı) diye seslendikleri Prosinecki’ye bırakmıştı. Bitime dokuz dakika vardı ve uzatmalar onu daha çok yoracaktı.
Aynı yıl Dinamo Zagreb’ten Kızılyıldız’a geçen ‘Zuti’ lakaplı 18’lik Prosinecki, 88.dakikada çalan düdükle, ‘Zamanım geldi’ dedi. Brezilya kalesini sağ çaprazdan gören bölgede faulü vermişti maçın hakemi Emilio Soriano Aladren. Sarışın genç ise çoktan olay yerine iştirak etmiş bulunmaktaydı. En az yeteneği kadar kendisiyle özdeşleşecek olan öz güveniyle topu, faulün yapıldığı noktaya dikti. Fazla gerilmedi, zaten pek gerilmezdi vuruş yaparken ve hiç de gerilmeyecekti kariyeri boyunca. Usulca attığı bir, iki adım sonrasında vuruşunu yaptı ve arkasını dönüp çılgınca bir depar atmaya başladı.
Brezilya kalecisi Ronaldo’nun koruduğu kalenin sol çatalına giden top, Ronaldo’yu çaresiz bırakırken, Yugoslavya, yarı final çığlıkları atmaya başlamıştı. Sağ çaprazdan ters doksana vurduğu muhteşem serbest vuruşla takımını yarı finale taşıyan ‘Zuti’, 2.Dünya Savaşı’nın efsanesi, Sovyet keskin nişancı Vasili Zaytsev’in yeşil sahalardaki varisi olma yolunda ilerleyecekti.
Turnuvayı şampiyon olarak kapatan Yugoslavya 20 Yaş Altı Milli Takımı’nın maestrosu olan Prosinecki, 1990 Dünya Kupası’nda da genç yaşına rağmen muhteşem tekniği ve öz güveniyle harmanlanan liderliğiyle Yugoslav Milli Takımı’nın da orta saha şefi olmayı başardı. 1991 yılında Kızılyıldız ile Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazanan Prosinecki, Glasgow Rangers ve Dynamo Dresden ağlarına da muhteşem frikikler gönderip, Sinisa Mijahlovic’in olduğu yerde bile duran toplar müdürlüğünün başına geçti. Daha sonra Real Madrid ve Barcelona’da futbol resitaline devam eden ‘Zuti’, yolu Kayseri’ye kadar uzanan bir antrenörlük kariyeriyle futbol dersini sürdürüyor. Yugoslavya’ya gelince. 1990 Dünya Kupası’nda çeyrek final oynayarak ritmi arttıran ve Kızılyıldız ile muhteşem bir Rock and Roll başyapıtı sunmaya hazırlanan Yugoslav futbolu, dağılmaya ve yok olmaya engel olamadı.