Toprak Saha – Aylık retro futbol e-mecmuası
  • Zat-ı Muhteremler
  • An-ı Şahaneler
  • Yad-ı Hafta
  • Fi Maçı
  • Kadim Takımlar
  • Cemiyet Haberleri
  • Malumat Saha
Fİ MAÇI

Benim Güzel Zaferim

Toprak Saha · Aralık 2016

 hqdefaultlogolu

-Bir Sezgin RIZAOĞLU yazısı-

Faroe Adaları, 90’ların başında Avrupa futbol sahnesinde ben de varım dedi. Üstelik kendi topraklarından uzakta unutulmaz bir galibiyetle.

Aleksandar Djordjevic gençliğinde Yugoslavya’nın Zvonimir Boban ve Davor Sukerli 20 Yaşaltı milli takımının defanstaki belkemiği ve aynı zamanda kaptanıydı. Uzun yıllar Partizan forması da giymişti. Şimdi ise rotasını Avrupa’nın en küçük ülkelerinden -teknik olarak hala Danimarka’ya bağlı- Faroe Adaları’na çevirdi. KI Klaksvik takımının teklifini kabul etti.

Kopenhag’daki havaalanına geldiğinde soluğu danışma masasının yanında aldı Aleksandar.

“Faroe Adaları’na gitmek istiyorum. Danimarka’nın güneyindeydi, değil mi?”

Kadın görevli hafif gülümseyerek cevapladı.

“Maalesef, kuzeyinde efendim!”

Ardından karşındakini süzerek konuşmaya devam etti.

“Bayım, size tavsiyem üzerinize kalın bir şeyler alın!”

Aleksandar şaşkın ifadelerle görevliye baktı. Sonra da üzerindeki kıyafetlere…

“Acaba doğru karar mı veriyorum!” diye kendi kendine söylendi.

Sırp adam hemen soluğu yakınlardaki bir alışveriş merkezinde aldı. Hızlıca üzerine kalın bir şeyler satın alarak -adını İskandinav mitolojisindeki Thor’dan alan- başkent Torshavn uçağını yakaladı. İki saat on beş dakikalık bir uçuş onu bekliyordu.

Uçaktaki yerini aldığında, yeni ve kalın kıyafetleriyle koltuğa şöyle bir yaslandı ve gelecek hayalleri kurmaya başladı.

“Faroe Adaları’nda altı ay kalırım sonra Danimarka veya İsveç kulüplerinden teklif alırım…”

Ama Aleksandar’ın gelecek planlarının arasına birden geçmiş karıştı.

“Faroe Adaları ve futbol!?”

“Sahi, o ilk maçları neydi öyle…”

Aleksandar, Partizan‘da yeni yeni oynamaya başladığı dönemde, Avrupa’da ses getiren o maçı hatırladı: Faroe Adaları – Avusturya.

Danimarka’ya bağlı özerk bir ülke olan Faroe, tarih 2 Temmuz 1988’i gösterdiğinde FIFA’ya ve 18 Nisan 1990’da ise UEFA’ya tam üyeliği gerçekleşmişti.

İlk resmi hazırlık maçını en yakın komşusu İzlanda ile yapan ve 1-0 kaybeden Faroe, bir diğer hazırlık maçında Kanada’yı 1-0 mağlup edecek ve o dönem için çok konuşulan bir başarı göstermiş olacaktı. Ancak ilk katıldıkları resmi turnuva, 1992 Avrupa Şampiyonası elemeleriydi ve oynanan ilk maç bundan çok daha ötesiydi.

12 Eylül 1990 tarihi Yaşlı Kıta’dan kilometrelerce ötede on yedi ada için çok şey ifade ediyordu. Her ne kadar ülkenin ata sporu geleneksel kürek yarışları olsa da, o günden sonra birinci sporun futbola dönüşmesi kaçınılmaz olacaktı.

