-Bir Batu ANADOLU yazısı –
“Sevgi, arkadaşlık dolu bir vadi biliyorum” diye başlar türkü. “Ağaçlık dağlarla çevrili, gün ışığını yansıtan dalgaları, asmaların büyüdüğü tepeleriyle”. Bugün var olmayan bir ülkenin marşı olan bu türkü, Saarland olarak hatırlanan bu ülkenin yeşil sahalardaki hikayesine davet eder bizleri.
Tarihin tozlu sayfalarında defalarca el değiştiren bir bölgedir Saarland. Bereketli topraklarının altında zengin demir ve kömür yatakları barındırması halkı için hem şans hem de şanssızlıktır. Etnik çoğunluk Alman olsa da bir ülkeye bağlılıktan çok hayata bağlılık onları bir arada tutar. Öyle ki İkinci Dünya Savaşı sonrası yaralarını hızlıca sarmanın peşindedirler. Futbol da yaralara merhem olacak bir oyun olur bu topraklarda.
1948’de ekonomik olarak Fransa’ya bağlı bir ülke halini alırlar. On beş yıl sonra Almanya’da Bundesliga’nın kurulmasında fikir babası olarak karşımıza çıkacak olan Hermann Neuberger’in önderliğinde apar topar Ehrenliga isimli yerel liglerini kurarlar. Saarland bölgesinin takımları arasında oynanan ligde bölgenin göz bebeği FC Saarbrücken takımı ön plana çıkar. Öyle ki ligin zayıflığı onları Fransa İkinci Ligi’ne yönlendirir. Özel bir izinle FC Sarrebruck adını alan takım Ligue 2’yi şampiyonlukla tamamlar. Ama tamamı Alman kökenli oyunculardan oluşan bu takımın başarısı Fransızları korkutur. Açıkça söylenmese de Fransız takımlarının Alman takımı karşısındaki başarısızlığı ülke için “utanç verici”dir. Yeşil sahaya politik oyunların gölgesi düşer ve FC Sarrebruck hızlıca Fransa Ligi’nden ihraç edilir.
Ama Neuberger’in ve halkın futbol inadı devam eder. Uluslararası Saarland Kupası adı altında bir turnuva düzenlenir; Hajduk Split, Rapid Viyana ve Stade Rennais takımları daveti kabul ederler. Ev sahibi avantajının da yardımıyla FC Saarbrücken finalde Fransız temsilcisi Rennais’i nazire yaparcasına 4-0 mağlup eder ve hedefler de Saarland’ın asmaları gibi git gide büyürler.
Saarbrücken takımı o zamanlar birleşik ligin kurulmadığı Batı Almanya’da Güneybatı Ligi’nin yolunu tutarken Saarland ise FIFA’ya üye olur. 1950 Dünya Kupası elemelerini kıl payı kaçıran ülke, hedef olarak 1954’ü belirlerken FC Saarbrücken Güneybatı Ligi’nde şampiyonluğa ulaşır.
1953’e kadar diğer ülkelerin B takımlarıyla maçlar yaparak hazırlanan Saarland milli takımını kendi halkı “takım” olarak değil “karma” olarak görürler. Halkının Alman olması ve FC Saarbrücken’in Alman Ligi’nde yer alması, bu küçük ülkeyi ana topraklarına daha da yakınlaştırmıştır. Teknik direktör olarak Neuberger ilginç bir seçim yapar. Futbolu bir yıl önce bırakmış ve antrenörlük diplomasını yeni almış Dresden’li bir genç takımın başına geçer: Helmut Schön. Ve tesadüf odur ki Dünya Kupası elemelerinde Norveç’in yanında Batı Almanya ile de eşleşirler.
İlk kez bir A takıma karşı oynadıkları maçta Oslo’da Norveç’le karşılaşırlar. İlk 15 dakikada Norveç 2-0’lık üstünlüğü yakalasa da Schön’ün öğrencilerinin söyleyecek sözü vardır. Binkert ve Otto ile eşitliği yakalayan mavi-kırmızılı ekip, ikinci yarıda Siedl’ın golüyle zafere ulaşır. İlk resmi maçta alınan bu galibiyet zafer sarhoşluğuna neden olsa da ikinci maçlarında “Vaterland” yani “Devlet baba” Batı Almanya’ya 3-1 mağlup olurlar. Herberger’in Batı Almanya’sını yakalamak için Norveç maçını kazanmak şart haline gelir. Ludwigsparkstadion’u dolduran kırk beş bin Saarland vatandaşının önünde oynanan maç başladığı sonuçla biter. Batı Almanya ile evlerinde oynadıkları maç artık formaliteden öte değildir ama iki takımın buluşması büyük bir coşkuyla karşılanır. Saarland halkı, Batı Almanya’yı evinde hissettirir ve maçı 3-0 kaybederek, “Devlet baba”sını Dünya Kupası’na uğurlar. Tabi bir yıl sonra kupanın Batı Almanya kaptanı Fritz Walter’in ellerinde yükseleceğinden habersizdirler.
Dünya Kupası sonrası Saarland hazırlık maçlarını sürdürse de politik iklim, yeşil sahaların iklimini de değiştirir. İki yıl içinde malumun ilanı gerçekleşir: Saarland, Batı Almanya topraklarına katılır. Saarlandlı Siedl ve Vollmar gibi oyuncular Batı Almanya kadrosuna dahil olurken Helmut Schön, Herberger’in yardımcılığına getirilir. Schön’ün Saarland’da başlayan peri masalı, yirmi yıl sonra tarihin en iyi Batı Almanya takımını yaratmasıyla mutlu sona kavuşur.
“Hayatım boyunca ona şükrediyorum” der türkü. Saarland halkı ülkelerine şükrederler. Belki artık Almanya’nın bir parçası olmuşlardır ama marşlarını söylemeye devam ederler. Bugün üçüncü ligde oynasa da FC Saarbrücken ile; Magath, Dietmar Müller, Andreas Brehme gibi oyuncuların geçtiği, Bundesliga’nın kurucu takımları arasında yer alan takımlarıyla gurur duyarlar. Yeşil sahada yuvarlanan bir top olduğu sürece futbol, insanlara umut aşılmaya devam eder. Bir ülke de olsa küçük bir vadi de olsa fark etmez.
Not: Bu yazı 11/14/2012 tarihinde yayınlanan 5. sayımızda yer almıştır.