
Türk futbolunun yollarında sürekli yolculuk yapan ve yolcu olarak başarıyı arayan, genellikle de bu başarıdan uzakta bir başarısızlık tesisine sığınan Gündüz Tekin Onay’ın kendi yazmadığı seyahatnamesi…
Seyyah futbolcu ya da seyyah hoca hikâyelerine hem dünya futbolu hem de ülke futbol tarihimizin sayfalarında sıkça rastlayabiliriz. Ancak bu gezgin karakteri hem sahada oynarken hem de kenarda yönetirken sergileyen spor adamı sayısı oldukça az. Özellikle bulunduğumuz coğrafyada bu hususta akla gelen tek isim Gündüz Tekin Onay’dan başkası değil.
1942 yılında Çankırı’da doğup, 1957 yılında 15 yaşındayken Eskişehir’de futbol oynamaya başladı Onay. Eskişehir’den sonra Bursa Akınspor, Kardemir Karabükspor, Muhafızgücü, Karşıyaka, Şekerspor, Kastamonuspor’da ve bunların yanı sıra Türkiye Ordu Milli Takımı’nda forma giydi. 1969 yılında sonlandırdığı kısacık futbolculuk kariyerine 8 farklı takım ve 6 farklı şehir sığdırmayı başardı.
26 Yaşında Kulübeye
Futbolcu olarak görev aldığı son takım olan Kastamonuspor’da sakatlandığı bir maç sonrası futbolu bırakmaya karar verdi. Türkiye 2. Futbol Ligi Beyaz Grup’ta mücadele veren takımda zaten işler pek yolunda gitmiyordu. Ligin dibine demir atan takımın teknik direktörü Kâmil Üzülme de sezon arasında görevinden ayrıldı. Yeni hoca arayışına giren yönetim beklenilmeyeni yaptı ve Gündüz Tekin Onay’a bu görev için teklifte bulundu. Teklifi büyük bir sevinçle kabul eden Onay, böylelikle 5 maç önce formasını giydiği takımın şimdi 26 yaşındaki teknik direktörü olmuştu. O günlerde verdiği bir röportajda takımın başına geçme süreci ve gelecek planlarıyla ilgili şunları söylüyor:
“1 ay kadar önce sakatlandım ve futbolu bırakmaya karar verdim. Tam ben bu kararı verdiğim sırada da antrenörümüz Kâmil Üzülme görevinden ayrıldı. Yöneticiler benim takımı çalıştırmamı istediler. Kabul ettiğim zaman, bir maceraydı belki. Ama şimdi mesleğime âşık oldum. Yenildiğimiz zaman ağladım. Galip geldiğimiz zaman ise dünya benim oldu. Bambaşka bir zevk duydum bu mesleğe karşı. Ve ileride çok iyi bir antrenör olabilmek için daha sıkı çalışmayı prensip edindim. Kurslara katılacağım, kitaplar karıştıracağım ve bu işin ilmi ne ise onu yaptıktan sonra, sahneye en iddialı şekilde çıkacağım.”
Soyunma odasında futbolcu olarak yer aldıktan 5 maç sonra hoca olarak girişi eski takım arkadaşları -yeni öğrencileri- tarafından pek hoş karşılanmadı. Takım kendilerinden birini hoca olarak ciddiye almadı. Ligi sadece 18 puanla sonuncu olarak tamamlayarak 3. Lig’e düştüler. Bu sonuç Gündüz Tekin Onay ile Kastamonuspor arasındaki beraberliğin de bitmesi demekti.