Faroe Adaları, o tarihten henüz üç ay önce Dünya Kupası’nda oynamış Avusturya’yı misafir edecekti. Oysa evlerindeki ilk maç için önlerinde bir engel vardı. Her ne kadar adı ‘Keçiler Ülkesi’ anlamına gelse de, Faroe’nin saha çimleri futbol oynamak için yeterli uzunlukta değildi. UEFA’nın yönlendirmesi, büyük abilerinin ev sahipliği yapmasıyla Avrupa Şampiyonası elemelerindeki tüm iç saha maçlarını İsveç’in Landskrona bölgesinde oynayacaklardı.

Takım amatör futbolculardan kuruluydu. Öyle ki üçüncü kaleci Kaj Leo Johannesen, o dönemin hentbol oyuncusu, geleceğin başbakanıydı. Futbolu meslek olarak icra eden tek kişi antrenörleri Pall Gudlaugsson’du. O da eski İzlandalı milli futbolcuydu.

Avusturya ise maç için özel hazırlanma ihtiyacı bile duymamıştı. Andreas Herzog, Toni Polster gibi yıldız futbolculara sahip takım maç öncesindeki son antrenmanını iptal edip, Danimarka’da oynanan Galler maçını izlemeyi tercih etmişti. Bu haber Faroe’nin antrenörünü daha hırslandırmıştı. Öyle ki; takıma yaptığı maç öncesi konuşmasına bu durum yansımıştı: “O sahaya çıktığınızda ülkenizin bayrağını düşünün! Sizin bayrağınızı… O hep yanınızda olacak. Küstah Avusturyalılara karşı mücadele etmekten azla vazgeçmeyin. Bu maçı ülkeniz için kazanın, çocukluğunuz için kazanın!”

Kafalarının içinde antrenörlerinden aldıkları gaz, göğüslerinde dünyaca ünlü bir akaryakıt firmasının sponsorluk logosuyla sahaya çıkan Faroe Adaları’nın milli marşı ilk kez bir resmi maçta çalınıyordu: “Benim güzel topraklarım…”. Kamera tek tek futbolcuları gösteriyordu. Knudsen, Jakobsen, Tummas Hansen, Danielsen, Julian Hansen, Allan Morkore, Nielsen, Dam, Abraham Hansen, Reynheim, Kurt Morkore… Seremonide en dikkat çeken futbolcu ise kafasındaki beyaz kar beresiyle kaleci Jens Martin Knudsen’di. Faroeli kaleci, 13 yaşından beri beresini futbol oynarken hep takıyordu. Bir anlamda uğuruydu.

Avusturya takımı ise son oynadığı Dünya Kupası A grubu ABD maçındaki kadrodan 6 farklı oyuncuyla sahadaydı: Konsel, Russ, Pecl, Hartmann, Streiter, Peischl, Rodax, Linzmaier, Polster, Herzog ve Reisinger on biriyle sahaya çıkmıştı.

Norveçli hakem Egil Nervik, düdüğünü çaldığında Faroe Adaları futbolcularının tarihi dokunuşuyla maç başladı. Daha ilk saniyeden mavi-beyazlıların sistemi belliydi sanki: Kendi güzel topraklarını mümkün olduğunca Avusturya ataklarından korumak, topu yarı sahalarından uzakta tutmak.

Avusturya ise golü erken bulmak istiyordu. Daha ilk dakika bitmeden, Herzog topu rakip ceza sahasına ortaladı. Topla buluşan Reisinger bekletmeden içeri kesti. Top, Polster’e gelmeden hemen üç Faroeli onun etrafını sardı ve topu uzaklaştırdı. Sonraki dakikalarda da ceza sahasına kesilen her ortayı Faroeli stoperler uzaklaştırıyordu. Sıkıştıklarında ise direkt topu kalecileri Knudssen’e atıyorlar, o da topu eline alıp takımı rahatlatıyordu. Kaleciye geri pasın hala tedavülde oldu yıllardı.

Faroe Adaları’nın bir diğer silahı da faullerdi. Ceza sahası dışı veya orta saha fark etmiyor, Avusturyalıları faulleriyle bezdirmeyi amaçlıyorlardı. Daha 8. dakikada Kurt Morkore, Avusturyalı Pecl’e sert giriyor ve maçın ilk sarı kartını görüyordu.

