Toprak Saha – Aylık retro futbol e-mecmuası
  • Zat-ı Muhteremler
  • An-ı Şahaneler
  • Yad-ı Hafta
  • Fi Maçı
  • Kadim Takımlar
  • Cemiyet Haberleri
  • Malumat Saha
Fİ MAÇI

Önemli Olan Kaybetmek!

Toprak Saha · Temmuz 2014

FUSSBALL: WM FRANCE 98 Marseille, 07.07.98

-Bir Batu ANADOLU yazısı-

2014 Dünya Kupası finali, güzel oyunun ve total futbolun mücadelesine sahne olabilirdi ama bu iki ekolün temsilcileri bunu başaramadılar. Biraz da kaybedenleri teselli edelim ve Hollanda – Brezilya rekabetini mercek altına alalım.

1952 Helsinki Olimpiyatları’nın ilk turunda sıradan bir maçtı, Brezilya ile Hollanda’nın karşılaşması. Son Dünya Kupası finalinde ağır yara alan Güney Amerika ekibinin gençleri, o dönem futbolda pek esamesi okunmayan rakiplerini 5-1 ile geçiyorlardı. Devir onların devri olacak gibi görünüyordu ve çok değil, on yıl içerisinde kazanılan iki Dünya Kupası ile bunu kanıtlayacaklardı. İşin Portakallar boyutunda ise değişim için 60’ların ortaları beklenecekti.

RinusMichels’in artık mahalledeki Hayri amcanın dahi bildiği Total Futbol anlayışı ile Brezilya’nın o göze hoş gelen “güzel oyun”u; iki farklı kıtada, birbirlerine benzer iki anlayış gibi algılanıyordu. Toplu savunma ve toplu hücum, yıldız futbolcuların bireysel yetenekleri ile birleşiyordu. Brezilya, 1970 Dünya Kupası’nı sadece Pele ve Jairzinho ile değil; Carlos Alberto ve Brito gibi isimlerle kazanıyordu. Hollanda’da ise fitili ateşyelen kulüp takımlarıydı. Önce Feyenoord ardından Ajax, “Avrupa Avrupa duy sesimizi”sloganları eşliğinde Portakalların gelişini haber veriyordu. Bu gelişin, Macaristan’ın Altın Takım’ı gibi Avrupa’yı domine edeceğine inanılıyordu ama kupa kazanmak başka bir zanaattı. 1974 Dünya Kupası, sevenleri kavuşturdu ve iki futbol anlayışı karşı karşıya geldi.

3 Temmuz 1974 günü Dünya Kupası 2. tur son maçında Brezilya, maçı kazanması halinde finale yükselecek; Hollanda’ya ise beraberlik yetecekti. Brezilyalı bir gazetecinin deyimiyle “bilinçli düzensizlik” içerisindeki Portakallar, Jairzinho ve Rivelino gibi oyunculardan yoksun Brezilya’nın başını döndürdüler. Ajax Okulu’nun öğrencileri, bitirme tezlerini sundukları maçta Brezilya jürisi tarafından çokça durduruldular. Yeri geldi tekmeler ve yumruklar da konuştu. Batı Almanyalı hakem Kurt Tschenscher’inmüsamaalı yönetiminde goller ikinci yarıda geldi. Cruyff ve Neeskens’in ikili oyunları ile Hollanda 1-0 öne geçti. Golle yıkılan Brezilyalılar güzel oyundan iyice uzaklaşınca Cruyff son sözü söyledi: “Dev bir sahada yetenekli Brezilyalılara karşı maçı kaybederdik. O nedenle sahayı mümkün olduğunca daralttık.” İlk önemli randevuda kazanan Total Futbol oluyor ama onlar da kupanın finalinde sonuca ulaşamıyorlardı.

Sonraki yıllar bir taraftan Brezilya’nın Dünya Kupası orucuyla, diğer taraftan ise Hollanda’nın inişli çıkışlı performansıyla devam etti. 1994 Dünya Kupası çeyrek finali, iki takımın da kupa hasretini bitirmek için temkinli oyun oynamalarıyla çirkinleşebilirdi. Neyse ki olmadı. Parreira’nın çekimser takımı, kendisine oyun arkadaşı bulmuş küçük bir çocuk gibi en güzel futbollarından birini sergiledi. Romario’nun golü ve sonrasında Bebeto’nun “beşik sallama” hareketi, 10 dakika içerisinde Bergkamp ve Winter’in golleriyle unutulur gibi oldu. Sahneye çıkan Branco, unutulmaz serbest vuruş golüyle Brezilya’yı kupaya doğru götüren yolu açarken Hollanda “güzel kaybeden” özelliğini sürdürdü.

Çok değil, sadece bir turnuva sonra ikili yeniden eşleşti. Bu sefer finale bir adım daha yakındılar ve yarı finalde kozlarını paylaştılar. Yaşanan mücadele 1994’ü aratmasa da tıpkı onun gibi ilk yarıda gol sesi çıkmadı. İkinci yarının henüz yirminci saniyesinde “O Fenômeno” Ronaldo ağları havalandırdı. Hidddink’in emriyle hava toplarına ve köşe vuruşlarına sığınan Hollanda’nın imdadına Kluivert’ın kafa vuruşu yetişti. Uzatmalarda da gol sesi çıkmayınca son söz penaltılara kaldı. Sambacıların usta ayakları ıska geçmezken Cocu ve Ronald de Boer’un kaçırdığı penaltılar, Portakallara bir kez daha “yenildik ama çok güzel yenildik” dedirtiyordu.

1998’den sonraki 12 yıllık süreçte yaptıkları hazırlık maçlarında neredeyse birbirine eş sonuçlar alan iki takımın yolu, 2010 Dünya Kupası’nda yine bir çeyrek finalde kesişti. Maçtan önce sakatlanan Mathijsen’in yerine ilk 11’e dahil olan Oojier, savunmadaki arkadaşı Heitinga ile Robinho’nun golüne bakakalıyordu. İkinci yarının başında ise bambaşka bir Hollanda vardı. Sneijder’ın golüyle yoldan çıkan Brezilya sonrasında ise tarihin tekerrür etmesiyle bir kafa golü sonucu yenik duruma düştü. Hollanda, 26 yıl aradan sonra rakibini bir resmi maçta mağlup etmeyi başardı. Fakat finalde  “yine bana hüsran, bana yine hasret var” dizelerini tekrar söylemek zorunda kaldılar.

Brezilya ve Hollanda bu kez kozlarını üçüncülük için paylaşacaklar. Bakalım kaybedenlerden hangisi teselli bulabilecek?

PaylaşShare on Facebook0Share on Google+0Share on LinkedIn0Email this to someonePin on Pinterest0Share on Tumblr0Print this page
24. SayıDünya Kupası Finalleri Özel Sayısı
Share Tweet

Toprak Saha

Eski Sayılardan

  • Fİ MAÇI

    Ev Sahipleri

    Mayıs 2020
  • Fİ MAÇI

    Beyazıyla Siyahıyla Bir Maçın Öyküsü

    Haziran 2019
  • Fİ MAÇI

    Kar Golleri Kesti

    Haziran 2019

REKLAM

REKLAM

ESKİ SAYILAR

TAKVİM-İ MAZİ

TAKVİM-İ MAZİ

@topraksaha_net

  • Şuan için bu twitter hesabının RSS beslemesi yüklenemez durumda.

Twitter'da @topraksaha_net Takip Et.

  • Anasayfa
  • İletişim

Toprak Saha © 2017. Tüm Hakları Saklıdır.