1992’de Avrupa Şampiyonu olan bir Genç Milli Takımı’mızın olduğunu, şampiyon takımının birçok oyuncusunun ilerleyen yıllarda yıldızının söndüğünü biliyor musunuz? İşte o günlerin hikayesi…
Geçtiğimiz günlerde FIFA U20 Dünya Kupası’nda Fransa ile karşı karşıya gelen Milliler, maalesef sahadan 4-1 yenik ayrılarak ikinci turda turnuvaya veda etti. Ev sahipliğini yaptığımız turnuvada bir nevi aradığımızı bulamadık. Oysa bundan tam 21 yıl önce, 1992’de Türk futbol tarihinin en önemli başarılarından biri gerçekleşir. U18 Milli Takımımız, Almanya’da yapılan Avrupa Gençler Şampiyonası’nda, efsanevi hoca Serpil Hamdi Tüzün ve kaptan Okan Buruk önderliğinde Türkiye’ye tarihinin ilk Avrupa Şampiyonluğu’nu kazanır.
Genç takımımız 1992 Avrupa Şampiyonası’na katılmak için İsviçre, Yunanistan ve İsrail’in yer aldığı eleme grubunda 2 galibiyet 2 beraberlik alır. Böylece ay-yıldızlı geleceğimiz 9 yıl aradan sonra tekrar Avrupa Şampiyonası’na katılmaya hak kazanır.
Temmuz ayı gelip çatmıştır. Vakit, ekilen tohumların çiçek açma zamanıdır.
Yetkin Akman (Trabzonspor), Bülent Tarık Kapıcı (Beşiktaş), İlhami Arslan (İskenderunspor), Yakup Can (Trabzonspor), Turan İlciktay (Bayern Münih), Okan Buruk (Galatasaray), Mustafa Kocabey (Galatasaray), Oktay Derelioğlu (Trabzonspor), Hayati Köse (Boluspor), Aygün Taşkıran (Akhisarspor), Sinan Demircioğlu (Beşiktaş), Bülent Yılmaz (Bakırköyspor), Emre Aşık (Sönmez Filamentspor), Tarkan Alkan (F.Karagümrük) ve Seyfettin Kurtulmuş (Gebzespor) kadrosuyla Almanya’daki turnuvaya iyi hazırlanan millilerimiz, ilk maçını 20 Temmuz’da Macaristan ile yapar. Goller Oktay Derelioğlu ve Mustafa Kocabey (2)’den gelir.
İki gün sonra bu sefer, yarı finalde, rakip Norveç’tir. Ay yıldızlılar Hayati Köse ve Mustafa Kocabey’in golleriyle finale uzanmayı başarır.
Takvim yaprakları 25 Temmuz’u gösterir. Okan Buruk, Mustafa Kocabey, Emre Aşık, Aygün Taşkıran ve Oktay Derelioğlu’nun da yer aldığı kadro son maçta Portekiz’le karşılaşır. Maç, 1-1 skorla uzatmalara gider. Uzatmalarda gençler Tarkan Alkan’ın attığı altın golle rakibini 2-1 yenmeyi başarır.
İlerleyen yıllarda verdiği bir röportajda Okan Buruk, şampiyonluğu şöyle anlatır: “O gün için çok önemli bir başarıydı. İlk kez bir Türk takımı, takım başarısı yakalamıştı. Şampiyonluk sanki yıllar sonra Türk futbolunun geleceği adına da bir mesajdı. Başarıda hocamız Serpil Hamdi Tüzün’ün oyun felsefesinin önemi çok büyüktü. Aslında boy olarak kısa bir takımdık. Ama çabuk oynuyorduk ve prese dayalı bir gücümüz vardı.” dedi
Tıpkı Okan Buruk’un dediği gibi o Temmuz ayı ve o yıllardaki diğer başarılar geleceğin habercisidir. İlk kez temelleri Fatih Terim’in çalıştırdığı Olimpik (Genç) Milli Takım’ında atılmış olan bu kadro, 1991 yılında Yunanistan’da düzenlenen Akdeniz Oyunları’nda final oynamıştır. İki yıl sonra Fransa’da düzenlenen Akdeniz Oyunları’nda da kupanın sahibi olmuştur. Finalde Cezayir’i 2-0 yenen Olimpik Milli Takım, yarı finalde de ev sahibi Fransa’yı 1-0 mağlup ederek saf dışı bırakmıştır. O Fransa kadrosunda kimler yoktur ki; Zinedine Zidane, Thuram, Dugarry, Blanc… 1998 Dünya Kupası’nı ve 2000 Avrupa Şampiyonası’nı kazanan efsane kadronun vazgeçilmez oyuncuları…
1992 Temmuz’unda çiçekler açmıştır açmasına ama maalesef çoğu solar. Avrupa Şampiyonası’ndan sonra Okan Buruk, Emre Aşık ile Oktay Derelioğlu hariç kariyer sıçraması sağlayabilmiş oyuncu olmaz. Onların da Akdeniz Olimpiyatları’ndan gelen Rüştü Reçber, Hakan Şükür, Ogün Temizkanoğlu, Bülent Korkmaz, Alpay Özalan, Abdullah Ercan, Sergen Yalçın, Tugay Kerimoğlu, Arif Erdem ve Ergün Penbe’li kadroya dahil olmalarıyla birlikte ileride tarih yazacak altın takım tamamlanır.
Her yazı mutlu sonla bitecek diye bir kural yok ya…
1992’deki tarihi başarıdan sadece 8 ay sonra genç millilerimiz Avustralya’daki Dünya Gençler Futbol Şampiyonası’na katılır. Kadro hemen hemen korunmuştur. Tek eksik bacağı kırılan kaptan Okan Buruk’tur. Turnuvaya son Avrupa Şampiyonu olarak katılan Türkiye; ABD, Güney Kore ve İngiltere’nin yer aldığı gruptadır. İlk maç, futbolda neredeyse hiç söz sahibi olmayan ‘kolay lokma’ ABD iledir. Oysa genç millilerimiz, oyunun ilk yarım saatinde 3-0, maç bitiminde ise 6-0’lık skor ve tarihi bir hezimetle stattan ayrılır.
Temmuzda açılan çiçekler, yerini ilkbaharda dökülen yapraklara bırakır.
0
0
0
0
0
