Trabzonspor’un Türkiye futbolunu domine ettiği günlerin sonlarına gidiyoruz. Kupalarla, namağlup serilerle dolu günlerine gidiyoruz. Güzel anıları hüzünle hatırlatan kadim takımı yâd etmeye gidiyoruz.
1983- 1984 sezonu Trabzonspor’un Türkiye 1. Futbol Ligi’ndeki üst üste 10. sezonu olarak başladı. Önceki 9 sezonun 5’inde şampiyonluğa ulaşan takım 10. yılda 6. kupayı kazanmak adına inançlıydı. İnanç tohumu ilk önce transferlerle filizlendi. Geldiği bu ilk sezonda pek etkili olamasa da ilerleyen yıllarda adından çok bahsettirecek olan Hasan Vezir, Rizespor’dan transfer edildi. Fakat Trabzonspor için sezonun transferi Hasan Vezir’in adaşı Hasan Şengün olacaktı. Zira Şengün ilk sezonunda Bordo Mavililerin en golcüsü olmayı başaracaktı.
Takımın hocası Ahmet Suat Özyazıcı’nın savunma hattındaki en önemli oyuncularından Ahmet Ceyhan’ın Galatasaray’a transfer olmasıyla oluşan boşluk Akçaabat Sebatspor’dan transfer edilen Kemal Serdar ve altyapıdan takıma kazandırılan Lemi Çelik’le doldurulmaya çalışıldı.
21 Ağustos 1983 günü sezonun ilk lig maçına çıkan Trabzonspor, Hüseyin Avni Aker Stadyumu’nda Zonguldakspor’u 3-1 mağlup etti. Yeni transferlerden Hasan Vezir ve Hasan Şengün ilk maçlarında birer gol atarak şampiyonluğa olan inancın katlanmasını sağladılar. Ancak bulduğu bu bir gol Hasan Vezir’in sezon boyunca atacağı iki golden bir tanesi olarak kalacaktı.
Ligdeki ikinci maç Zonguldakspor maçından altı gün sonra deplasmanda oynanan Boluspor karşılaşmasıydı. Cavit Kurucu’nun 36. dakikada attığı gole cevap veremeyen Bordo Mavililer sezon içindeki nadir mağlubiyetlerinden ilkini almış oldular. Kafalarda soru işaretleri oluşturan bir yenilgi olsa da son dokuz sezonun beşini şampiyon olarak tamamlamış bir takım için ümit kırıcı değildi. Takip eden maçta Bursaspor’la golsüz berabere kalınması soru işaretlerini daha belirgin hâle getirdi. Ama hemen ardından gelen 3-1’lik Beşiktaş galibiyeti bu takımın şampiyonluk için ne kadar iddialı olduğunu bir kez daha gösteriyordu.
Sıradaki maç ise kulüp tarihi açısından daha önemli bir yeri işaret ediyordu. Bir önceki sezonu Fenerbahçe’nin arkasında ikinci olarak bitiren Trabzonspor UEFA Kupası birinci turunda Türkiye’yi temsil etme hakkı kazanmış, bu turdaki rakibi ise İtalyan devi İnter olmuştu. 14 Eylül 1983’te Trabzon’da oynanan ilk karşılaşmada İtalyan devine karşı Trabzonspor kalecisi Şenol Güneş de devleşti. Maç boyunca sıkça gelen İnter şutlarının kalesine girmesine izin vermedi Güneş. 88. dakika da ise sahneye Tuncay Soyak çıktı. Ceza sahası yayının bir metre gerisinden sol ayağıyla gelişine yaptığı vuruşla İnter kalecisi Walter Zenga’yı avladı. Büyük bir gol sevinci yaşayan Hüseyin Avni Aker tribünlerinin coşkusu sönmeden maç sona erdi ve gol sevinci galibiyet sevincine dönüştü.
