Toprak Saha – Aylık retro futbol e-mecmuası
  • Zat-ı Muhteremler
  • An-ı Şahaneler
  • Yad-ı Hafta
  • Fi Maçı
  • Kadim Takımlar
  • Cemiyet Haberleri
  • Malumat Saha
AN-I ŞAHANELER

Fevzi’nin Iskası ve Umut

Sezgin Rızaoğlu · Kasım 2013

Gençti, kalesinde çok iyi maçlar çıkarıyordu ta ki 14 Nisan 2000’e kadar. O gün herkes Fevzi’yi suçladı. Kimileri hariç…

Yıl 2000.. Aylardan Nisan’dı… Oysa bildiğimiz ilkbaharlara hiç benzemiyordu. Nispeten serin bir cumaydı. Sanki o akşam olacakların habercisiydi bu serinlik.

O gün Mustafa, oğlu Umut’u ilk kez maça götürmüştü. Beşiktaş’ın Galatasaray’la oynayacağı derbi maçına… Siyah-beyazlılar, sezona kötü başlamış ama Peter Briegel yönetiminde üst üste 12 maç kazanıp tekrardan şampiyonluğa ortak olmuştu. Rakipleri Galatasaray ise bir taraftan UEFA Kupası’nda yoluna dolu dizgin ilerlerken ligde de  şampiyonluk için en büyük favoriydi. Maç öncesinde Beşiktaş 64 puanla ikinci, sarı kırmızılılar ise 70 puanla liderdi. Durum bu vaziyetteyken 29. hafta gelip çatmış, Dolmabahçe’de tribünler hınca hınç dolmuştu.

İşte o kalabalığın içinde “Baba, şimdi ne yapıyorlar” dedi küçük Umut. “Tüm futbolcular sahada oğlum, maça hazırlanıyorlar” diye cevapladı Mustafa. Bir an oğluna döndü, onun yüzündeki o tarif edilemez mutluluğu gördü. Sonra, tribünlerdeki seslerin yanında fısıltı kalacak kadar kısık bir sesle, dudaklarından birkaç kelime çıkıverdi; “Keşke sen de görebilseydin bu hayatı oğlum”.

Mustafa ve eşi yıllarca çocuk sahibi olmak için uğraşmıştı. Gitmedikleri doktor, -kayınvalidesinin diretmesiyle- görünmedikleri hacı-hoca kalmamıştı. Bir türlü olmuyordu… Ama bir gün; o işyerindeyken eşi aradığında, dünyalar onun olmuştu. Çünkü eşi hamile olduğunu söylemişti. Sonraki aylarda Mustafa, oğlu olacağını öğrendiğinde adını ‘Umut’ koydu hemen. Çünkü hep bir umutla beklemişlerdi onu. Bir kış günü Umut doğdu, aileye güneş doğdu.

Ama güneşin önünde kara bulutlar belirdi birden. Umut âmâydı. Kapkaranlık bir dünyaya doğmuştu. Doktorlar da onun asla göremeyeceğini söyledi.

Karı koca daha bir dört elle sarıldılar Umut’a. Onun gözü oldular. Büyüdükçe dünyayı anlattılar hep. İşte bu akşam bu maç da Mustafa’nın oğluna maç dünyasını anlatma dersiydi bir nevi.

“Bizim kadroyu saysana baba!” diye Umut sordu. Mustafa şöyle bir sahaya baktı; “Şifo oynuyor, ileride Ahmet Dursun…

Birden küçük kartal, heyecanla babasının sözünü kesti: “Baba, bak kesin Ahmet Dursun bir gol atacak, göreceksin.”

Göreceksin kelimesine takıldı Mustafa, gözlerinden yaş akmaya başladı. Devam etti, küçük damlalar eşliğinde sahadakilerin isimlerini saymaya…

 “İnşallah oğlum… Sonra Ertuğrul var, genç Nihat, Bayram… Selami…

 Umut heyecanla tekrar araya girdi:

 “Peki Fevzi? Ben onu çok seviyorum baba.”