Genç Milli Takım Serüveni
Bu ayrılık sonrası yeni bir serüven için yola koyulan Onay, Türkiye Genç Milli Takımı’nın başına geçti. Ancak bu göreve başladığı ilk günlerden itibaren yöneticilerle sorun yaşadı. Yunanistan’a karşı deplasmanda oynanıp 2 – 1 kaybedilen maç ise sonun başlangıcı oldu. O gün Yunan basınında yer alan haberlere göre, maçın devre arasında soyunma odasına gelerek Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak’ın adına takım taktiğiyle ilgili mesajlar ileten Ankara Futbol Ajanı Ali Rıza Ertuğ, Gündüz Tekin Onay’ın moralini oldukça bozdu. Öyle ki Onay, takıma herhangi bir konuşma yapmadan giyinip gitmeye hazırlandı. Lakin futbolcuların “Siz sahaya çıkmazsanız, biz de çıkmayız” demeleri üzerine bu fikirden vazgeçip sahaya çıkmış ancak hiç konuşmamıştır. Maçın son dakikalarına doğru Başkan Apak’ın tribünden, Cüneyt’in yerine Tuncay’ın oyuna girmesi gerektiğini ikaz etmesi ise bardağı taşıran damla oldu. Yunan basını Apak’ın her işe karıştığını, Türk Milli Takımı’nın bu yüzden yenildiğini yazdı. Maç sonu açıklama yapan Galatasaraylı futbolcu Harun, “Mağlubiyette antrenörün kabahati yok. Bizim moralimizi yöneticiler bozmuştur” şeklinde bir açıklama yapınca federasyon tarafından bir daha milli takımda oynanamamakla tehdit edildi. Takım ülkeye döndüğünde kendisine Yunan basınında çıkan bu haberlerin sorulması üzerine Onay: “Açıklamayı ilgililer yapsın” diyerek yöneticileri hedef göstermiş ve ipleri koparmıştır.
Adanaspor’da 3 Sezon
Deneysel ve ancak her anlamda başarısızlıkla sonuçlanan Genç Milli Takım antrenörlüğünden sonra tekrar bir kulübün başına geçen Onay, bu kez şansını o yıllarda ülkenin en üst ligi olan Türkiye 1. Futbol Ligi ekiplerinden Adanaspor’da denedi. Takımın başına geçtiği 72 – 73 sezonunda bir puan farkla kıl payı ligde kalmayı başardılar. Ancak sezonun son haftalarında yukarı doğru bir ivmelenme futbola bakan tüm gözlerce görüldü. Bu ivme sayesinde bir sonraki sezon da takımın başında kalmaya devam etti ve ligi 7. sırada bitirerek yükselişini sürdürdü. Takip eden 74 – 75 sezonunda bu iyi performansı zirveye taşıyarak ligi 4. bitirdi.

Bursa, Zonguldak, Beşiktaş Üçgeni
Gündüz Tekin Onay’ın Adanaspor’daki dikkat çekici performansı diğer takımların radarlarına girmesine sebebiyet verdi. 1975 – 1976 sezonu için ilk önce Bursaspor ile anlaşsa da bu takımla herhangi bir maça çıkmayıp, Zonguldakspor ile yollarını birleştirdi. Bu takımla çıktığı 5 maçta galibiyet alamadan ayrıldı ve o günlerde oldukça zor günler geçiren Beşiktaş’ın başına getirildi. Başına geçtiğinde takım 2 beraberlik 3 mağlubiyetle Zonguldakspor’dan da kötü durumdaydı.
Beşiktaş’la çıktığı ilk maçta galibiyet alsa da devamını iyi getiremedi ve ligi 11. sırada tamamladı. Bu sıralama Beşiktaş tarihinin en kötü lig performansı olarak kayıtlara geçti. Buna rağmen yönetim bir sonraki sezon da Onay’la devam etme kararı aldı. Bir önceki sezondaki başarısızlığın nedenini büyük takım futbolcularının genç ve henüz yeterli deneyime sahip olmayan bir hoca tarafından yönetilmesinin zorluklarına bağlayanlara, Gündüz Tekin Onay’ın cevabı “Futbolcularım bana oldukça saygılı, bununla ilgili bir problem yok. Ancak yöneticilere karşı bana oldukları kadar saygılı değiller. Çünkü yöneticiler onların bulunduğu odaya girdiklerinde hiçbirinin ayağa kalkmadığını gözlemledim” şeklindedir. Ancak bu söyledikleriyle çelişir şekilde futbolcularıyla münakaşalara girmiş, yeni sezona birçoğunu kadro dışı bırakarak başlamak zorunda kalmıştır. Kendisinin aleyhine konuştukları gerekçesiyle Niko, Zekeriya, Ahmet ve Tezcan’ı kadro dışı bıraktı. Bu oyuncuların kadro dışı bırakılmalarına öfkelenen Suat ve Erdem ise kendi istekleriyle kadro dışı kaldılar.