Bu tarihi galibiyetle iyice ivme kazanan Trabzonspor ligde üst üste oynadığı iki deplasman maçının ilkinde Denizlispor’la beraber kalıp ikincisinde Antalyaspor’u 1-0 mağlup ettikten sonra UEFA Kupası’nda tur atlamak hedefiyle İtalya yoluna koyuldu. Trabzon’daki galibiyet Milano’da hoş karşılanmamalarına sebep oldu. Takım konaklayacağı otele götürülmeden önce İtalyan yetkililer tarafından uzun bir kara yolculuğuna zorlandı. Amaç oyuncuları hem fiziksel hem de mental olarak yormaktı. Maç öncesi ve esnasındaki olumsuz atmosfere rağmen kalesinde yine büyük bir başarı sergileyen Şenol Güneş, İnter karşısındaki ilk golü ikinci yarının başlarında penaltı vuruşuyla yedi. Maçı uzatmaya götürecek bu skor karşısında mücadele etmeyi bırakmayan Bordo Mavililer ilk maçta Tuncay Soyak’ın bulduğu golle aynı dakikayı paylaşan bir golle yıkıldı ve Avrupa’ya erken havlu attı.
Böylece sezon için takımın geriye iki hedefi kalmış oldu; Türkiye Ligi ve Türkiye Kupası şampiyonluğu. İnter’den alınan mağlubiyetin ardından hedefe kilitlenen Karadeniz Fırtınası, 30 maç boyunca yenilgi yüzü görmedi. Sezon içinde ligdeki iki, tüm kulvarlardaki üçüncü mağlubiyetini İstanbul deplasmanında, üç büyüklerden değil Sarıyer’den aldı. Sonraki hafta kendi evinde Kocaelispor’u mağlup ettikten sonra 20 Mayıs’ta Sakaryaspor ile berabere kalarak tarihindeki 6. şampiyonluğunu ilan etti.
Ligin bitimine bir maç kala ilan edilen bu şampiyonluktan bir hafta sonra Trabzonspor adına ligi bitiren maçta Karagümrük’ü Turgay Semercioğlu ve Levent Erköse’nin golleriyle 2-0 yendiler. Maçın Hüseyin Avni Aker Stadyumu’nda oynanması şampiyonluk kutlamalarının da adresi olacağı anlamına geliyordu. Stadyumdaki kutlamaların üzerinden üç gün geçtiğinde Bordo Mavililer bu kez İzmir’de yeni bir kutlamanın peşine düştü. Hedef Türkiye Kupası şampiyonluğuydu. Beşiktaş’la oynanacak finalin öncesindeki 8 kupa maçının hiçbirinde yenilmeyip 6 galibiyet alan Trabzon ekibi, maça ligin şampiyonu olarak çıkmasının da etkisiyle galibiyet için favori görülen taraftı. Ama 90 dakika boyunca ortaya konulan oyun Ahmet Suat Özyazıcı’yı ve taraftarları tatmin etmedi. Ahmet Suat Hoca’nın maç boyunca yaptığı tek değişiklik kaledeki Şenol Güneş’in savunmada oynayan kardeşi Bahaddin Güneş’i 72. dakikada çıkarıp yerine Levent Erköse’yi almasıydı. Normal süresi golsüz biten maçın uzatmalarında sazı eline alan Levent Erköse oldu. Sezon boyunca sadece üç gol atabilen forvet oyuncusu, bu maçın 91 ve 97. dakikalarında bulduğu iki golle kupayı ve çifte zaferi camiaya getirmiş oldu.
O günlerde sadece futbolcular değil, kulüp değil, taraftarlar değil; şehirdeki hemen herkes çok mutluydu. Ama bilmedikleri şey Trabzonspor’un onları bir daha bu denli mutlu edeceği günleri çok uzun zamanlar boyunca bekleyecek olmalarıydı. Yönetim Ahmet Suat Özyazıcı ve Özkan Sümer arasında sürekli gidip gelip, üst üste gelen herhangi iki sezonun tamamında bu hocalardan birinin görevde kalabilmesini sağlayamadı. İstanbul kulüplerinin Trabzonspor’un dikkat çekici performans sergileyen hemen bütün futbolcularını transfer etmek için kuyruğa girmeleri ve oyuncuların bu ilgiye kayıtsız kalamamaları takımın sürekli kan kaybetmesine neden oldu. 1983-84 sezonundaki Trabzonspor, o günleri yaşayan Trabzonsporlular için gururla, özlemle ama biraz da hüzünle hatırlanan kadim bir takım olarak kaldı hafızalarda.