İlk on dakika Avusturya hep ortadan geliyordu. Faroe ise kaptığı toplarla kontraya çıkmaya çalışıyordu. Ortadan istediği sonuca ulaşamayan Avusturyalılar kanatlara açılmayı deneyecekti. Bu sefer de yapılan her ortayı kaleci Knudsen alacaktı. Taraftar ise her Faroeli oyuncunun müdahalesinde daha coşuyordu. Özellikle de top beyaz bereli kalecilerine geldiğinde… Ama top rakip kaleciyle buluştuğunda –ki Avusturyalılar da az da olsa geri pası kullandılar- tribünler onu ıslıklıyordu.

Norveçli hakem ilk yarıyı bitirdiğin tribündeki az sayıdaki Faroeliler mutlu, rakip teknik direktör Josef Hickersberger ise düşünceliydi. Zaten takımı Dünya Kupası’nda grubu üçüncü bitirip, üst tura çıkmayı kıl bayı kaçırmıştı ve ülkesindeki tüm eleştiri okları onun üzerindeydi. Faroe Adaları’nın teknik direktörü Pall Gudlaugsson ise mutluydu, amatör oyunculardan kurulu takımı ilk yarı görevini yapmıştı.

Hickersberger’in ilk yarının bitimiyle kameralara yansıyan düşünceli hali soyunma odasında sözlerine yansıyordu. Misafir takım odasından sinirli bir adamın bağrış sesleri geliyordu.

Avusturya, ikinci yarının ilk saniyelerinden itibaren rakip kaleye saldıracaktı. Hatta Russ’un ortasında müsait durumdaki Polster topu ağlarla buluşturmak yerine kötü bir vuruş yapacak ve kaleci Knudsen topu kornere atacaktı. Faroe Adaları takımı ise ilk yarıya göre topu daha çok ayağında tutacak, rakip sahada daha çok çoğalacaktı.

60. dakikada Herzog’un ortasında Knudsen’den dönen topa defans oyuncusu Kurt Russ gelişine vuruyordu. Ama top kale yerine direğin yanından az farkla dışarı çıkıyordu. Russ çimleri döverken oyunu başlatan şapkalı kaleci atacakları golün habercisiydi.

Degaj sonrasında topla buluşan Torkil Nielsen, rakip kaleye doğru hareketlendi. Önce Hartmann’dan, sonra Pecl’den sıyrıldı ve ceza sahasına girer girmez şutunu çekti. Top, kalecinin yanından ağlarla buluştu.

Tribünler, Faroeli futbolcular kendinden geçiyordu… Hakem oyunun tekrar başlaması için onları zor toparlamıştı. Hickersberger ise yıkılmış, yedek kulübesine hapsolmuştu. Yardımcısı hemen oyuna müdahale edilmesi gerektiğini Avusturyalı teknik adama fısıldıyordu. Golden sonra hemen Avusturya iki değişiklik birden yapacaktı. Herzog ile Reisenger’i çıkartıp, hücumcu orta saha Willfurth ve forvet Pacult’u oyuna alacaktı.

Golün şokunu atlatan Avusturyalı futbolcular karşı kaleye yüklendikçe yükleniyordu. Golden dakikalar sonra topla buluşan Polster yine rakip kaleciyle karşı karşıya kalıyor ama bir kez daha beyaz bereliyi geçmeyi başaramıyordu.

Avusturyalıların akınları sağlı sollu devam ediyordu ama Faroeliler hiçbirine geçit vermiyordu. Teknik direktörleri Gudlaugsson de onların bu performansından memnundu. Sanki totemi bozmak istemiyor, o sebeple yorulan takımından kimseyi değiştirmiyordu. Tarihi maç sadece 11 oyuncunun omuzlarındaydı ve öyle de devam edecekti. Kenardaki oyuncular da bu durumdan rahatsız değildi. Onlar da hop oturup hop kalkıyor, neredeyse sahadaki arkadaşları kadar yedek kulübesinde performans sergiliyorlardı.