Tüm bunların gölgesindeki sezon, oldukça başarısız devam etti. Boluspor’la berabere kalınan bir maç sonucu taraftarın sözlü ve fiziki protestosuna maruz kalan Onay için Beşiktaş’taki son günlerini yaşadığı basında yazılmaya başlandı. Nitekim şubat ayında takımın ligden tamamen kopmasıyla istifa etti ve gerisinde 43 maçta alınan 12 galibiyet ve 21 beraberlik bıraktı.
Gündüz Hoca’nın Beşiktaş’ta öğrencisi olan ve problemler yaşadığı, hatta kadro dışı bıraktığı isimlerden biri olan Tezcan Ozan’la günümüzde ettiğimiz bir sohbette o günlerle ilgili şunları anlattı: “Gündüz Hoca çabuk sinirlenen bir mizaca sahipti. Ancak aynı çabuklukla yumuşayan, unutan bir insandı. Hızlı sinirlenmesi yüzünden birkaç problem yaşadık. Ancak küçük şeylerdi, unutuldu. Kadro dışı kaldığımız konuda ise Hoca tamamen haklıydı. Ben ve birkaç arkadaşım hocanın aleyhinde demeç verdiğimiz için bu cezayı hak ettik.
Beşiktaş’taki performansına gelecek olursak; bana göre başarısız değildi. Takımı revize etmiş, yeni bir takım ortaya çıkarmaya çalışıyordu. Ancak bu yeniliğin sonuç vermesini beklemeden ayrılmak zorunda kaldı. Eğer süre verilseydi başarılı olurdu.”
Seyyah Yollarda
Beşiktaş’tan ayrıldıktan sonra, Beşiktaş için yarım bıraktığı serüvenine, Zonguldakspor’a döndü. Bu takımla ilk sezonunda 8. olarak vasat bir performans sergiledi. Bir sonraki sezonunda yine 8. sıradayken ancak oyun olarak vasatın da üzerinde bir görüntüsü varken, kasım ayında istifa etti. Bu ani istifa kararı, yine yönetimle sorunlar yaşadığına yoğruldu.
Devre arasında bir diğer eski takımı Adanaspor’a döndü ve takımı küme düşmekten kurtardı. Sonraki sezon ise Gündüz Tekin Onay’ın kariyerinin en başarılı sezonu oldu. Uzun süre lig şampiyonluğunu kovaladı ancak Trabzonspor’un 5 puan gerisinde ikinci oldu. Aynı sezon Başbakanlık Kupası’nda da final oynadı ve Boluspor’a 3 – 1 kaybederek kupada da ikinci olmuş oldu.
Bu iyi performansa rağmen takımdan ayrıldı ve daha önce anlaştığı fakat başına geçmediği Bursaspor’la 81 – 82 sezonu için yine anlaştı ve bu kez başına geçti. Ancak bekleneni veremedi ve ligde 12. oldu. Türkiye Kupası’nda yarı final oynama başarısı fayda etmeyince sezon sonunda Bursaspor’la olan ertelenmiş macerasını sonlandırmak zorunda kaldı.
