Dünya Kupası şampiyonu Batı Almanya’nın ve Avrupa Kupası’nı kazanan Bayern Münih’in kaptanı Franz Beckenbauer’in 1974 yazında SHOOT/GOAL ile yaptığı söyleşi…
Franz, belki de tarihte bir futbolcunun geçireceği en başarılı sezonu yaşadın – Dünya Kupası’nı kazanan Batı Alman takımının ve Avrupa Kupası’nı kazanan Bayern Münih’in kaptanısın. Kendini başlangıçtan itibaren nasıl motive ettin ki sonunda bu kadar çok şey başardın?
Kimsenin, kendi hayatı boyunca göstereceği performans nedeniyle tamamen tatmin olabileceğini düşünmüyorum. Sizi ekonomik açıdan güvende tutacak kadar bile olsa, her zaman yapılmak, ulaşılmak istenen bir şeyler vardır. Biri zirveye ulaştığında –bunu tüm samimiyetimle söyleyebilirim ki- o kişi, orada kalmak ister. Alman futbolunu ve Bayern Münih’i, uzunca bir süre en iyi seviyede tutmak isterim.
Bazı yazarlar Batı Almanya’nın kupayı kazanmasına karşın gerçek bir takım olamadığını, oynadıkları futbolun 1970 Brezilya’sının kalitesine ulaşamadığını söylüyorlar. Bu görüş için ne söylemek istersin?
Birçok insan bizim yenildiğimizi görmekten mutluluk duyardı çünkü ne zaman güçlü bir futbol ülkesi Dünya Kupası düzenlese, o takımın kendiliğinden gelen bir avantaja sahip olduğu düşünülür. Sadece geçmişe bakarsan bile, ev sahibi takımların neler başardıklarını görebilirsin. Mesela İngiltere. 1966’da İngiltere’nin performansı ile ilgili birçok eleştiri yapıldı, özellikle final maçını tartışmalı bir golle kazandılar. Fakat önemli olan büyük gün geldiğinde en iyisi olabilmek. Almanya’nın Brezilya gibi oynamadığını kabul ediyorum fakat bu zaten bizim tarzımız değil. Güney Amerikalılar gibi oynamak için Pele ve Tostao gibi oyunculara ihtiyaç duyardık. Konuya objektif açıdan bakarsak, ben kazanmamıza yetecek ve izleyenleri keyiflendirecek kadar iyi oynadığımızı düşünüyorum. Bu yeterli değil mi?
1974 Dünya Kupası, oyuncuların takımlarının gidişatı ile ilgili kararlar aldıkları bir turnuva oldu. Hollanda takımı öyle ya da böyle teknik direktör olarak Rinus Michels’i seçti, Billy Bremner İskoçya kadrosu belirlenirken birçok şey yaptı. Senin de turnuvanın ortasında, takımı bir nevi “devraldığın” söylendi.
Bu doğru değil! Helmut Schön baştan aşağı tüm takımdan sorumluydu ve benim takımı “devraldığım” yönündeki hikâyeler uydurmadan başka bir şey değil.
Doğu Almanya maçından sonra bazı takım arkadaşlarını eleştirmedin mi?
Bu doğru, fakat halka yansıtıldığı gibi yaşanmadı. Bazı ahlaksız gazeteciler, kendilerine olan güvenimi suistimal ederek söylediklerimi çarpıtarak yayınladılar. Bu da gelecek için bana bir ders oldu.
Bu kanıya varmak kaptanın değil de antrenörün görevi değil mi?
Bu kaptanın rolünü nasıl gördüğünüze göre değişir. Her zaman söylerim; kaptanlık, yazı-tura atışı yapmak, top ya da kale seçmek veya renkli bir pazubandı takmak olsaydı, bu işle ilgilenmezdim. Kaptanın, teknik direktörün sahadaki otoritesinin uzantısı olduğuna inanırım çünkü maç başladığı zaman, saha kenarı çizgisinin ötesinden görünmeyen bazı sorunları görebilir ve değerlendirebilir.
Söylediğin sözlerle teknik direktörün saha dışındaki otoritesine zarar verdiğini düşünmüyor musun?