Mustafa oğlunu onayladı: “Bizim kartal kaleci Fevzi de oynuyor oğlum. Sonra Tayfur, Ayhan, Halilagiç, Rahim…”

Isınma hareketleri, İstiklal Marşı derken coşkulu tezahüratlarla maç başladı. Düdükle beraber ataktı karakartallar. Belli ki Galatasaray’lıların aklı UEFA Kupası’nda oynayacakları Leeds United maçındaydı. Mustafa, an ve an oğluna anlatıyordu tüm atakları: “Top Rahim’de! Rahim’den genç Nihat’a… Ondan hemen Ayhan’a… Ayhan topla çok oynuyor bu aralar!”  Ardından bir sessizlik… Hemen Umut girdi devreye: “Sonra baba? Sonra?”. Mustafa biraz sinirli bir şekilde cevap verdi: “Her zamanki gibi oğlum, kaptırdı yine!”

Dakikalar dakikaları kovaladı, sahadakiler top üstüne top yaptı. Mustafa şevkle oğlu Umut’a hepsini aktardı. Hiç usanmadan. Böylece dakikalar 29’u buldu. Mustafa oğluna anlatmaya devam ediyordu: “Şimdi soldan Ayhan bastırıyor… Vazgeçti, topu Galatasaray ceza sahasına ortaladı. Bir dakika! Bizim Şifo var orda, inanılmaz, kısa boyuyla kafaya çıkıyor. O da ne? Vurdu… Vurduuuu goooooooolllll! Umut gol attık oğlum, gollll!” Umut sevinçten havalardaydı. Babası onun yüzündeki mutluluğu görünce hemen Umut’a sarıldı.

İlk yarı böyle bitti, sevinçle. Kalan dakikalarda her ne kadar saldırsa da Beşiktaş ikinci golü bir türlü bulamadı.

İkinci yarıya ise temkinli başladı siyah-beyazlılar. Skoru korumaya çalıştı hep. Bu durum Mustafa’nın kelimelerine de yansıdı. Oğluna maçı artık daha az anlatır oldu. Artık stadı, tribünleri, Metin-Ali-Feyyaz’ı, Beşiktaş tarihini anlatıyordu. Nasıl olsa maçta bir heyecan yoktu. Arada bir maça dönmüyor da değildi…

“Umut, Fevzi bir şut daha kurtardı. Kesin maçın yıldızı olacak.”

Sonra tekrar oğluna döndü. Bu sefer bir marş öğretmeye başladı. Az önce taraftarların söylediği şampiyonluk marşını…

Dakikalar, bir kanat oyuncusu gibi son sürat atağa kalktı. Artık Mustafa da Umut da son düdüğü bekliyordu. Bu skorla şampiyonluk umudu son haftalara taşınacaktı. “Biraz maçı anlat baba” dedi Umut. Mustafa anlatmaya başladı. Şans işte…

“80. dakikaya girdik oğlum. Galatasaray Emre ile atak yapıyor… Bizim ceza sahasının hemen önünde. Bir ara pası attı Arif… Aslanım Halilagiç! Yapma! Fevziii…”

Umut kapkaranlık dünyasında hayal edemedi neler olduğunu. Hemen babasına sordu: “Ne oldu baba, gol mü yedik?”

“Gol yedik oğlum, maalesef gol yedik…”

“Peki, niye herkes Fevzi’ye bağırıyor baba? Hata mı yaptı? Yapmış olamaz o çok iyi bi kaleci.”

Doğru söylüyordu oğlu. Fevzi, geleceği olan çok yetenekli bir kaleciydi. Bu maçta Shorunmu’yu kesip kaleye geçmişti. İki sezon önce de siyah beyazlılara Türkiye Kupası finalinde Hagi’nin bir penaltısını kurtararak kupayı kazandırmıştı. Göteborg karşısında kurtardığı penaltıyı da kim unutabilir ki?

Sonra, az önceki pozisyon tekrar Mustafa’nın gözünün önüne geldi. Arif’in ara pasını savunma oyuncusu Halilagiç kaptı. Bir an için arkasını dönemeyince o Fevzi’ye pas verdi. Genç kaleci geri pası uzaklaştırmak için hamle yaptı. Ama o da ne? Iska!! Top tıngır mıngır ağlara gitti.

Oğluna nasıl söyleyebilirdi ki bunu. Onun kahramanını nasıl söylebilirdi.