82 – 83 sezonunda Gündüz Hoca’nın yeni takımı Mersin İdman Yurdu oldu. Onay, yine lig yerine kupada başarı gösterdi. Mersin İdman Yurdu, Türkiye Kupası’nda finale yükseldi ve Fenerbahçe ile karşılaştı, iki maçta da mağlup olarak kupayı kazanamadı. Buna rağmen Fenerbahçe’nin ligi de kazanması ile Mersin ekibi UEFA Kupa Galipleri Kupası’na katılma hakkı kazandı. Ancak Avrupa’ya gitme hakkı kazandığı sezon, kaderin dramatik ağları örüldü ve ikinci lige düştü. Antalyaspor ile aynı puan ve aynı averaja sahip olan takım, daha az gol attığı için ligden düşmüş oldu ve böylelikle Gündüz Tekin Onay için de ayrılık vakti geldi.
1983-84 sezonuna boşta başlayan Onay, sezonun ikinci yarısı yeniden Adana’ya döndü. Ancak bu kez turuncuların değil mavilerin başına, yani Adana Demirspor’un başına geçti. Fakat kaderin dramatik ağları yerli yerinde duruyordu. Yine Antalyaspor’la, yine aynı puanı almış, averajla yine küme düşmüştü.
1984-85 sezonunda Ankaragücü’nü yönetti ve lig dördüncüsü oldu. Ancak sezon sonunda yollarını ayırdılar. 1985-86 sezonun ikinci yarısı Onay’ın yeni takımı Kayserispor oldu. Fakat kötü giden takımın durumunu düzeltemedi ve lig sonuncusu olarak küme düştüler. 1986’da bir diğer eski takımı Zonguldakspor’la çalışmaya başladı. Lakin yine umduğunu bulamadı ve ligi 11. bitirdi. Bu sonuç üzerine Onay, kariyerine bir sezon ara verdi.

Adanaspor’la Bir Küs Bir Barış
88 – 89 sezonunda yine Adana’ya, yine turuncu olarak döndü. 13. olan Adanaspor’u sadece bir puan farkla kümede tutabildi. Bu sonucun ardından Adana’dan ayrılıp 89 – 90 sezonu için Ankara’ya gidip Gençlerbirliği’nin başına geçti. Henüz devre arasına gelmeden yönetimle yaşadığı problemler nedeniyle takımdan ayrıldı.
1990-91, Onay’ın bir kez daha “bitmemiş türküsü” Adanaspor’un başında yer aldığı bir sezon oldu. Ancak 1991 yılının başlarında kötü giden sonuçlar nedeniyle takımdan ayrıldı. Bu ayrılığın ardından Genç Milli Takımlar’da görevler aldı.
1996’da son kez Adanaspor’a döndü. Bu dönüş aynı zamanda son kez bir kulüp takımının başında olduğu anlamına geliyordu. Görev aldığı sürede takımın şirketleşmesinde büyük görev alan Onay, Uzan ailesi ile sorunların çıkması sonucu Adanaspor’la olan birlikteliğini sona erdirdi.
Onay, Türkiye liginde çeşitli takımlarla çıktığı 465 maçla kendi döneminde lig rekoru kırmış, günümüzde ise 4. sıradadır. Aktif futbol yaşantısından sonra, yönetici ve antrenör olarak Türkiye Futbol Federasyonu’nda, Futbol Federasyonu Araştırma, Planlama, Eğitim ve Geliştirme (ARPEG) Genel Koordinatörü ve Teknik Başdanışmanlık dahil olmak üzere çeşitli görevler üstlendi. Antrenörlüğün yanı sıra çeşitli gazetelerde spor yazarlığı ile futbol adına 14 kitap yazan Onay, 2008 yılında aramızdan ayrıldı.
Gündüz Hoca bazı özel sezonlar hariç pek de başarılı sayılabilecek bir teknik direktörlük kariyeri sergilemedi. Ama bu hâliyle bile bize başka bir ders verdi. Saygıyı ve koca kitlelerce ezber edilmiş bir isim ve soyisim elde edebilmek için başarı şart değildir; yeterince çalışkan, özverili, dürüst ve adaletli olunduğunda başarısız olsanız da Gündüz Tekin Onay olunabilinmektedir.