Hayır, düşünmüyorum. Bence gerçek bir kriz durumundaydık. Birçok insan Doğu Almanya’ya kasıtlı olarak yenildiğimizi söyledi fakat seni temin ederim, konu bu değildi. O maçta ya da önceki iki maçta; Bayern Münih’ten bazı takım arkadaşlarım da dahil olmak üzere,bazı oyuncularımız sahada yüzde yüz efor sarf etmediler. Bu teknik direktör-oyuncu çatışmasını istemedim, ben de takımın kaptanı olarak açıkça tatmin olmadığımı göstermek istedim.
Yugoslavya kadrosu seçilirken performanslarını eleştirdiğin Grabowski ve Hoeness’in kadrodan çıkarılmasında etkin olmadı mı?
Takımı her zaman Helmut Schön seçti. Eğer benim eleştirilerim onun kararını etkilediyse bu onun kararıdır, benim değil.
Her şeye rağmen Helmut Schön, turnuva boyunca biraz gölgede kaldı gibi göründü. Bir keresinde Bay Schön de orada olmasına rağmen, öyle ya da böyle bir basın toplantısını sen yürüttün, tüm soruları sen cevapladın.
O zaman Bay Schön kendisini iyi hissetmiyordu, tüm sorulara benim cevap vermemin nedeni buydu. Her zaman olduğu gibi gazeteciler olaylara fazla anlam yüklüyorlar.
Sence burada, bir kaptanın sözünün fazla geçmesinin ya da etkili olmasının yarattığı bir tehlike yok mu?
Belirli koşullarda, evet. Eskiden kaptanlar bu kadar etkin bir rol oynamazdı, bense etkimin hissedilmesi için hep azimliydim. Elbette yapıcı biçimde.
Almanya’da Dünya Kupası’nı Franz Beckenbauer’in kazandığı çünkü kritik bir anda görevi Helmut Schön’den devraldığı söyleniyor. Haksız bir değerlendirme olduğunu düşünmüyor musun?
Kesinlikle öyle! Helmut Schön, teknik direktörümüz olarak Dünya Kupası’nı kazanmamızdaki ana etkendi. Ve başından beri söylediğim gibi takımı o seçti, oyuncu değişikliklerine karar verdi ve böyle devam etti. Ben sadece sahadaki görevimi yerine getirdim.
Geçen birkaç ayda o kadar çok şey yaşandı ki, neredeyse Bayern Münih’in Avrupa Şampiyonu olduğunu unuttuk. Kulüp bu başarıyı tekrarlayabilir mi?
En zorlu görevlerde bile daima iyimserimdir. Dünya Kupası’na katılan oyuncuların yeni sezon başlamadan önce çok az zamanları var, sezonun ilerleyen zamanlarında bu durum kaçınılmaz bir reaksiyona sebep olacaktır. Örneğin; Gerd Müller son sezonda 105 maça çıktı ve Dünya Kupası başlamadan önce bile yorgun olduğunu söylüyordu. Tabii ki final maçında kazandıran golü attı fakat başka bir zor sezonun yaratacağı etkilere hazır. Bayern, biz oynadığımız sürece her zaman baskı altında olacaktır çünkü herkes Avrupa Şampiyonu’nu mağlup etmek ister. Tek isteğim; eğer zor zamanlar geçireceksek, umarım bu Avrupa Kupası’nda gerçekten zorlu bir rakiple oynarken gerçekleşmez.
Futbolu hangi noktada bırakmayı düşünüyorsun? Teknik direktörlük yapma planın var mı?
Takımıma katkı veremediğim zaman futbolu bırakırım. Nereye baksam iş değiştiren, işini kaybeden ya da işe ihtiyacı olan teknik direktörler görüyorum ve her zaman kaygılı bir biçimde hayatlarını sürdürüyorlar. Münih’i seviyorum ve bu baskılar olmadan düzenli bir yaşamı tercih ederim. Hayata bir sigorta firmasında nasıl kâtip olunacağını öğrenerek başladım ve şimdi gittikçe daha fazla vaktimi harcadığım kendi sigorta şirketim var. Franz Beckenbauer’in futbol oynamayı bıraktığı zaman pek fazla boş vaktinin kalmayacağından emin olabilirsin.