“Yok oğlum, hata yapmadı. Tam tersi, elinden geleni yaptı. Şansızdı sadece. Arif çok güzel vurdu, Fevzi uçtu ama kurtaramadı.”

“Fevzi çok iyi kaleci baba!”

Aslında o pozisyonda Fevzi’nin de hatası yoktu, tam önünde küçük bir tümsek vardı. Top orada sekmişti… Ama tribündekiler gibi Mustafa da -her ne kadar oğlunun yanında söyleyemese de- Fevzi’ye kızıyordu. Sonra düşündü, kendi kendine “olsun” dedi; “Bu maçı, bu şampiyonluğu kaybettik ama o bize daha çok maç kazandıracak”.

Umut’u alıp trübünden çıktı Mustafa, maçın sonucunu beklemeden. Yolları uzundu, kalabalığa kalmasalar iyi olacaktı.

Galatasaray maçındaki “o an” genç kalecinin peşini hiç bırakmadı. 2001’deki Denizlispor ve Çaykur Rizespor maçlarında yaşadığı şansızlıklar Fevzi’nin ‘ah’lar eşliğinde kafasını direğe vurmasıyla sonuçlandı. O yıl devre arasında Gaziantep’e kiralandı genç kaleci, sonra Samsunspor, Malatyaspor, Manisaspor, Fethiyespor, Diyarbakırspor, Kocaelispor, Giresunspor derken 2012’de TKİ Tavşanlı Linyitspor’da futbol hayatını sonlandırdı.

Fevzi her ne kadar Galarasaray maçındaki o pozisyonla hatıralarda yer alsa da, o hep umutların en iyi kalecisiydi.

NOT: Ocak 2013 verilerine göre dünyada 45 milyon, Türkiye’de 75 bin görme engelli insan var. Siz de Altınokta Körler Derneğine bağışta bulunun, hayata tutunmak için onların umudu olun.

Ziraat Bankası Cebeci Subesi / 3609132-5002
IBAN: TR 3100 0100 0651 0360 9132 5002

İş Bankası Cebeci Şubesi /4205-1931244
IBAN: TR 120006400000142051931244

Vakıfbank Cebeci Şubesi
IBAN: TR 2400 0150 0158 0072 9055 4818

PaylaşShare on Facebook0Share on Google+0Share on LinkedIn0Email this to someonePin on Pinterest0Share on Tumblr0Print this page
14 Nisan 2000 Beşiktaş Galatasaray maçı16. SayıBeşiktaşFevzi TuncayFutbolda Hüzün Sayısıumut
Share Tweet
sezgin@topraksaha.net'

Sezgin Rızaoğlu

Eski Sayılardan

  • AN-I ŞAHANELER

    Kaleci, Bir Kurtarıştan Fazlası Mı?

    Şubat 2019
  • AN-I ŞAHANELER

    Zarif İmza

    Aralık 2018
  • AN-I ŞAHANELER

    Halit Kıvanç’ın Pele ile Tanışması

    Haziran 2018

REKLAM

REKLAM

ESKİ SAYILAR

TAKVİM-İ MAZİ

TAKVİM-İ MAZİ

@topraksaha_net

  • topraksaha_net “Ben soğuk biri değilim. Ka bimi her şeyden önce oyuna veriyorum." t.co/u6C7DiIakh Tarih: 11 Saat önce via Twitter Web Client Cevap - Retweet - Favori
  • Futbol tarihine geçen, günümüzde bile konu #DinoZoff olunca akıllara gelen bir kurtarış… Peki bir kaleciyi efsane y… t.co/sg6UzaUUE7 Tarih: 21 Saat önce via TweetDeck Cevap - Retweet - Favori
  • “Omar çok sempatik bir canavardı. Bir keresinde bir takım arkadaşı ona ‘Omar, birlikte oynadığımız maçı hatırlıyor… t.co/MYCLQwS6JT Tarih: 1 Gün önce via Twitter Web Client Cevap - Retweet - Favori

Twitter'da @topraksaha_net Takip Et.

  • Anasayfa
  • İletişim

Toprak Saha © 2017. Tüm Hakları Saklıdır.