70. dakikada ise Avusturyalı Rodax topu ileri ortalıyor ve takım arkadaşları ofsayttan çıkmak için orta sahaya doğru yürürke o kendi attığı topa koşuyordu. Bu durumu erkenden sezen Knudsen, hemen kalesini terk edip ceza sahasının dışından topu taca alıyordu. Bu hamlesi sırasında Faroeli kalecinin beyaz beresi başından çıkıyor ve futbol severler onu ilk kez yeşil sahalarda beresiz görüyordu.

Karşılaşmanın geri kalanını tek kale oynayan Avusturyalıların her atağı Faroe defansı tarafından kesiliyordu. Kuzeyli futbolcular kaptıkları her topu neredeyse direkt taca atıyordu. Maçın son dakikalarıyla birlikte Faroe Adaları’nın yedek kulübesinde heyecanlı bir bekleyiş vardı. Kimse yerinde oturmuyordu. Norveçli hakemin bitiş düdüğünü çaldığında, saha kenarındaki tüm futbolcular sahadaki arkadaşlarına koşuyordu. İsveç’in Landskrona şehrinde inanılmaz bir sevinç yaşanıyordu. On bir amatör futbolcu ilk resmi maçlarında tarih yazmıştı. Ardından elemelerde alacakları Kuzey İrlanda beraberliği bir sonraki kura çekiminde onları 6. torbadan 5. torbaya taşıyacaktı.

Aleksandar Djordjevic mi? O, 2001 yılında Torshavn uçağına binip gittiği Faroe Adaları’ndan hiç ayrılmadı. Ara ara İsveç ve Danimarka’dan teknik direktörlük teklifleri geldi ama o en büyük zaferini bu küçük kuzey ülkesinde buldu. Tıpkı günümüzde Faroe Adaları Milli Takımı forması giyen oğlu Filip Djordjevic gibi.

PaylaşShare on Facebook0Share on Google+0Share on LinkedIn0Email this to someonePin on Pinterest0Share on Tumblr0Print this page
1992 Avrupa Şampiyonası44. SayıAvusturyaFaroe AdalarıKnudsenKuzey Futbolu Özel Sayısı
Share Tweet

Toprak Saha

Eski Sayılardan

  • Fİ MAÇI

    Beyazıyla Siyahıyla Bir Maçın Öyküsü

    Haziran 2019
  • Fİ MAÇI

    Kar Golleri Kesti

    Haziran 2019
  • Fİ MAÇI

    Metz Que Un Club

    Haziran 2019

REKLAM

REKLAM

ESKİ SAYILAR

TAKVİM-İ MAZİ

TAKVİM-İ MAZİ

@topraksaha_net

  • topraksaha_net RT @patiseverdoslar: ŞANSI VARMI BU GÜZEL ENGELLİ OĞLANIN? HAVALAR SOĞUDU YAŞADIĞI KULÜBEDEN ANCAK EVLERİN KAPISI AÇILDIĞINDA EVLERE GİRMEK… Tarih: 9 Gün önce via Twitter Web App Cevap - Retweet - Favori
  • RT @SocratesPods: #SocratesFC'de bu hafta @inanozdemir ve İlhan Özgen, Tottenham'a desteğini ilan eden @ermanyasar'ı konuk ettiler. Mourinh… Tarih: 12 Gün önce via Twitter Web App Cevap - Retweet - Favori
  • RT @SocratesDergi: Beşiktaş özkaynak hocası S. Hamdi Tüzün, 11 yaşındaki Sergen Yalçın'a verdiği ödevde ondan hayal ettiği gol pozisyonları… Tarih: 13 Gün önce via Twitter Web App Cevap - Retweet - Favori

Twitter'da @topraksaha_net Takip Et.

  • Anasayfa
  • İletişim

Toprak Saha © 2017. Tüm Hakları Saklıdır.